Türk-Arap Ülkeleri İşadamları Derneği (TURAB) Genel Başkanı
Doğan Narin, 2003 yılında
Türkiye'nin Arap
ülkeleriyle olan
dış ticaret hacminin 11 milyar dolar olduğunu hatırlatarak, bu rakamın 2009 yılı sonu itibarıyla yüzde 230 oranında artış göstererek 36 milyar dolara ulaştığını açıkladı.
TURAB, kuruluşunun 7. yıl dönümünü HiltonSA
Mersin Oteli'nde düzenlenen geceyle kutladı. Yoğun ilginin gösterildiği
kutlama etkinliklerine katılanlar arasında; Mersin
Valisi Hasan Güzeloğlu, MHP
Grup Başkan Vekili Mehmet
Şandır,
CHP Mersin milletvekilleri
İsa Gök ve Vahap Seçer de yer aldı. Burada konuşan TURAB Genel Başkanı Doğan Narin, son yıllarda hükümetin dış politikada Türk ve Arap dünyasına vermiş olduğu önemle birlikte uzun yıllar kapalı kalan kapıların birer birer açıldığını, karşılıklı ilişkilerin de her alanda en üst seviyeye çıkarıldığını vurguladı.
"TÜRKİYE BÖLGESİNDE 'ROL MODEL' OLMA YOLUNDA İLERLİYOR"
Narin, "Ülkemizin dış politikadaki sorunlarına dinamik olarak yaklaşımı ve ortaya koyduğu kararlılık, bölgesinde 'rol
model' olma yolundaki Türkiye adına
ümit vericidir. Türki Cumhuriyetler ve
Arap ülkelerinde düne kadar sorun olarak ortaya çıkan her şey, artık iş birliği ve
dayanışma alanlarına dönüşmüştür. Vizelerin kaldırılması, serbest ticaret anlaşmalarının peş peşe yapılmasını gururla takip ediyoruz. Sosyal, kültürel ve
ekonomik ilişkilerin daha da derinleşmesi ve güçlenmesi adına yeni iş birliği imkanlarının ve ortak projelerin artırılması bakımından, TURAB gibi
köprü ve
buluşma platformlarının önemi giderek artıyor" dedi.
"ARAP ÜLKELERİNE İHRACATIMIZ YÜZDE 230'LUK ARTIŞ GÖSTERDİ"
TURAB'ın kuruluşuna denk gelen 2003 yılında Türkiye'nin toplam dış ticaret hacminin 117 milyar dolar olduğunu ve bu rakamın da 2009 yılı sonu itibarıyla 243 milyar dolara ulaşarak yüzde 100'lük bir artış ortaya konulduğunu anlatan Narin, bunun yanında Arap ülkeleriyle olan dış ticaret hacmininse 2003 yılında 11 milyar dolarken, 2009 yılında yüzde 230 oranında artarak 36 milyar dolara yükseldiği bilgisini verdi.
Narin, bunun yanında yine 2003 yılında Türki Cumhuriyetleri ile olan dış ticaret 2 milyar dolar seviyesindeyken, ortaya konulan çalışmalarla birlikte söz konusu rakamın 6 yıllık bir sürecin ardından yüzde 250'lik bir artış göstererek 7 milyar dolara ulaştığını açıkladı.
"DÜNYANIN ÖRNEK ALDIĞI BİR TÜRKİYE HAYAL DEĞİL, HEDEFİMİZDİR"
Türklerle Arapların, yüzyıllarca küskün yaşanan aynı coğrafyanın çocukları olduğunu savunan Doğan Narin, "Türk ve Arap dünyasının daha sağlam bağlarla birbirine entegre olması ve gelişmesi için özellikle
iş dünyasına büyük görevler düşüyor. Gerek ilişkilerin güçlendirilmesi için buluşma ortamı ihtiyacının doğması gerek küresel
kriz nedeniyle yeni
pazar arayışları, Türk ve Arap işadamlarının ticari iş birliği için yüz yüze gelmelerini zorunlu kılmıştır. Bu kapsamda TURAB, gelecek dönemde özellikle
yurt dışında işadamlarını buluşturmaya yönelik organizasyonlar
düzenleme adına şimdiden çalışmalara başlamıştır. Sizlerin meydana getirdiği bu büyük topluluk, güçlü ekonomi ve güçlü Türkiye'nin geleceğidir. Dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasında yerini almış bir Türkiye, 500 milyar dolar ihracat yapan bir Türkiye, bilim üreten, teknoloji
ihraç eden ve bütün dünyanın örnek aldığı bir Türkiye hayal değil, aksine hedefimizdir" diye konuştu.
"TÜRKİYE BUGÜN İZLENİLEN, İMRENİLEN VE ÖZLENEN BİR ÜLKEDİR"
Mersin Valisi Hasan Güzeloğlu da birliktelik oluşturmanın ve ortak hareket etmenin aynı zamanda da başarının temel şartı olduğunu ifade ederek, Türkiye'nin sahip olduğu zenginliklerin, mevcut potansiyelinin yanında
kalkınma adına kullanılabilir tüm birikimlerin de ancak ve ancak birlikte hareket edilmesi, güçlerin birleştirilmesi ve bir bütün olarak geleceğe doğru yol alınabilmesi halinde değerlendirilebileceğini söyledi. Güzeloğlu, bunun ülke ölçeğinde olduğu gibi il ölçeğinde de düşürülmesi gerektiğinin altını çizerek, il yönetiminin sadece kamu ve belirli birimlerin değil, yöneten ve yönetilenle birlikte yönetime konu olan herkesin ortak sorumluluğu olduğunu vurguladı. Herkesin söz konusu sorumluluk kapsamında üzerine düşeni en iyi şekilde yerine getirmesi halinde başarının da kaçınılmaz olacağını kaydeden Vali Güzeloğlu, bugün Türkiye'nin bir bütün olarak güçlü ve güvenli bir geleceğe doğru yol aldığını, Türkiye'nin bugün gelinen noktada dünyanın izlenilen, imrenilen ve özlenen bir ülkesi olarak öne çıktığını anlattı. Türkiye'nin en büyük zenginliğinin kendi insanı olduğuna dikkat çeken Güzeloğlu, ülkenin değişim ve dönüşümünü belirleyen en önemli unsurun
girişimci insanlar olduğunu sözlerine ekledi.
"DEVLET TÜM İŞADAMLARINA AYNI MESAFEDE VE EŞİT YAKLAŞMALI"
MHP Grup Başkan Vekili
Mehmet Şandır, Türkiye'nin büyük bir ülke olduğunu ve büyük ülke olma gibi de bir zorunluluğu bulunduğunu ifade ederek, Türkiye'nin en önemli gücününse işadamları olduğunu vurguladı. Şandır, eğer iş dünyası geleceğe umutla bakabiliyorsa Türkiye'nin de yine aynı şekilde geleceğe umutla bakabileceğini belirtirken, CHP Mersin milletvekili Vahap Seçer ise, Türkiye'nin iktisadi, sosyal ve ekonomik alanda kalkınabilmesi noktasında yapılması gerekenleri anlatarak, Mersin'in Türkiye açısından önemini vurguladı.
CHP Mersin milletvekili İsa Gök de iş dünyasının eşit şartlarda
rekabet edebileceği bir ortamın mutlak suretle sağlanması gerektiğini, bunun yanında da devletin tüm işadamlarına aynı mesafede ve eşit olarak yaklaşmasının bir zorunluluk olarak öne çıktığını anlattı. Gök, Türk
Ticaret Kanunu ile ilgili olarak yaşanan sorun ve sıkıntıları dile getirerek, yapılması gereken düzenlemeler hakkında da bilgi verdi.
(İHA)