IMF ilişkilerde yeni dönem

Devlet Bakanı Ali Babacan, niyet mektubunun bugün imzalanarak IMF'e gönderileceğini açıkladı.

IMF ilişkilerde yeni dönem

IMF İcra Direktörleri Kurulu da Türkiye'nin programının ikinci ve üçüncü gözden geçirme dönemleri için bu ay sonunda toplanacak. Babacan, Dünya Bankası Türkiye Temsilcisi Andrew Vorkink ile yapısal reform programıyla ilgili gelişmeler ve Dünya Bankası'ndan temin edilen program kredisi hakkında ortak basın toplantısı düzenledi. Babacan, Türkiye'nin yıllardır süregelen ekonomik sorunlarının kronik hale gelmesinin, sık sık yol kazaları yaşanmasının, istikrar ve sürdürülebilirlik olmamasının ana sebebinin, yapısal reformların bir türlü hayata geçirilememesi olduğunu söyledi. Geçmişte Türkiye'ye acı bedeller ödeten bu kısa döngünün kırılmasının hükümetin öncelikleri arasında yer aldığını dile getiren Babacan, şöyle konuştu: “AK Parti iktidarı döneminde ekonomideki iyileşmeyi sadece göstergelerden görmek son derece yanıltıcı olur. Bu yanılgıya sık sık düşüldüğünü de görüyoruz. En ufak bir türbülansta, bir dalgalanmada krizden bahsedenler, paniğe kapılanlar, birkaç göstergeye takılıp, kriz için tarih verenler, her defasında yanıldılar. Türkiye ekonomisinin içinden geçtiği yapısal dönüşümü tam olarak algılayamayanlar, geçmiş dönemlerin alışkanlığı ile hareket ettiler ve güvenilirliklerini yitirdiler.” MÜRETTEBAT İŞİNİN ERBABI Türk ekonomisini bir gemiye de benzeten Babacan, geminin birkaç bölümüne bakarak hüküm yürütmenin eksik, yetersiz ve yanıltıcı olacağını ifade etti. Gemiyi durgun sularda, açık denizlerde ya da dalgalı ortamlarda rotasında başarıyla yüzdüren çok sayıda faktör bulunduğunu kaydeden Babacan, şöyle devam etti: “Artık, geminin su alan delikleri kapatılmıştır. Gövdesi güçlendirilmiştir. Tüm aksamı elden geçirilmiş ve modernizasyonu da yapılmıştır. Her şeyden önce geminin mürettebatı tecrübelidir, işinin ehlidir, işinin erbabıdır. Bir dalga gelip gemiyi sallayınca paniğe kapılan denize atlar ve o dalgada da boğulur. Ama kaptana, mürettebata, geminin sağlamlığına güvenen, er ya da geç limana varacağını bilir ve bunun huzuruyla da yolculuğunu tamamlar.” "YAPISAL REFORMLAR EKONOMİYİ, TARİHİNDE HİÇ GÖRÜLMEDİĞİ ORANDA SAĞLAM BİR YAPIYA KAVUŞTURDU" Devlet Bakanı Babacan, yapısal reformların kararlılıkla, diyalogla, uzlaşma ile hayata geçirilen reformlar olduğunu da belirterek, reformların Türkiye ekonomisini, tarihinde hiç görülmediği oranda sağlam bir yapıya kavuşturduğunu, şoklara ve dalgalanmalara karşı dirençli hale getirdiğini vurguladı. Son 3 yıldır uygulamaya konulan yapısal reformları, daha önce hiçbir hükümetin yapmaya cesaret edemediğini de ifade eden Babacan, reformların siyasi ve popülist kaygılarla, hep gündemin alt sıralarında tutulduğunu, seçim tarihleri yaklaşınca da tamamen sümenaltı edildiğini söyledi. Babacan, “Oysa hükümetimiz, bu reformların gerekliliğini halkımızla açık açık paylaşmış, ilgili kesimlerle mutabakat sağlamış ve belli bir program dahilinde de bu reformlar gerçekleştirilmiştir. Bundan sonra da bu kararlılık devam edecektir” dedi. "ELDE EDİLEN KAZANIMLARIN SİYASİ KAYGILARLA, OY KAYGISIYLA HEBA EDİLMEZ" Babacan, (seçim yaklaşıyor, hedefler sapar mı) şeklindeki tereddütlerin gereksiz ve yersiz olduğunu belirterek, “Elde edilen kazanımların siyasi kaygılarla, oy kaygısıyla heba edilmesi bizim siyaset tarzımızın da yer bulmayacaktır” dedi. DÜNYA BANKASI İLE GERÇEKLEŞTİRİLEN REFORMLAR Dünya Bankası ile yapısal reformlar konusundaki işbirliğinin 2 ana program etrafında şekillendiğini belirten Babacan, bunların 3. Program Amaçlı Mali ve Kamu Sektörü Yapısal Uyum Kredisi ((PFPSAL III) ile Program Amaçlı Kamu Sektörü Kalkınma Politikası Kredisi olduğunu söyledi. 2004 yılında başlatılan PFPSAL 3'ün tamamlanarak kredinin 2. dilimi olan 500 milyon doların 22 Haziran tarihinde hesaplara girdiğini kaydeden Babacan, “PFPSAL 3'ün özelliği, daha önceki dönemlerde başlatılan ve arkası getirilemeyen yapısal programlardan farklı olarak, ilk kez bir reform programının bir hükümet döneminde başlatılarak, yine aynı hükümet döneminde başarıyla tamamlanmasıdır” dedi. PFPSAL 3 ile Türkiye ile Dünya Bankası ilişkilerinin tarihinde ilk kez, bir programın tamamlandığını vurgulayan Babacan, “Yani biz sadece güzel başlangıçlar yapıp konuları orada bırakmıyoruz, neticeye varıyoruz, sonunu getiriyoruz” diye konuştu. Babacan, PFPSAL 3 ile, kamu mali yönetimi, bankacılık sektörü ve tarım sektörü alanlarında kapsamlı bir reform programı uygulamaya konulduğunu, bu kapsamda Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanunu'nun yürürlüğe girdiğini, kamu harcamalarının etkinliğini ve verimliliğini artırma yönünde çok önemli adım atıldığını söyledi.
<< Önceki Haber IMF ilişkilerde yeni dönem Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER