İtlaf desteği tekrar geliyor

Kuş gribinin ortaya çıkmasından hemen sonra destek paketi hazırlayan hükümet, tehdidin etkisi azalınca paketteki geleceğe dönük tek tedbiri rafa kaldırdı.

İtlaf desteği tekrar geliyor

Türkiye'nin açıkta yetiştirilen kanatlı hayvanlar nedeniyle üçüncü kez kuş gribine yakalanması, virüsle ilgili yeterli tedbir alınmadığını ortaya koydu. Entegre tesislerde biyogüvenlik önlemlerinin uygulandığı Türkiye'de geleceğe dönük tek tedbir olarak görülen salma tavukların kümeslere alınması konusunda yol kat edilemedi. Hükümet bu konuda verdiği destek sözünü de krizlerin etkisi dağıldıktan sonra geri çekti. Salma kanatlıların itlafı için 2006'da 27.5 milyon YTL'lik destek sözü veren hükümet, kısa bir süre sonra itlaftan vazgeçti. Duyurduğu desteğin kasada olmadığını belirterek tedbirde tasarrufa gitmeye karar verdi. İtlaftan vazgeçilince kırsal alanlarla ilgili diğer tedbirlerden de vazgeçildiğini belirten kanatlı sektörün temsilcileri, hükümete sulak alanlardaki salma kanatlıları eylül-mayıs arasında kümese sokacak acil tedbirlere gitmesi çağrısında bulunuyor. Kırsal bölgelerde eğitim ve denetimlerin çok yetersiz kaldığına dikkat çeken veteriner hekimler de "İtlaftan 'Yerli ırk yok olur' söylemini gerekçe gösterip döndüler. Oysa bu bilimsel değil, siyasi bir söylem. Alınacak önlemler gayet nettir. Ya kontrollü itlaf yapılmalı ya da hayvanlar kapalı alana taşınmalı" diyor. Kuş gribi Türkiye'ye ilk olarak 2005'te Manyas'tan girdi. Yaklaşık 2 milyon kişiyi istihdam eden ve toplam büyüklüğü 2.5 milyar YTL'yi aşan beyaz et sektörünü krize soktu. Bunun üzerine hızla harekete geçen Tarım Bakanlığı, virüsün yayılımını durdurmaya çalıştı. Bu arada beyaz et sektörünün uğradığı zararı hafifletmek amacıyla destek paketi hazırladı. 54 milyon YTL büyüklüğündeki paket Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından 2006'nın ocak ayında açıklandı. Destek paketi içinde 27.5 milyon YTL ile en büyük payı itlaf desteği aldı. Ancak yerli ırkların önemine ilişkin uyarılar ve tepkiler nedeniyle salma kanatlıları itlaf kararından vazgeçildi. Hükümet bu desteğin yerine açıkta yetişen kanatlı hayvanların kümeste yetiştirilmesini teşvik etmeyi planladığını duyurdu. Ancak bu plan da bugüne kadar uygulamaya geçirilmedi. Bu süreçte kuş gribi nedeniyle 4 kişi hayatını kaybetti. 16 milyondan fazla da kanatlı hayvan itlaf edildi. Kuş gribi virüsü de Türkiye'nin değişik bölgelerinde kendini göstermeyi sürdürdü. Önlem, uyarı posterleriyle olmaz Tüm dünyayı alarma geçiren kuş gribi ile ilgili geleceğe dönük hiçbir tedbire gidilmediğine dikkat çeken veteriner hekim Adnan Serper, "Kırsal alanlarda bırakın denetimleri, eğitim faaliyetleri bile çok yetersiz bırakıldı. 'Kuş gribi tehlikelidir, korunun' demekle yetinildi" diye konuşuyor. En büyük riskin kapalı alana alınmayan kanatlılarda olduğuna işaret eden İstanbul Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Murat Arslan da "Eğer önlemden söz edeceksek, hayvanları mutlaka kümese sokmak zorundayız. Aksi takdirde itlaf gündeme gelir" diye konuştu. Yerli ırk söylemini değerlendiren bir diğer uzman ise "İtlafa gidilirse yerli ırk kaybolur söyleminin bilimsel bir dayanağı yok. Tıpkı eski Sağlık Bakanı Osman Durmuş'un 'yurtdışına kan göndermeyelim, genetik şifremizi çözerler' demesinden farklı değil. Yerli ırkı yok edecek çapta bir itlaf zaten olmaz" diyor. İhracat yine duracak Kanatlı sektörün temsilcileri alınan tedbirlerin yetersizliğine dikkat çekiyor. Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçıları Birliği Genel Sekreteri Yüce Canoler, "Bugün Dünya Sağlık Örgütü ve BM yetkililerinin açıklamalarında kuş gribi hastalığının yayılmasında salma kanatlıların en büyük risk grubu olduğuna dikkat çekiliyor. Hiç değilse eylül-mayıs arasında sulak alanların etrafındaki kanatlıları kümese sokacak tedbirlere gidilmeli" diye konuştu. Entegre tesis sahiplerinin kendi işletmeleriyle ilgili gerekli önlemleri aldığını vurgulayan Canoler, kendileri için bir destek beklentisinde olmadıklarını ifade etti. Ancak tek bir noktada ortaya çıkan virüs nedeniyle entegre tesislerin gerçekleştirdiği yıllık 30 milyon dolarlık ihracatın riske girdiğini belirten Canoler, ihraç kapılarının önümüzdeki günlerde kapanabileceğini söyledi. Canoler, "2005'te 33 milyon dolar ihracat yapan beyaz et sektörü, 2006'da 27 milyon 600 bin dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Henüz hiçbir ülke resmi olarak ihracatı durdurduğunu iletmedi ancak Azerbaycan'dan Irak'a kadar ihracat yaptığımız ülkeler alımlarını durdurabilir. Entegre tesislerde sorun olmadığı ve sadece bir noktada virüs görüldüğü halde tüm ülkeye kapıların kapanması doğru değil. Ancak ülkeler bu yönde karar alabilirler" diye konuştu. Mudurnu Tavukçuluk'un sahibi İlhan Çetinkaya da sorunun hijyenik olmayan koşullarda yetiştirilen kanatlı hayvanlardan kaynaklandığına dikkat çekerek açıkta beslenenlerin mutlaka kümese alınması gerektiğini söylüyor. Hükümetin yetiştiricilere kümes desteği vermesi gerektiğini vurgulayan Çetinkaya, "Bu hastalık kamu sağlığı için bir sorun. Bu sıkıntıyı ortadan kaldırmak için aldığınız kararları uygulatamıyorsanız, halkı özendirecek teşviklere gitmeniz gerekir. Destek verilirse halk kümeste yetiştiriciliğe geçer" diye konuştu. Entegrelerde önlem üst düzeyde Kuş gribinin ardından hükümetin verdiği destekler yetersiz kalsa da entegre tesis sahipleri kendi kaynaklarıyla harekete geçerek işletmelerinde güvenliği üst düzeye çıkardı. Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçıları Birliği Genel Sekreteri Yüce Canoler, "Virüs Türkiye'ye hatta kümesten içeriye girebilir. Ancak aldığımız önlemlerle içeri giren virüsün sofralara ulaşması imkânsız" diye konuştu. Canoler, Türkiye beyaz et üretiminin yüzde 70'ini temsil eden platform üyelerinin geçen yıl itibariyle avian influenza hızlı test prosedürünü uygulamaya geçirdiğini, diğer üretici firmaların da başvurularını sürdürdüğünü belirtti. Türkiye'de ilaç stoku yetersiz Beyaz et sektörü kuş gribine karşı önlemlerini üst düzeye çıkarırken, halk sağlığı için tedbirlerde yetersiz kalındı. Dünya Sağlık Örgütü olası bir pandemi durumunda dünya ülkelerinin nüfusunun yüzde 25'inin risk kapsamı altında olacağını duyurmasına karşın, Türkiye'nin antiviral ilaç stoku nüfusun yüzde 5'inin ihtiyacına yanıt verebiliyor. En az 18 milyon kutu ilaç stoku yapması gereken Türkiye'nin ilaç mevcudu 1 milyon kutu ile sınırlı. Bu, olası risk durumunda sadece 1 milyon kişinin ilaca ulaşabileceği anlamına geliyor. Oysa Dünya Sağlık Örgütü'nün felaket senaryoları en olumlu tabloda bile dünya çapında 233 milyon kişinin polikliniklere başvuracağını gösteriyor. Bunlardan 7.4 milyonunun da ölümü bekleniyor. DESTEK PAKETİNDE NELER VARDI Salma tavukların itlafı: 27.5 milyon YTL (Gerçekleşmedi) SSK prim ödemeleri ertelendi: 5 milyon YTL (Gerçekleti) Elektrik ödemeleri ertelendi: 5 milyon YTL (Gerçekleşti) Kart ve hastalıklı kanatlıların itlafı: 16.5 milyon YTL (Gerçekleşti) TOPLAM 54 milyon YTL REFERANS
<< Önceki Haber İtlaf desteği tekrar geliyor Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER