Maliye Bakanlığı, yeni
Kurumlar Vergisi Kanunu ile ilgili
uygulama esaslarını, tek bir tebliğde topluyor.
Maliye Bakanlığı, geçen yıl yeniden yazılarak, TBMM'de yasalaşan yeni Kurumlar Vergisi Kanunuyla ilgili uygulama Tebliğ Taslağını hazırladı.
Söz konusu düzenlemeyle, kurumlar
vergisi ile ilgili 86 uygulama Tebliği yürürlükten kaldırılarak, tek bir Tebliğe dönüştürülüyor. Kurumlar Vergisi Kanunun her bir maddesinin uygulama esasları,
taslakta aynı madde numarasının altında düzenleniyor.
Bu şekilde kurumlar vergisi, hem basit ve anlaşılır hale getiriliyor, hem de vergiyle ilgili işlemlerin hızlı ve sağlıklı yürütülmesine ortam hazırlanıyor.
Gelir İdaresi Başkanlığı yetkilileri, Vergi Kanunlarının yeniden yazımı çalışmalarında öncelikle vergiyi basit, anlaşılır ve kolay uygulanır hale getirmeyi amaçladıklarını belirterek, ''Bunun ilk uygulaması kurumlar vergisinde olacak. Yeni Kurumlar Vergisi Kanunu ile getirilen oran indiriminin yanı sıra oldukça basit bir
sistem oluşturuluyor. Önce yürütme ve yürürlük dahil 38 maddelik bir
kanun çıkarıldı. Şimdi aynı Kanunun uygulama esaslarını 1'i geçici madde olmak üzere 36 maddelik tek bir Tebliğ ile düzenliyoruz. Bu şekilde vergiyle ilgili tüm taraflar, Kanun veya Tebliği açtığında ne yapması gerektiğini kolayca anlayabilecek'' dediler.
UYGULAMA ESASLARI
Bu arada Tebliğ taslağıyla yeni Kurumlar Vergisi Kanunu ile getirilen ve
transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü
kazanç dağıtımında olduğu gibi bazı hükümleri 1 Ocak 2007'de uygulamaya giren yeni vergi müesseselerinin uygulama esasları da belirleniyor.
Buna göre kurumların ilişkili kişilerle, emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit ettikleri bedel ya da fiyat üzerinden mal veya
hizmet alım-satımında bulunmaları durumunda oluşan kazanç, tamamen veya kısmen transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü dağıtılmış kazanç olarak addedilecek.
İlişkili kişiyi ''Kurumların kendi ortakları, kurumların veya ortaklarının ilgili bulunduğu gerçek kişi veya kurum ile idaresi, denetimi veya
sermayesi bakımından doğrudan veya dolaylı olarak bağlı bulunulan ya da nüfuzu altında bulundurulan gerçek kişi veya kurumları'' olarak tanımlayan taslak çerçevesinde, ortakların eşleri, ortakların veya eşlerinin üstsoy ve altsoyu ile üçüncü derece dahil yansoy hısımları ve kayın hısımlar da ilişkili kişi sayılacak.
Emsaline uygun fiyat veya bedelin tespitinde karşılaştırılabilir fiyat,
maliyet artı, yeniden
satış veya kişinin belirleyeceği diğer yöntemler kullanılacak.
Tamamen veya kısmen transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılmış sayılan kazançta, ''Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarının uygulamasında, şartların gerçekleştiği
hesap döneminin son günü itibarıyla dağıtılmış kâr payı veya dar
mükellefler için ana merkeze aktarılan tutar'' dikkate alınacak. Ancak, örtülü kazanç dağıtımı yapılan kurumlarda bu düzeltmenin yapılabilmesi için örtülü kazanç dağıtan kurum adına tarh edilen vergilerin kesinleşmiş ve ödenmiş olması gerekecek.
Söz konusu kâr payının başka bir kuruma aktarılmış olması durumunda ise bu kazanç, iştirak kazancı olarak değerlendirilecek.
KONTROL EDİLEN YABANCI KURUM KAZANCI
Taslağa göre
kontrol edilen
yabancı kurum kazancı, ''Tam mükellef gerçek kişi ve kurumların doğrudan veya dolaylı olarak ayrı ayrı ya da birlikte, sermayesinin, kar payının veya
oy kullanma hakkının en az yüzde 50'sine sahip olmak suretiyle kontrol ettikleri
yurt dışı iştiraklerden'' oluşacak.
Yurt dışındaki bir kurumun, kontrol edilen yabancı kurum sayılabilmesi için bu kurumun sermayesinin, kar payının ya da oy kullanma hakkının en az yüzde 50'sinin doğrudan veya dolaylı olarak, ayrı ayrı ya da birlikte tam mükellef gerçek kişi ve kurumlara ait olması gerekecek.
Yurt dışı iştirakin kontrol edilen yabancı kurum olup olmadığının tespitinde de, kontrol oranı olarak, ilgili hesap dönemi içinde, herhangi bir tarihte sahip olunan en yüksek oran dikkate alınacak.
Kontrol oranının sağladığı yurt dışı iştiraklerin, kontrol edilen yabancı kurum olarak kabul edilmesi ve bu şekilde kontrol edilen yurt dışı iştiraklerin kurum kazançlarının dağıtılsın, dağıtılmasın Türkiye'de kurumlar vergisine tabi tutulabilmesi için de şu şartlar aranacak:
-Yurt dışı iştirakin ilgili yıldaki toplam gayri safi hasılatının yüzde 25 veya fazlasının pasif nitelikli gelirlerden oluşması.
-Yurt dışında kurulu iştirakin kurum kazancının yüzde 10'dan az oranda gelir ve kurumlar vergisi benzeri toplam vergi yükü taşıması.
-Yurt dışındaki iştirakin ilgili yıldaki gayrisafi hasılat tutarının 100 bin YTL karşılığı yabancı paranın üzerinde olması.
ÖRTÜLÜ SERMAYE
Taslağın örtülü sermayeyle ilgili hükümlerine göre de,
işletmede kullanılan borçların örtülü sermaye sayılabilmesi için, ''Doğrudan veya dolaylı olarak ortak veya ortakla ilişkili kişiden temin edilmesi, işletmede kullanılması ve bu şekilde kullanılan borcun, hesap dönemi içinde, herhangi bir tarihte kurumun öz sermayesinin 3 katını aşması'' gerekecek.
Herhangi bir
ortaklık payı bulunmamakla birlikte, İMKB'de işlem gören hisselerin elde bulundurulması halinde, bu hisselerin ait olduğu kurumlardan yapılan borçlanmalarda örtülü sermayenin oluşabilmesi için, elde bulundurulan hisselerin sağladığı ortaklık payı da en az yüzde 10 olacak.
Örtülü sermayeden söz edilebilmesi için borcu alan kurumun, bu borcu işletme ya da yatırım harcamalarında kullanması istenecek. Bu borcun aynı şartlarla, diğer başka bir kuruma aktırılması halinde, örtülü sermayeden söz edilemeyecek.
Ortaklar vasıtasıyla kurumların iştiraklerinin, ortakların veya ortaklarla ilişkili kişilerin,
banka ve
finans kurumlarından ya da sermaye piyasalarından temin ederek, aynı şartlarla kısmen veya tamamen kullandığı borçlanmalar da, örtülü sermaye sayılmayacak.