Kritik dönemlerde en güvenli yatırım olarak görülen
altın için ilk
durak ise Kapalıçarşı. Son zamanlarda çok sayıda
İranlı'nın, Kapalıçarşı'daki bazı kuyumculardan önemli miktarlarda altın aldıkları dikkat çekiyor. Büyük miktarlı alımlar genelde külçe şeklinde olurken, daha az miktarlar
Cumhuriyet altını şeklinde oluyor. Günübirlik Türkiye'ye gelen İranlıların alımları nedeniyle sınır illerindeki kuyumcuların talepleri de önemli ölçüde artış gösterdi.
Satış işlemi yasal
İranlılar, Kapalıçarşı'da tanıdıkları veya
tavsiye edilen kuyumculardan altın alıyorlar. Aldıkları altını da çantalarına koyup götürüyorlar. Bu
satışın yasal olduğunu belirten bir yetkili,"Altının parasal değeri 50 bin YTL'ye kadar olursa, herhangi bir kayda gerek kalmadan serbestçe götürebilir. Eğer 50 bin YTL'ye geçerse, o zaman normal ihracat prosedürü uygulanması gerekiyor. O nedenle alınan altınlar genelde 50 bin YTL'nin altında oluyor ve bavuluna koyup götürüyorlar" dedi. Siyasi ve
ekonomik krizin olduğu yerlerde her zaman altına yönelme olduğunu belirten yetkili, 2002 yılında da
Irak savaşı başlamadan önce Irak ve Suriye'den Reşat,
Hamit, Aziz Lirası taleplerinin geldiğini kaydederek şunları söyledi:"İnsanların dünyadaki hiçbir paraya güvenleri yok. Her zaman ve her yerde kolayca paraya çevirebilecekleri altını güvenli buluyorlar. O yüzden, İran devrimi olduğu zaman çok kişi ellerindeki Şah altınını satarak yatırım yaptı.
Sovyetler Birliği çöktüğü zaman Nikola altınları sattılar.
Yugoslavya savaşı döneminde, hatta Bulgaristan'dan soydaşların göçünde de hep altın alınıp satılmıştır. Şimdi savaş korkusu yaşayan İranlılar da en kritik dönemler için altına yatırım yapıyorlar."
REFERANS GAZETESİ