Geden'in kendine kalacak 30 gemilik dev filosu da Karamehmet'e yılda 600 milyon dolar kazandıracak.
Yıl 2000.
Türkiye henüz
2001 krizi ile tanışmamış.
Pamukbank ve
Yapı Kredi Bankası o sıralarda Mehmet
Emin Karamehmet'in sahibi olduğu
Çukurova Grubu'nun bünyesinde. İşte o tarihlerdeki öngörüyle atılan önemli bir adım bugün iki
bankasını kaybeden ve ticari itibarı yara alan Karamehmet için en önemli
finans kaynaklarından birini oluşturdu.
Çukurova Grubu bünyesindeki Geden Lines ya da Türkiye'de bilinen adıyla Genel Denizcilik 2000 yılında dev bir filo kurmak için harekete geçti. 2010 yılına kadar dünya tersanelerinin önemli bir sıkışıklık yaşayacağını öngören grup ağırlıklı olarak Uzakdoğu'ya 61 yük gemisi ve
tanker siparişi verdi.
Strateji ise son derece basitti: Ucuza al pahalıya sat.
Yaşlı gemilerin uluslararası ticaret kanunlarına göre seferden men edilmesi ve filoların gençleşme ihtiyacı talep patlaması yaşatınca Geden'in doğru bir strateji izlediği ortaya çıktı. Kore'deki
Hyundai ve Samsung başta olmak üzere Uzakdoğu'daki dev tersanelere verilen siparişin bedeli tam 2.3 milyar dolardı. Yani ortada ciddi bir risk vardı. Grup Türk bayrağına veya Türk ipoteğine finansman vermek isteyen banka bulmakta güçlük yaşayacağını düşünerek gemilerin tamamına
Malta bayrağı çekmeye karar verdi. Bu sayede yurtdışındaki bankalardan uygun şartlarda
kredi sağlandı. Bu kredilerle peşinatlar ödendi.
Pazarın canlanmasıyla birlikte gruba da talep yağmuru başladı. Tersanelerin Çin'in kapasitesini iki katına çıkarması beklenen 2010 yılına kadar dolu olması yeni gemi almak isteyen dev şirketlerin rotasını Geden gibi önceden kontrat yapan şirketlere yöneltti. Geden de bu fırsatı iyi değerlendirdi. Şirket, gemilerinin bazılarını kızakta bazısını ise daha inşasına bile başlanmadan yani kâğıt üzerinden sattı. Talep öylesine artmıştı ki örneğin, Geden Lines, Koreli Hyundai ile her biri için 50 milyon dolara el sıkıştığı 159 bin dwt'lik iki gemiyi Yunanlı Marmaras Navigation'a tanesi 80 milyon dolara satmıştı. Sadece iki gemiden elde edilen kâr bile 60 milyon doları bulmuştu. 61 gemiden 39'unu satan şirketin bu işten net kârı ise şimdiden 400 milyon doları aştı.
Çukurova'nın sessiz amiralliğine soyunan Geden Lines'ın işi sadece gemi alıp satmak değil. Şirket aynı zamanda iki yıl içinde dev bir filonun da sahibi olmayı hedefliyor. Şu anda filoda 8 adet yük gemisi ve tanker var. Şirket sipariş verdiği 22 gemiyi de filosuna katarak kapasitesini 2.5 milyon dwt'ye yükseltmek istiyor. Tabii eğer söz konusu gemileri kışkırtıcı bir teklifle almak isteyen çıkmazsa. Dev bir filo kurmayı amaçlayan Geden yöneticilerinin
denizcilik
sektörüyle ilgili yayınlara verdikleri demeçlerden iyi bir alıcı bulurlarsa ellerindeki gemileri satabilecekleri anlaşılıyor.
Geden Line adeta kapalı kutu
Geden Line'ın tüm pazarlama stratejisini Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdür
Tuğrul Tokgöz yönetiyor.
Tokgöz ve ekibi sektör dergileri dışında ulusal basında yer almayı
tercih etmiyor. Bu nedenle şirket için kapalı kutu tanımını yapmak fazla yanlış olmaz. Tokgöz'ün denizcilik sektörüyle ilgili uluslararası sektör dergilerine verdiği demeçler ise sektörle ilgili beklentileri ve Geden ile ilgili hedeflerini açıkça ortaya koyuyor.
Yunanlı ve Uzakdoğulu armatörlerin ciddi nakitlerin üzerinde oturduğuna dikkat çeken Tokgöz, bunların muhakkak denize yatırım yapacaklarına dikkat çekiyor. Son yıllarda yük gemisi ve tanker fiyatlarında ciddi artışlar olduğunu belirten Tokgöz, Aframax tankerin fiyatının üç yılda 35'ten 61 milyon dolara çıktığını, ikinci ellerde düşüş olsa bile yeni tankerlerin fiyatlarında düşüş beklemiyor. Tokgöz bunun nedenini ise
hammadde yani çelik fiyatındaki ciddi artışa ve
Japon Yeni'nin aşırı değerlenmesine bağlıyor. Tersanelerin gemi fiyatlarını yukarıya çekmeye çalıştığını söyleyen Tokgöz, Çin'in kapasitesini iki kat artıracağı yıl olan 2010'a kadar bu durumun sürmesini bekliyor. 2010 yılı ise sadece sektör açısından değil Geden Lines için de kritik bir yıl olacak. Geden bu tarihe kadar sektörde dünya çapında ses getiren 61 gemilik siparişinin tamamını teslim almış olacak. Şirket bu tarihe kadar yeni siparişler verebilir. Ancak burada önemli bir risk var. Çünkü Çin'in devreye girmesiyle fiyatlarda düşüş olursa şirketin bu operasyondan yara alması mümkün. O yüzden yeni bir sipariş operasyonu şimdilik düşük bir ihtimal gibi gözüküyor.
Ama Geden'in burada duracağını düşünmek yanlış olur. Geden Lines sadece gemi alıp satan bir şirket değil. Şirketin bir de işletmecilik ayağı var. Eğer Geden hedeflediği inşa edilecek 22 gemiyi de filosuna katarsa şirket 30 gemilik ve 2.5 milyon dwt'lik dev bir filonun sahibi olacak. Bu da Deren'i uluslararası taşımacılık liginde söz sahibi şirketlerden biri konumuna getirecek. Bugünkü şartlarda 30 gemilik bir filonun aylık getirisi en az 50 milyon dolar olarak tahmin ediliyor. Yani Karamehmet, bu filodan yılda yaklaşık 600 milyon dolar gelir elde edecek.
Denizciliğin yükselen yıldızı
Metin Kalkavan
Deniz Ticaret Odası Başkanı
Geden Lines'ı sadece Türkiye'de değil dünyada başarılı bir şirket olarak tanımlayan Metin Kalkavan, "Geden Lines, denizciliğin yükselen yıldızlarından biri. Zamanlama olarak çok iyi bir iş başardılar. İleriyi görerek hareket ettiler, deniz işletmeciliği dışında Türkiye'de hiç kullanılmayan bir yöntem deneyip yani gemi alıp satarak para kazandılar. Önümüzdeki yıllarda 30 gemilik 2.5 milyon dwt'lik dev bir filoya sahip olacaklar. Dünyada 5-7 milyon dwt'lik filolar var. Ancak bu, Türkiye için çok ciddi bir tonaj. Ayrıca tonajın büyüklüğünden çok, Geden'in önemli bir avantajı var.
Filosunun tamamına yakını yeni gemilerden oluşacak. Bu da
rekabet düşünüldüğünde şirket için önemli bir
silah olacak" dedi.
Geden çok başarılı bir şirket
Osman Öndeş
Referans yazarı
Osman Öndeş, Geden Lines'ı oldukça başarılı bir şirket olarak tanımlıyor. Tuğrul Tokgöz ve ekibinin ciddi bir öngörüyle hareket ettiğine dikkat çeken Öndeş, "Keşke Geden Lines gibi şirketlerimiz olsa. Burada ciddi bir potansiyel var. 10 milyon nüfuslu Yunanistan'ın 192 milyon dwt'lik kapasitesine karşı 70 milyonluk Türkiye'nin kapasitesi sadece 9.5 milyon dwt" diye konuştu. Geden Lines'ın filosundaki gemilerin Malta bandıralı olmasının da normal olduğunu söyleyen Öndeş, "Bunu yadırgamamak lazım. Geden Lines bir Türk şirketi. Ancak gemilerinde kolay
bayrak veren Malta'yı tercih etmiş. Çünkü dünyadaki tüm rakipleri aynı şeyi yapıyor. Maliyeti daha düşük olduğundan fazla
bürokrasi gerektirmeyen Malta, Bahama,
Panama gibi ülkelerin bayraklarını almayı tercih ediyor. Böylece rakipleriyle eşit koşullarda rekabet edebiliyor" dedi.
Karamehmet ciddi bir risk aldı
İhsan Kalkavan
Armatör işadamı
İhsan Kalkavan, Geden Lines ve Mehmet Emin Karamehmet'in ciddi bir risk üstlendiği görüşünde. Kalkavan, "Geden Lines işletmecilikten çok, gemi sipariş eden ve daha sonra da bu gemileri satan bir kuruluş. Piyasada Mehmet Emin Karamehmet'in en kârlı şirketi olarak biliniyor. Net olarak söyleyebilirim ki denizcilikte yarın yoktur, bugün vardır. Bu yüzden ileriye yönelik böyle büyük siparişler veren, ciddi bir risk üstlenir. Bu, Mehmet Emin Bey'in ve şirketinin stratejisi olabilir. Ancak ben böyle bir riski almaya cesaret edemem. Biz armatörlükte lideriz. Piyasadaki itibarımla ben de yüzde 10'luk bir peşinatla istesem 10-15 gemi siparişi verebilirim. Ancak gemi fiyatı navlunla orantılı seyreder. Navlun düşerse gemini
hurda fiyatına bile satmak zorunda kalabilirsin. Son krizde bunu yaşadık. Üç yıl önce önümüzü görüyorduk. Ancak şimdi aynı şeyi söyleyemem" diye konuştu.