Maden ihracatçılarının 2010 yılında Libya, Mısır, Tunus, Cezayir, Fas ve Sudan'a yaklaşık 87 milyon dolarlık mal sattığını belirten Özer, buna karşın 2011 yılının Ocak-Şubat ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 3,5'lik bir düşüş yaşandığını aktardı. Kuzey Afrika ülkelerine olan ihracatın yıl içinde düşmeye devam edeceği uyarısında da bulunan İMİB Başkanı, "Bunun yanında Irak'a olan maden ihracatı düşecek. Libya'daki olaylar maden ihracatından ziyade doğal taşı etkileyecek. Müteahhitler orada kullanacakları doğal taşı buradan götürüyordu. Düşüş olacak ama bizi çok etkilemez. 87 milyon dolar olmaz da 30-40 milyon dolarla kapatırız. Ama bizim 2011 hedefimiz, 4 milyar dolara çıkmak. 40-50 milyon bizi çok etkilemez.'' şeklinde konuştu. Madenciler olarak birtakım sorunlarla karşılaştıklarını da aktaran Özer, birlik olarak ilk hedeflerinin çevreye duyarlı madencilik yapmayı yaygınlaştırmak olduğunu söyledi. Dünyanın her noktasında maden çıkarılma işlemi sırasında çevrenin bir şekilde bozulduğunu da itiraf eden Mehmet Özer, sözlerine şöyle devam etti: "Toplumdaki 'madenciler çevreye zarar veriyor' kötü algılamasını kaldırmak için yeni çalışmalar başlattık. Her yıl bir bölgede bir ya da iki defa fidan dikimine gidiyoruz. Madenin bulunduğu yerde çevreyi bozmuş olabiliriz ama fidanlar dikerek gelecek nesle daha iyi çevre bırakmak istiyoruz. Sektörle çevrecilerin birlikte çalışmasını istiyoruz.'' Özer, ayrıca özel alaşımlı çelikle otomobil yapıldığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bir otomobilin meydana gelmesi için 7-8 ton madene ihtiyaç var. Bu süreçte çevre bozuluyor ama asıl çevrenin bozulması bundan sonra başlıyor. Otomobili alan kişi dünyanın en büyük çevre kirleticisi olan akaryakıt kullanıyor. Kim otomobile binmekten vazgeçer? Uçak da gemi de öyle. Teknoloji geliştikçe çevreyi ve dünyayı kirletiyoruz. Ya teknolojiden vazgeçeceğiz ya da madenleri çıkartmayacağız.'' Özer, sorunlarının çözümü için de 'maden bakanlığı' kurulması teklifinde bulundu. ZAMAN