Merkez Bankası tarafından yayımlanan 2006 yılına ilişkin üçüncü ''
Enflasyon Raporu''nda, ''Firmaların Fiyatlama Davranışlarının İncelenmesine Yönelik
Anket Çalışması Sonuçları'' yer aldı.
Rapora göre,
Merkez Bankası tarafından 2005 yılı içerisinde yapılan söz konusu anket ile temel olarak
firmaların
fiyatlama kararlarını nasıl oluşturdukları ve firmaların
ürün fiyatlarını etkileyebilecek çeşitli değişikliklere nasıl tepki verdiklerinin araştırılarak çeşitli teoriler ışığında fiyat katılığının sınanması amaçlandı.
Bu çerçevede her sektördeki toplam net satışların yaklaşık yüzde 70'ini gerçekleştiren 628 firmayla yüz yüze, geri kalan 2 bin 978 firmayla da
posta yoluyla anket uygulandı.
Cevaplanma oranı yüz yüze v
e posta gruplarında sırasıyla yüzde 52,7 ve yüzde 22,4 olarak gerçekleşti.
Anket çalışması sonuçlarına göre, firmaların esas faaliyet giderlerinin kompozisyonu incelendiğinde, en yüksek payın ortalama yüzde 36,1 ile
ithal hammadde ve malzeme giderlerine (
yurt içindeki firmalardan satın alınanlar dahil) ait olduğu görüldü.
Yerli hammadde ve malzeme giderleri ise esas faaliyet giderlerinin ortalama yüzde 32,6'sını oluşturdu.
Toplam
işgücü giderleri (SSK primi, vb. dahil) yüzde 11,6, elektrik,
doğal gaz ve su giderleri yüzde 6,6, diğer giderler ise yüzde 13,1'lik paya sahip.
Üretiminde ithal hammadde kullanımı ağırlıklı olan sektörler elektrikli ve optik aletler sanayi, kauçuk ve plastik ürünleri sanayi ile ana
metal sanayi sektörleri iken,
yerli hammadde kullanımının ağırlıklı olduğu sektörler olarak
gıda,
mobilya ve başka yerde sınıflandırılmamış diğer imalat sanayi ile
ağaç ve ağaç ürünleri sanayi sektörleri öne çıktı.
-PAZARDAKİ REKABET DURUMU-
İmalat sanayi genelinde, firmalar yurt içinde yaklaşık 6 firma ile
rekabet halinde olduklarını ve yurt içindeki
pazar paylarını yaklaşık olarak yüzde 22,5 olarak belirtti.
Ayrıca, firmaların yüzde 46,9'u pazarda en büyük firma olduğunu, yüzde 35,7'si ilk dört firma, yüzde 10,8'i ilk sekiz firma arasında yer aldığını, yüzde 6,7'si ise ilk sekiz firma arasında yer almadığını belirtti
Pazarda en büyük olduklarını belirten firmaların yurt içinde yaklaşık 5 firma ile rekabet halinde oldukları görülürken, beklenildiği gibi pazardaki sıra geriledikçe
rakip sayısının da arttığı gözlendi.
Yurt içi pazarda lider konumda olduklarını belirten firmaların ana ürünlerinin pazar payı yaklaşık yüzde 35 iken, firmaların pazardaki konumu geriledikçe, rekabet halinde olunan firma sayısına benzer olarak, ana ürünün pazar payı da düştü.
-FİYATLARIN GÖZDEN GEÇİRİLME VE DEĞİŞTİRİLME SIKLIĞI-
Anket sonuçlarına göre, firmaların yüzde 31,2'si zamana bağlı, yüzde 11,9'u duruma bağlı ve yüzde 56,9'u ise hem zamana hem de duruma bağlı olarak fiyatları gözden geçirilmesini içeren politikaları
tercih etti.
Diğer bir deyişle, fiyatların gözden geçirilme ve değiştirme sıklığı açısından, normal zamanlarda firmaların yüzde 88,1'i zamana bağlı politikayı, yüzde 11,9'u duruma bağlı politikayı seçerken, ekonomide bir şok meydana gelmesi durumunda ise söz konusu oranlar sırasıyla yüzde 31,2 ve yüzde 68,8 olarak değişti.
Firmaların yüzde 78,9'unun fiyatlarını aylık ya da daha sık gözden geçirdiği gözlendi. Bu sonuçlarla uyumlu olarak firmalar, son on iki ayda fiyatlarını yaklaşık olarak 12 defa gözden geçirdiklerini ve bunun 4'ünün fiyat değişimiyle sonuçlandığını belirttiler.
-FİYATLAMA POLİTİKASI-
Firmaların ağırlıklı olarak değişken bir kar marjı uygulayarak fiyatlarını belirledikleri veya fiyatlarını oluştururken sektörlerindeki belli başlı birkaç firmayı göz önüne aldıkları görüldü.
Firmaların büyük ölçüde
maliyet tabanlı fiyatlama yaptıklarını, fakat kar marjını belirlerken de pazar koşullarını göz önünde bulundurduklarını gösterdi.
-FİYAT DEĞİŞİMLERİ-
Firmaların fiyatlarını artıran faktörler arasında maliyetlerdeki artışların, beklenildiği gibi, en önemli faktör olduğu görüldü.
Maliyet artışlarının yanında döviz kurlarındaki, rakiplerin fiyatlarındaki ve talepteki artışların da fiyatları artırmada etkili olan diğer önemli faktörler olduğu gözlendi.
Firmaların fiyatlarını düşürmede etkili olan başlıca faktörlerin ise yine maliyet veya talepteki azalışlarla rakiplerin fiyatlarındaki azalışlar olduğu görüldü.
Fiyat artırmada en etkili unsur olan maliyetlerde belirgin bir artış veya düşüş olması durumunda, firmaların bunu ürün fiyatına yaklaşık bir ay içinde yansıttığı gözlendi.
Benzer şekilde, talepte bir artış veya düşüş olması ile firmaların bunu fiyatlarına yansıtmaları arasında geçen süre, maliyet değişimlerini fiyatlara yansıtma sürelerine eşit olup 30 gün olarak belirlendi.
Maliyetlerde
döviz kuru kaynaklı bir artış olması durumunda uygulanan en yaygın politikanın, son fiyat ayarlamasından itibaren döviz kurlarındaki artış belli bir oranı aşmadığı sürece fiyatları değiştirmemek olduğu görüldü.
Sektörel farklılıklar bulunmakla birlikte katılımcılar, döviz kurunda gözledikleri yaklaşık yüzde 7,5'lik bir artışı (yüzde 7,0'lik bir azalışı) fiyatlarını gözden geçirmek için yeterli bulduklarını, döviz kurunun bir ay süreyle bu seviyede kalması durumunda ise fiyatlarını yaklaşık yüzde 5 oranında artırdıklarını (yüzde 4,0 oranında düşürdüklerini) belirttiler.