Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanı
Faruk Çelik,
iş sağlığı ve güvenliği konusunun, sadece Türkiye'nin değil, tüm dünyanın önemli bir sorunu olduğunu söylerek, Türkiye'de halen iş sağlığı ve güvenliği alanında özel bir
kanun olmadığını vurguladı.
Bu nedenle
kanuni düzenlemelerden sadece İş Kanunu'na tabi çalışanların yararlanabildiğini ifade eden Çelik, şöyle konuştu:
''İş sağlığı ve güvenliği alanında hazırlayacağımız strateji çerçevesinde, AB ve ILO düzenlemelerine uygun; memur ve
işçi ayrımı olmaksızın bütün çalışanları; kamu özel ayrımı olmaksızın bütün işverenleri; işçi sayısını dikkate almaksızın bütün iş yerlerini kapsayan ayrı bir İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu çıkaracağız.''
Önleyici ve geliştirici yaklaşım
Bakan Çelik, iş sağlığı ve güvenliğinde ''kuralcı yaklaşım''dan ziyade ''önleyici, iyileştirici ve geliştirici'' bir yaklaşımın hedeflendiğine dikkati çekti.
Kanunun, sadece işçileri değil bütün çalışanları kapsayacağını belirten Çelik, "Bir
iş yerinin birden fazla işveren tarafından kullanılması halinde işverenler, iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin belirlenmesini ve uygulanmasını iş birliği içinde yapacaklar.
Alt işverenin kendi çalışanları için iş sağlığı ve güvenliği yükümlülüklerini yerine getirip getirmediğini, asıl işveren sürekli olarak denetleyecek.
İş yeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı görevlendirme veya
hizmet alımı yükümlülüğünde aranan 50 işçi çalıştırma şartı kaldırılmaktadır.
İşverenlere, yangınla mücadele, kişilerin tahliyesi, ciddi ve yakın
tehlike gibi acil durumlar için önceden planlama ve
hazırlık yapma yükümlülüğü getiriliyor.
Sağlık kuruluşlarına, kendilerine intikal eden
iş kazası ve meslek hastalıklarını 10 gün içinde
bakanlığımıza bildirme yükümlülüğü getiriliyor.''