Bayrampaşa ve
Kadıköy hallerine giren malların
kayıt altına alındığını ve her ayın sonunda
Türkiye İstatistik Kurumuna bildirildiğini ifade eden Çakıroğlu, malların kayıt altına alınmasıyla birlikte yazıhane stoklarının da ayrı ayrı tutulmuş olduğunu ve hangi yazıhanede hangi
ürünün satıldığını çok rahat bir şekilde takip edebildiklerini söyledi.
FOTOGALERİ İÇİN TIKLAYIN
İki halin de
pazar günleri ve bayram tatilleri hariç yılda 300 gün
mesai yaptığını ifade eden Çakıroğlu, ''Bu mesai günleri içerisinde yılda 300 bin kamyon ürün hallerimize giriyor. Bu çerçevede 300 günlük mesaiye 300 bin kamyonu baz alırsak,
İstanbul hallerine günlük 1000 kamyon ürün giriş yapıyor. Yani buradan, 'İstanbul 1 günde 1000 kamyon
sebze ve
meyveyle karnını doyuruyor' sonucunu çıkarabiliriz'' diye konuştu. İstanbul hallerindeki kamyon ve tır yoğunluğunun sadece 1000 kamyonluk
araç girişiyle sınırlı kalmadığını belirten Çakıroğlu, ''Hallerdeki araç yoğunluğu gece 00.00 civarında başlıyor ve sabahın ilk ışıklarına kadar sürüyor. Gün içerisinde de yoğunluğun azaldığından söz etmek mümkün değil. İstanbul halleri sürekli bir döngü içerisinde. 1000 adet büyük kamyonla giren ürünler, yaklaşık 10 bin civarındaki
kamyonet ve pazarcı arabasıyla İstanbul'a dağıtılıyor'' dedi.
Söz konusu hallere, 2010 yılında 3,2 milyon ton sebze ve meyve girişinin kaydedildiğini vurgulayan Çakıroğlu, şöyle konuştu:
''Bu rakam her yıl yaklaşık 100-150 bin ton artarak devam ediyor. Tabii 3,2 milyon ton ürünün yüzde 100'ü
tüketim noktasına ne yazık ki gitmiyor. Bakanlık rakamlarına göre, tarladan çıkan üründe tüketiciye ulaşana kadar yaklaşık yüzde 25 zayiat veriliyor. Bu aslında önemli bir değer. Ülkenin ciddi bir kaybı olarak düşünülebilir. Bu doğrultuda, kayıpları azaltma ve yok etme adına yeni Hal Yasası hazırlanıyor. Yeni Hal Yasası bir aksilik olmazsa yıl başında yürürlüğe girecek. Şu anda altyapı çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor.''
Ali Çakıroğlu, yeni Hal Yasası'yla birlikte,
meyve sebzenin üretiminden tüketimine kadarki hal sektörü zincirinin yeniden dizayn edileceğine dikkat çekerek, yasanın sektörü çok daha ciddi bir noktaya getireceğini ve hallerin değerini artıracağını belirtti.
Yeni Hal Yasası'yla birlikte, gelecek çalışma mantığının, sebze meyve ticaretiyle uğraşan tüccarları hal içerisinde faaliyet göstermeye zorladığını ifade eden Çakıroğlu, hal dışında faaliyet gösteren esnafın kendilerinden yoğun bir şekilde yer talebinde bulunduklarını söyledi. Çakıroğlu, yeni Hal Yasası'nın, sistemi halin içerisine çekeceğini kaydederek, ''Bu da bize, İstanbul başta olmak üzere bütün hallerde meyve sebze borsasının ciddi manada düzgün işleyeceğini gösteriyor. Çünkü meyve sebze, arz talep dengesiyle değişecek bir pozisyonda. Bu nedenle,
ocak ayında yürürlüğe girecek yeni hal yasasıyla birlikte hallerdeki ürün arttığında İstanbul halkına ürünlerimizi daha uygun fiyatla sunabileceğiz'' şeklinde konuştu.
-''
Bayrampaşa Hali artık yetersiz kalıyor''
Meyve Sebze Hali'nin, yaklaşık 27 yıl önce Sirkeci'den Bayrampaşa'ya taşındığını ifade eden Ali Çakıroğlu, ''O yıllarda Sirkeci'de yetersiz şartlar altında çalışan esnaf, Bayrampaşa'yı fiziki şartlar açısından yeterli bulsa da 'Burada kuş uçmaz kervan geçmez, biz burada kime, ne satacağız' demiş'' diye konuştu.
Bugünün koşulları göz önüne alındığında Bayrampaşa Meyve ve Sebze Hali'nin artık yetersiz kaldığını vurgulayan Çakıroğlu, ''Yetersizliğinin bir anlamı olarak şunu söyleyebilirim: 27 sene önce, 12,5 metrelik büyük tır kamyonlarla ürün getirilmeyen hal, o mantıkla kurgulanmış, ama bugün artık ürünlerin büyük bir çoğunluğu tırlarla geliyor. Uzun bir araç geldiğinde haldeki tüm
trafik kilitleniyor. Özellikle
lojistik sistemi içerisinde, açık
kasa kamyonlarla taşınan ürünlerimiz vardı. Bugün artık termoking araçlarla gelmeye başladı ve bu sayı her geçen gün artıyor'' dedi.
Ali Çakıroğlu, İBB'nin İstanbul hallerini sağlık şartlarına daha uygun şekilde çalıştırmaya gayret ettiğini belirterek, şunları söyledi: ''Bizim işimiz normal şartlarda sadece
işletme sorumluluğu, ama biz esnafımızı, işlerini daha iyi, daha
hijyenik yapmaya
teşvik ediyoruz. Geçen yıl göreve geldiğimde hijyenik olmayan klasik
tahta kasa kullanımı yüzde 70 civarındaydı. Tüccarlarımızdan bu tahta kasaların yerine daha hijyenik olan plastik, mukavva ve tek kullanımlık ahşap kasaları kullanılmasını istedik. Hijyen konusunda bilinçlendirdiğimiz esnaf, o günden sonra kasalarını değiştirmeye başladı. Geçen sene yüzde 70 olan klasik tahta kasa kullanımı, bu yıl yüzde 30'a kadar düştü. Bu sayı her geçen gün daha da azalıyor.''
Uluslararası Dünya Haller Birliğine üye olduklarını kaydeden Çakıroğlu, şöyle devam etti:
''Uluslararası Dünya Haller Birliği organizasyonuna üye olmamızdaki en büyük amaç, diğer ülkelerin hal sistemi ve bilgi birikiminden yararlanarak, bunları daha da geliştirmek. Çünkü bu organizasyon içerisinde dünya ölçeğinde kullanılan, terk edilen uygulamaların hepsini çok rahat görebiliyorsunuz. Dünya üzerindeki
gıda temini sorunu her geçen gün daha fazla önem arz ediyor. Bu konunun üzerine çok sayıda insan eğiliyor. Konferanslar yapılıyor. Biz de geçen
Mayıs ayında Bayrampaşa Hali'nin içerisinde yaklaşık 45 ülkeden 200 civarındaki hal yöneticisini
misafir ettik. Onlara sergi alanı oluşturduk. Gelip hal sistemimizi incelediler.''