Merkez Bankası verilerine göre, 2010'da hane halkının kullandığı
kredilerin toplam harcanabilir gelire oranı 1.9 puan artışla yüzde 17.3'e çıktı. Ancak artan borca karşın ödenen
faiz, gelirin yüzde 5.2'sinden yüzde 4.4'üne geriledi.
Faizdeki düşüş
Hazine kadar vatandaşın da yüzünü güldürdü. Ekonomideki canlanmayla
bankalara koşup kredi çeken vatandaşın borcu artarken, maliyeti düştü.
Merkez Bankası'nın açıkladığı Finansal İstikrar Raporu'na göre, vatandaşın borcunun GSYİH'ya oranı 2009'da yüzde 15.4 iken, bu oran 2010'da yüzde 17.3'e yükseldi. Vatandaş 2009'da harcanabilir gelirinin yüzde 5.2'sini faize yatırırken, bu oran 2010'da yüzde 4.4'e geriledi. Böylece
ekonomik istikrarla birlikte gelen faiz düşüşü
tüketiciyi doğrudan etkilemiş oldu.
SORUNLU KREDİDE HIZLI DÜŞÜŞ
Kredi koşullarındaki iyileşme, faiz oranlarının düşük seviyesi, düşen
işsizlik oranı ve kredi kullanıcılarının artan borç ödeme kapasitesi sonucunda sorunlu kredi oranları da geriledi. 2011
Mart ayında tahsili gecikmiş alacakların toplam kredilere oranı yüzde 3.7'den yüzde 3.2'ye geriledi. KOBİ kredilerinde tahsili gecikmiş alacakların oranı yüzde 4.5'tan 3.8'e, bireysel kredilerde yüzde 4.1'den 3.7'ye, tüketici kredilerinde ise yüzde 2.7'den 2.3'e geriledi.
% 40'LIK KUR ARTIŞI ETKİLEMEZ
Merkez, bankacılık sektörünün kredi ve piyasa hareketlerinden ileri gelen şoklara dayanıklılığıyla ilgili 8
senaryo hazırladı. Senaryolarda döviz kurunun artması, eurobond getirilerinin düşmesi, faizlerin ve tahsili gecikmiş alacakların artması gibi senaryolara yer verildi. En iyi senaryoya göre kurlar yüzde 30 artarsa, eurobond getirileri yüzde 5 değer kaybederse, tahsili gecikmiş alacaklar yüzde 3, faizler de yüzde 10 artarsa bankaların
sermaye yeterlilik rasyosu yüzde 15 oluyor. Doların yüzde 40.5 arttığı en kötü senaryoda bile sektörün sermaye yeterlilik rasyosu azalmasına rağmen yasal sınır olan yüzde 8'e yakın değer alıyor.
Isınma yok
Merkez Bankası Başkanı
Erdem Başçı, "aşırı
ısınma" ile "aşırı borçlanma" arasında fark olduğunu, şu ana kadar alınan tedbirlerin aşırı borçlanmaya yönelik olduğunu vurguladı. Banka, ekonomide toplam talep koşulları bakımından aşırı ısınma gözlenmediğine de dikkat çekti.
Merkez'le açık polemiği
CNBC-E Business Dergisi'ne konuşan
BDDK Başkanı
Tevfik Bilgin de munzam karşılıklar konusunda Merkez Bankası'na sert çıktı. "Munzam bize danışılsaydı bu çark kontrollü dönerdi" diyen Bilgin, cari açığın sadece bankalar üzerinden önlenemeyeceğini belirtti.
Türkiye aktif kârlılıkta açık ara önde
Rapor son dönemde Merkez Bankası'nın munzam karşılıkları artırmasına "Kârlarımız düşüyor" diye tepki gösteren bankaların hem özkaynak hem de aktif kârlılıkta AB'yi geçtiğini de ortaya koydu. Türk bankacılık sektörü aktif kârlılıkta 27
ülke arasında birinci sırada bulunuyor. Özkaynak kârlılığında ise Çek Cumhuriyeti'nin ardından ikinci sırada geliyor. Bu yıla ilişkin öngörülerin de yer aldığı
raporda kârlılıkta yılın ilk çeyreğindeki düşüş hızının yılın kalan kısmında yavaşlayacağı belirtildi.
SABAH