Anadolu sermayesinin son dönemde iyi bir performans sergilediğini belirten
Ergün,
firmaların dışa açılarak kendilerini geliştirdiği görüşünde. Büyük şirketlerin ortaya çıkmasını olumlu bulan Ergün'ün verdiği bilgilere göre Kayseri'deki bazı firmalar büyürken, bunların sayısı her geçen gün artacak.
Kahramanmaraş,
Gaziantep,
Çorum, Denizli,
Samsun, Van ve Elazığ'dan da yeni büyük firmalar ortaya çıkacak. Anadolu şehirlerinde sanayici,
işadamı profilinin önemli oranda değişim gösterdiğine dikkat çeken Ergün, "Bu bir süreç meselesi. Bunlar büyüklerle ne zaman kafa kafaya mücadele eder? Mücadele etmeyecekler, yani
dayanışma içinde birbirlerini besleyecekler zaten. Ne kadar büyük firma olursa o kadar iyi olacak. Dünya çapında firmalarımız yoksa firmalar KOBİ olarak kalıyorsa, o zaman yeterince ilerlemiyoruz demektir." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye Odalar ve
Borsalar Birliği (
TOBB) ve Türk
Sanayicileri ve İşadamları Derneği'nin (
TÜSİAD) Türk sanayisinin gelişmesi amacıyla kurulan
sivil toplum örgütleri olduğunu hatırlatan Ergün, bu kuruluşların kendi tecrübelerini KOBİ'lerle yeterince paylaşmadığına dikkat çekti. Türkiye'nin ileri gelen sanayicilerinin iç ve dış politikayı önemsemelerini normal karşılayan Ergün, "Politik gelişmeler,
ekonomik gelişmeleri de etkileyen unsurlar. Ama TÜSİAD'ın, Türk sanayisinin gelişmesiyle ilgili dünyadaki örnekleri yakından takip ederek, Türkiye'deki diğer
küçük işletmelerin gelişmesine yönelik çalışmalara da öncülük etmesi gerekirdi. Eskiden bu konuda büyük bir
ihmalkârlık doğdu." diye konuştu. TOBB, sanayi ve ticaret odaları için de aynı şeyi söylemenin mümkün olduğunu aktaran Ergün, şu değerlendirmede bulundu: "Elde daha çok imkân varken, bu imkânlar sanayicinin gelişmesi için daha iyi kullanılabilir."
Galatasaray'a eski ilgim kalmadı
Eskiden Galatasaray sempatizanı olduğunu hatırlatan Sanayi Bakanı Ergün, bugünlerde profesyonel
futbol takımlarına fazlaca ilgi duymuyor. Galatasaray'a karşı eskisi gibi ilgisi olmadığını belirten Ergün, takım galip gelirse seviniyor, yenilirse üzülmüyor. Galatasaray'ın rakipleri karşısında yenilmesinden alınması gereken
dersler olduğuna işaret ettiğini aktaran Ergün, "Üzülmekten ziyade
tedbir almak daha doğru bir yaklaşım olur. Yine de benim profesyonel futbolun işleyişiyle ilgili ciddi şüphelerim olduğu için profesyonel futbola fazla ilgi duymuyorum." tespitini yapıyor.
Spor ve sanatı ihmal ettik keşke saz çalabilseydim
Belli bir kuşağın sıkıntılı dönemlerden geçtiğini dile getiren Sanayi Bakanı Ergün, bunun toplumda büyük eksikliklere yol açtığına dikkat çekiyor. Sosyal, politik, ideolojik tartışmalarla çok
vakit kaybedildiğini vurgulayan Ergün,
spor, sanat gibi alanların çok ihmal edildiği görüşünde. "İnsan
siyasetçi, doktor, akademisyen olacaksa olsun ama resim yapmak gibi, bir enstrüman çalmak gibi, bir spor aktivitesini sürekli olarak yapmak gibi bazı özelliklere de sahip olması gerekir." diyen Ergün, bu konunun kendi kuşaklarının eksikliği olduğunu ifade ediyor. Ergün, konuya ilişkin eksikliğini şu sözlerle özetliyor: "Bugün keşke ben de saz çalmayı bilseydim. Bir ara denemedim değil ama olmadı. Vakit yetmedi, devam ettiremedik. Keşke
kanun çalmayı, ud çalmayı, bir spor dalını düzenli olarak yapabilseydik. Mesela spor dalıyla meşgul olmayı, mesela ata binmek gibi." Genç kuşaklara 'bizim yaptığımız yanlışları yapmayın, eksik bıraktığımız şeyleri yapmayın' dediklerini aktaran Ergün'e göre bugün saz çalmasını bilmeyen, resim yapmasını bilmeyen bir kuşak var ve bu kuşak başka alanlarda çok başarılı olsa dahi bu alanlarda büyük eksiklik içerisinde. Siyaset basamaklarını hızla tırmanan Ergün, "Siyasetçi olmasaydım, akademisyen olmayı düşünürdüm." diyor.
Üniversitede hoca olmayı siyaset ve ekonomi konularında ders vermeyi istediğini aktarıyor. Ergün, küçükken asker veya
pilot olmayı istiyormuş ancak olmamış.
Hiç kimse işi yüzünden ailesini ihmal etmemeli
Boş vakitlerinde ailesine mümkün oldukça vakit ayıran Bakan Ergün, aile düzenindeki bozulmanın iş düzeninde de birçok bozulmalara sebep olacağını düşünüyor. "Hiç kimse işi yüzünden ailesini ihmal etmemeli." tavsiyesinde bulunan Ergün, aile düzeninin sağlıklı işlemesi açısından aileye vakit ayırmanın önemli olduğuna dikkat çekiyor. Mümkün olduğu kadar aile fertlerine de vakit ayırmaya gayret gösterdiğini dile getiren Ergün, kendi çocuklarının eğitimini de yakından takip ediyor. İki kızı üniversiteyi bitirerek yüksek
lisans eğitimi alırken diğer iki kızı üniversite yolunda. Kız çocuklarının hayata aktif bir şekilde katılmaları gerektiğinin altını çizen Ergün, "Bir meslek sahibi olmaları, hayatı paylaştıkları eşleri ve çocuklarıyla birlikte daha sosyal yapıları, ekonomik yapıları, kültürel yapılarının güçlü bir şekilde bulunması toplamda hepimize çok şey kazandıracaktır." Şeklinde konuştu.
ZAMAN