Mahkemenin atadığı bilirkişi,
kriz gerekçesiyle 150 kişinin işten çıkarıldığı dönemde fabrikanın kâr ettiğini belirleyince 23
işçi işe dönüş
davasını kazandı.
Bursa 2. İş Mahkemesi'nde görülen davada 23 işçi, davayı kazanmanın mutluluğunu yaşarken,
Renault, kararı temyiz için
Yargıtay'a gönderdi. Yargıtay'ın ise 'Kriz işten çıkarma bahanesi değil' kararının bu dava için de emsal olması bekleniyor.
İşten çıkarılan
Oyak Renault işçileri, işlerine yeniden dönmek için haklarını yargıda arıyor. Şirket hakkında işe iade davası açan işçiler, bilirkişinin fabrikanın işçi çıkardığı dönemde zarar değil kâr ettiğinin resmen belirlendiğini söyledi.
Oyak Renault'ta 18 yıl çalıştıktan sonra kriz dolayısıyla işten çıkarılan Maksut Kırgöz (39), işlerini geri istediklerini belirtti
Maksut Kırgöz, gruplar halinde işten çıkarılanlar olarak yargıya başvurduklarını ifade ederek, "Davayı 23
arkadaş olarak kazandık, diğer 24 arkadaşımız için de
mahkeme kararını 13 Ağustos'ta verecek. Bizler 29
Aralık 2008'de kriz bahane edilerek 150 kişi kadar işten atıldık. Biz de 30 gün içinde işe geri iade davası açtık. Ben 18 yaşında askerden önce burada işbaşı yaptım. Krizi bahane göstererek işten atıldım. İş için müracaatta bulunuyorum ancak 19 ila 29 yaş arasında işçi alıyorlar, bizi yaştan dolayı kimse almıyor. İşte bulamıyoruz. Mahkeme işe iademizi kararlaştırdı. Umutla işimize dönmeyi üretmeyi bekliyoruz." diye konuştu.
Kazandığı kararla birlikte işe dönmek isteyen Tevsik Koyun ise, fabrikanın 'kriz' gerekçesinin yargıdan döndüğünü bunun üzerine fabrikanın işçileri hangi sebep doğrultusunda attıklarının açıklanması gerektiğini vurguladı.
Koyun, "
İşten çıkarma zorunlu hale gelmeden olay gerçekleşmiştir. Şimdi mahkeme işçilerin işe iadelerine karar verdi. Renault bizi ya yeniden işe başlatacak ya da 8-12
maaş arası 'kötü niyet tazminatı' olarak bize ödeme yapacak. Renault karar için temyize başvurdu. Davanın kısa sürede sonuçlanmasını bekliyoruz. Yargıtay'ın krizin işten çıkarmada sebep olmadığına dair kararı var. O kararın da bizim davamızda emsal olmasını istiyoruz." şeklinde konuştu.
YARGITAY'IN KARARI
Yargıtay 9.
Hukuk Dairesi,
Nisan 2009'da karara bağladığı davada, bilirkişi tarafından ''satışları azalmasına rağmen kârlılığını artırdığı'' belirlenen bir
işletmenin, ''iş daralması ve
ekonomik gerekçelerle'' çıkardığı işçinin işe iadesine karar vermişti.
İş sözleşmesinin işveren tarafından geçerli neden olmadan ve
sendikal nedenle feshedildiğini belirten bir işçi, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesi talebiyle iş mahkemesinde dava açtı.
İşveren vekili, mahkemeye sunduğu savunmada, işçinin iş sözleşmesinin,
iş yerinde ''iş daralması ve ekonomik nedenlerle feshedildiğini, feshin işletme ve iş yeri gereklerinden kaynaklandığını, davanın reddi gerektiğini'' ifade etti.
Yerel mahkeme, ''işverenin imal ettiği zincir imalatında
sipariş azalması yaşandığı,
üretim faaliyeti nedeniyle işverenin zarar ettiği ve yeni
işçi alımı yapmadığı, fazla mesaileri kaldırdığı, işçi çıkarmada sendikal nedenin kanıtlanamadığı, iş daralması ve ekonomik nedenlerle oluşan iş gücü fazlalığının işten çıkarmayı geçerli nedene dayandırdığı'' görüşüyle davanın reddine karar verdi. Dosya Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'ne geldi. Yargıtay kararında, "Davalı işveren, istihdamı engelleyen nedeni kanıtlamış değildir. Kaldı ki davalı işveren istihdam fazlalığı ile feshin kaçınılmaz olduğunu da ispat edememiştir. Feshin geçerli nedene dayanmadığı sabittir. Davalı iş yerinde halen çalışan sendika üyesi işçiler bulunması ve somut olarak sendikal nedenin davacı tarafından kanıtlanamaması karşısında, davacının sendikal neden iddiası yerinde görülmemiştir. Bu değerlendirmeler sonunda, yerel mahkemenin kararını bozan daire, işçinin iş akdinin feshinin geçersizliğine ve işe iadesini kararlaştırdı." denilmişti.
(CİHAN)