Raporda, IMF programları masaya yatırılırken, enflasyonla mücadele amacıyla stand-by anlaşmasının imzalandığı 1999 yılında yüzde 68.8 olan TÜFE rakamı 2005 yılı sonunda yüzde 7.7'ye gerilediği, ancak borcun 144 milyar dolardan 352 milyar dolara, cari açığın 1.3 milyar dolardan 22.9 milyar dolara, dış ticaret açığının ise 10.5 milyar dolardan 42.9 milyar dolara çıktığı belirtildi.
Rapora göre, Türkiye'nin 1999 yılında 42 milyar dolar iç borç, 102 milyar dolar dış borç olmak üzere toplam 144 milyar dolar borcu bulunuyordu. 6 yılda 128 milyar doları anapara 41.7 milyar doları faiz olmak üzere toplam 169,8 milyar dolar dış borç ödendi. Aynı sürede 634 milyar dolar da iç borç anapara ve faiz geri ödemesi yapıldı.
1999-2006 döneminde toplam 803.8 milyar dolar iç ve dış borç anapara ve faiz ödemesi yapmasına karşın Türkiye'nin borçları 208 milyar dolar daha arttı ve 144 milyar dolarlık borç 352 milyar dolara yükseldi.
Rapora göre Türkiye, IMF programının uygulandığı dönemde borçlarını yüzde 144 oranında artırarak Cumhuriyet tarihinin borçlanma rekorunu kırdı.
İHRACAT, İTHALATA YETİŞEMEDİ
Rapora göre, 1999 yılında 28.8 milyar dolar olan ihracat 2005 yılında 73.1 milyar dolar olarak gerçekleşirken, 39.3 milyar dolar olan ithalat, 2005 yılında 116 milyar doları buldu. Buna göre, anılan dönemde ihracat yüzde 153.8, ithalat yüzde 195 arttı.
1999 yılında 10.5 milyar dolar olan dış ticaret açığı da 2005 yılında 42.9 milyar dolar ile rekor düzeye ulaştı. 2000-2005 yılları arasındaki toplam dış ticaret açığı ise 134.2 milyar dolar olarak gerçekleşti.
1999 yılında 1.3 milyar dolar olan cari işlemler açığı 2005 yılına gelindiğinde 22.9 milyar dolara yükselerek, Gayri Safi Milli Hasılanın yüzde 6.3'üne ulaştı. Aynı döneme ilişkin toplam cari açık ise 57.8 milyar dolar oldu.
İŞSİZLİK DE BÜYÜDÜ
Rapora göre, IMF programının uygulanmaya başlandığı tarihten bu yana açıklanan büyüme rakamları, işsizlik sorununun aşılmasına yaramadı. 1999 yılında yüzde 7.3 olan işsizlik oranı 2005 yılı sonunda yüzde 11.2'ye yükseldi.
YABANCI YATIRIMLAR
Raporda, "Her yıl "geliyor" denilen yabancı sermayenin kalıcı yatırımları da bir türlü gerçekleşmediği" savunulurken, şöyle denildi:
"Buna karşın "yalancı sermaye" olarak adlandırılan rant geliri elde etmeyi amaçlayan yabancı portföy yatırımlarının net girişi 1999 yılında 893 milyon dolar seviyesindeyken, 2005 yılı sonunda 58.1 milyar dolara çıktı. Sıcak para miktarı 2006 Nisan ayında ise 63.4 milyar dolar olarak gerçekleşti. Yani Türkiye 'sıcak paranın cenneti' haline geldi."
IMF'DEN 33.3 MİLYAR DOLAR BORÇ KULLANILDI
Raporda, Türkiye'nin 1999 yılından bu yana IMF'den toplam 33.3 milyar dolarlık borç kullandığı belirtildi.
Rapora göre, 2000 yılında IMF'den 3 milyar 439 milyon dolar kredi kullanan Türkiye, 2001 yılında ise kriz sonrası uygulamaya konulan Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı kapsamında 11 milyar 317 milyon dolar aldı.
Türkiye, 2002 yılında 12 milyar 503 milyon dolarlık kullanım gerçekleştirdi. Bu kullanımın büyük bölümü aynı yıl yapılan geri ödemelere harcandı. Türkiye, 2003 yılında 1 milyar 681 milyon, 2004 yılında 1 milyar 163 milyon, 2005 yılında 2 milyar 425 milyon dolarlık kredi kullanımı gerçekleştirdi.
IMF'YE EN BORÇLU ÜLKE TÜRKİYE
Rapora göre, Türkiye 13.1 milyar dolarla IMF'ye en borçlu ülke konumunda bulunuyor. Türkiye'yi 2.3 milyar dolarla Uruguay takip ediyor.
Bu arada Türkiye, 33.3 milyar dolar borç aldığı IMF'ye 5 Mayıs 2006 tarihi itibariyle 25.4 milyar dolarlık ana para geri ödemesi yaptı. Söz konusu borçlanmalar için de 4.3 milyar dolar faiz ödedi. Toplam ödeme 29.7 milyar dolar olarak gerçekleşti. Türkiye'nin IMF'ye Haziran ayı itibariyle 11.3 milyar dolar daha borcu bulunuyor.
Raporda, Bryan Johnson ve Brett Schafer tarafından yapılan bir araştırmaya göre, 1965 yılından bu yana 89 az gelişmiş ülkede uygulanan IMF programları sonucunda bu ülkelerin 32'sinin daha da fakirleştiği, 48'inin milli gelirini büyütemeyerek yerinde saydığı, 14'ünün ekonomisinin de en az yüzde 15 küçüldüğü vurgulandı.
IMF PROGRAMLARININ ÜLKELERE ETKİLERİ
Rapora göre, IMF programının uygulandığı bazı ülkelerde ortaya çıkan sonuçlar da son derece çarpıcı.
Buna göre, Tayland: Pirinç satan ülke, pirinç satın alır hale geldi. Mozambik: 30 bin kişi işini kaybetti. Hindistan: Tarım çöktü. Rusya: Milli gelir yüzde 30 azaldı. Somali: Tarımsal alt yapı çöktü. Ruanda: Açlıktan toplu ölümler oldu.
Vietnam: 200 bin kamu çalışanı işten atıldı. Meksika: 30 bin işyeri kapandı. Gürcistan: Halk ayaklanması çıktı. Endonezya: Halk ayaklanması çıktı. Java adasında 2 yaşın altındaki çocukların yarısından fazlası beslenme sorunuyla karşı karşıya kaldı. Yoksulluk yüzde 60'a çıktı.
Kolombiya: İşsizlik patladı. Uruguay: Yağmalama oldu. Arjantin: Ekonomi çöktü, yağmalamalar oldu. Ekvator: İşçi solağa döküldü. Paraguay: Olağanüstü hal ilan edildi. Fas: 1981 ve 1984'te halk ayaklanması oldu. Cezayir: Ekim 1988'de halk ayaklanması oldu.
Bu arada, ATO Başkanı Sinan Aygün, IMF politikalarının Türkiye ekonomisini daha da kötü duruma soktuğunu belirterek, "IMF program uyguladığı 89 ülkenin hiçbirinde başarılı olamadı. IMF'nin bastığı yer yeşermiyor" görüşünü savundu.
Son ekonomik gelişmelere de dikkat çeken Aygün, IMF'nin (Kemer sıkın) talimatı üzerine hükümetin 4.5 milyar dolarlık tasarruf tedbiri aldığını belirterek, "Kemer sıktıkça borca batıyoruz" dedi.
Aygün, "Artık IMF programıyla yol alma imkanı kalmamıştır. Çözüm, Türkiye gerçeklerine uygun, ihracata dayalı olarak üretimi ve istihdamı artırmaya yönelik ulusal bir program yapmaktır" görüşünü ortaya koydu.