TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Genel Başkanı
Serdar Harp, AA muhabirine yaptığı açıklamada, inşaat
sektörünün,
ekonomik tercihlere ve krizlere en duyarlı iş alanlarından biri olduğunu söyledi.
Sektörün 1999 yılı krizinde yüzde 3,1, 2001 krizinde yüzde 17,4 oranlarında küçülürken, küresel ekonomik krizin etkilerinin görülmeye başladığı 2008 yılında yüzde 8,1 ve 2009 yılında da yüzde 16,3 oranında daraldığını ifade eden Harp, 2009 yılı küçülme oranının revize edilerek daha da artabileceği görüşünün yaygın olduğunu dile getirdi.
Harp, ekonomide yaşanan durgunluk ve belirsizliğin, özellikle özel sektörde yeni yatırımların ertelenmesini hatta iptal edilmesini beraberinde getirdiğini vurgulayarak, şöyle konuştu:
''
Küresel ekonomik krizin güçlü biçimde hissedildiği 2008-2009 yıllarında, belediyeler tarafından verilen yapı ruhsatlarında önemli düşüşler olmuştur. Ruhsat verilen bina sayısında 2008 yılında bir önceki yıla göre yüzde 10,8, 2009 yılında ise yüzde 4,7 oranında düşüş olmuştur.
İnşaat sektöründe yaşanan durgunluğun en önemli sonuçlarından birisi, sektördeki istihdamda yaşanan trajik düşüştür.
TÜİK tarafından açıklanan verilere göre, Üç Aylık İnşaat Sektörü
İstihdam Endeksi 2009 yılı 4. döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 16,5 azalmıştır. 2009 yılı ortalamasını dikkate alacak olursak, istihdam kaybı yüzde 19,9 olmaktadır. İstihdamdaki
akıl almaz düşüşe paralel olarak 2009 yılı içinde inşaat sektöründeki brüt ücretlerde de yüzde 4,4'lük bir azalma oluştur.''
İHTİYAÇ 500 BİN KONUTTU FAZLASI ÜRETİLDİ
Serdar Harp, 2009 yılında yaşanan
stok eritme trendinin bu yıl da bir miktar daha devam edeceğini öngördüklerini belirterek, ''Ülkemizdeki
nüfus artışı göz önüne alındığında, ülkemizin yıllık ortalama daire ihtiyacı 500 bin civarındadır. 2005-2007 yılları arasında bu ihtiyacın üzerinde rakamlara çıkılarak yıllık 575 bin civarında
üretim olmuştur. 2008 ve 2009 yıllarında düşen üretime rağmen, halen birikmiş stok tam anlamıyla eritilememiştir'' dedi.
İnşaat sektörünün yükselişe geçtiği dönemlerde halkın ihtiyaçlarına dönük, güvenli ve ulaşılabilir konutlar üretmek yerine, arz-talep dengesini gözetmeksizin kar hırsıyla konut üretmenin, bugün inşaat sektöründe yaşanan krizin derinleşmesine neden olduğunu ifade eden Harp, şunları kaydetti:
''2010 yılı bütçesinde kamu yatırımlarına ayrılan payın bir önceki yıla göre yüzde 26,4 oranında azaltılmış olması, inşaat sektörü açısından 2010 yılının da hiç de parlak olmayacağının göstergesidir. Son iki yılda yaşanan büyük çaplı daralma nedeniyle, bir önceki yılı baz alacak 2010 yılı istatistiklerinde bir iyileşme görülse bile bu durum, sektörün sorunlarının çözüldüğü anlamına gelmeyecektir.''
SEKTÖRDEKİ GELİR ADALETSİZLİĞİ
Harp, kalıcı ve istihdam yaratıcı bir sektörel büyümenin yaşanamıyor olmasının, inşaat sektörünün en önemli sorunlarından biri olarak dikkati çektiğini belirterek, şöyle devam etti:
''Sayıları iki elin parmaklarını geçmeyen büyük firmaların büyük projeleri
kontrol ettiği, geri kalan çok sayıda firmanın ise kapasitelerinin çok altında çalışmak zorunda kaldığı bir sektör ortaya çıkmış durumdadır. Bu durum, inşaat sektörü içerisindeki gelir adaletsizliğinin akıl almaz boyutlara varmasına neden olurken, istihdam olanaklarını da kısıtlamaktadır. Sektörün bu çarpık yapısını düzeltmenin en kolay adımlarından birisi, kamu yatırımlarının payının arttırılması, kamu
ihale mevzuatının şeffaf, denetlenebilir ve kamu yararını esas alacak biçimde düzenlenmesidir. 1980'li yıllarda bütçenin yüzde 20'lik bir kısmı kamu yatırımlarına ayrılırken bu oran 1990'lı yıllarda yüzde 10'lara, 2000'li yıllardan itibaren ise yüzde 6'lı düzeylere indirilmiştir.''
FİYATLARDA CİDDİ ARTIŞ OLABİLİR
İMO
Bursa Şube Başkanı
Necati Şahin ise özellikle 2009'un çok kötü gittiğini, bölgelerinde yaklaşık yüzde 20'lere varan daralma yaşandığını bildirdi.
Bu yılın başından itibaren bir hareketlenme başladığını ifade eden Şahin, şunları kaydetti::
''İnşaat ruhsatlarında geçen yıla göre yüzde 25'lik artış var. Sektör hareketlenince spekülatörler, demire zam yaptılar. Demirde yüzde 60'lara varan artışlar söz konusu. Şu anda aynı seviyeye gerilemese de biraz düştü. 2010 yılında sektördün kendini toparlayacağını düşünüyoruz. Şu anda fiyatlarda hareketlenme söz konusu değil. Bu açıdan konut almanın tam zamanı. Stoklar eritilmeye çalışılıyor. İhtiyaç fazlası arz söz konusu. Stoklar eridikçe özellikle yeni yapılacak konutların fiyatları artacak. Üretim yetişmezse fiyatlarda daha ciddi boyutta artış olabilir.''
AA