İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı
Kadir Topbaş, gazetecilerle yaptığı sohbet toplantısında, çeşitli konulara ilişkin soruları yanıtladı. “
Dubai Towers'ın yapılacağı
İETT arazisiyle ilgili ne zaman
ihale yapılacağı” konusundaki sorular üzerine Topbaş, şunları kaydetti:
“Araziyi
satışa çıkardım. Parası olan, iyi para veren arsamızı alabilir. İyi bir rakama satmak istiyoruz. Herkesi çağıracağız. '500 milyon dolar' diyenler vardı. Satış yöntemi gayet düzgün, adil, şeffaf bir yöntem olacak. Değer tespiti yapıldı. Değeri ve yöntemini
basın toplantısı düzenleyerek açıklayacağım. Şu kadar değer tespit edildi. Şu bedelle biz ihaleye çıkacağız veya davetimizi yapacağız. Buyursun gelsinler.
Basın aracığıyla rakamlar telaffuz ediyordunuz buyurun gelin. Herkese açık.”
Topbaş, ihalelerde çeşitli yöntemler olduğunu, geçmişte bu yöntemlerden herhangi birinin
tercih edildiğini, ancak yeni çıkan “
İhale Yasası”nın tüm ihalelerin açık yapılmasını öngördüğünü söyledi.
Yasaya karşın bazı hallerde zaman kazanmak, hızlı yapmak ve bu işte uzman ekiplerle çalışmak için davet usulü yöntemi bulunduğuna işaret eden Topbaş, Tavukçu ve Küçükköy Deresi'nde yaşanan sıkıntının biran önce çözümlenmesi için
Bakanlar Kurulu kararıyla davet usulü ihaleye çıkıldığını anlattı.
TÜNEL YOL İHALELERİ
Kadir Topbaş, benzer şekilde
tünel yol ihalelerini de İstanbul valisinden görüş aldıktan sonra çok hızlı, bu işi bilen
firmalara davet usulüyle yaptıklarını, ancak İhale Üst Kurulunun “açık ihale yapılması gerektiği” görüşüyle
soruşturma açılmasını istediğini kaydetti.
Bu karara saygılı olduklarını, ancak işin başladığını ve devam ettiğini ifade eden Topbaş, şöyle devam etti:
“Diğer tünelleri açık ihale yapacağız. 'Bir daha davet usulü yapmayız' demiyorum. Gerektiği hallerde, şartlar gerekli kılıyorsa davet usulü de yaparız. Ancak tünel yollarla ilgili bundan sonraki yöntem açık ihale olacak.
Bu ihalede siz ne kadar yeterlilikleri belirleseniz de bu işte uzman olan bir firmanın yeterlilik belgesini kiralayan veya satın alan başka bir firma ihaleye girip, işi alıp ve bitirmezse sizi sıkıntıya sokabilir. Siz onu
dava ettiğiniz zaman 3-5 sene süreceği için oraya bir çivi çakamaz ve beklersiniz. Kilitlenir kalır, yürüyemezsiniz. Ben 'aceleciyiz' derken yanlış değerlendiriliyor. Siyasetçiler çok çabuk iş yapmak isterler. Hızlı yürümek isterler. Bizim çok hızlı iş yapmamız gerekiyor. O nedenle bize fırsat verilmesi gerekiyor. Bu konuda ihale esasında bile
düzenleme olmalı. Bu işi başarabilecek güvenilir firmalar, güvenilir derken
yandaş değil, iş yapmalı.”
BOĞAZİÇİ İMAR KANUNU TASLAĞI
Topbaş,
Boğaziçi İmar Kanunu ile ilgili bir
taslak hazırlanarak ilgili oda temsilcilerine görüş alınmak üzere gönderildiğini, gelecek öneriler doğrultusunda üzerinde yeniden çalışılacağını bildirdi. Taslağın “Boğaziçi'ne bir imar affı getirsin” düşüncesiyle hazırlanmadığını ifade eden Topbaş, maalesef Boğaziçi Kanunu'na rağmen Boğaziçi'nin bu hale geldiğini kaydetti.
Topbaş, taslağın bazı maddelerinin net olmadığını, bu nedenle aradan birilerinin sıyrılıp, farklı şeyler ortaya çıkarabildiklerini dile getirerek, ”Taslaktaki maddeleri netleştiremediğimiz takdirde yorum farklılıklarından dolayı sıkıntılar geliyor” diye konuştu.
“Taslağın, Sevda Tepesi'ni imara açmak için mi hazırlandığı” yolundaki sorularla ilgili olarak da Topbaş, şunları kaydetti:
“Hiç alakası yok. 'Sevda Tepesi'nden dolayı bir
kanun çıkaralım. Boğaziçi İmar Kanunu'nu buna göre düzenleyelim', asla böyle bir niyet, böyle bir düşünce yok. Bu çalışmalar daha önce başlamış çalışmalardı. Sevda Tepesi ayrı bir şey. Sevda Tepesi ile taslağın kesinlikle hiçbir alakası yok. Taslak buna bir imkan, fırsat vermek hesabıyla yapılmıyor. Hiçbir zaman aklımdan da böyle bir şey geçmedi. Bir düzenleme yapalım. İçinden de buna bir şey çıksın. Bu taslak buna ne getirip ne götürüyor, ne konuştum, ne baktım, ne yorumladım. Bir yıldan fazla süredir uzman arkadaşlar taslak üzerinde çalışıyorlar.”
SEVDA TEPESİ
Kadir Topbaş, Seda Tepesiyle ilgili daha önce
merhum Turgut
Özal'ın, belli imkanları kente çekmek,
ekonomik hareket sağlamak ve tanıtımına katkıda bulunmak için böyle bir düşünce ile Kral Fahd'ı davet ettiğini belirterek, şöyle konuştu:
“Kral Fahd İstanbul'a gelince kaç gün kalacak? 3-5 gün, en fazla bir hafta. Ama bunun karşılığında çevresindeki yatırımcılara vermiş olduğu sinyal ve sinerji, İstanbul için önemlidir düşüncesiyle Özal düşünmüş ve vermiş. Verdiği zaman bunu yapabilirsiniz diyorsunuz. Devletin başbakanı bunu söylüyor ve sonra da diyorsunuz ki, 'kusura bakmayın burada hiçbir şey yapamazsınız.' Ben bunu söyledim. Bunu bir telkinden dolayı da söylemedim. Bir talep de gelmedi. Onların gelişiyle alakalı da değil. Ben bugüne kadar basında çıkan yazıları ve değerlendirmeleri bir
dosya yaptım. Bir görelim. Orada olabilirliği varsa verilebilir. Kalkıp Boğaza siteler yapıyoruz, böyle bir şey değil tabii. Burada ne olabilirse... Olabilir mi? Olamazsa da net olarak söylemek lazım. Yapılamaz. İmarı var diyorsunuz. Yüzde 5 imarlı yer alıyor. Sonra da diyorsunuz ki, 'kusura bakma yapamazsın.' Devletin güvenilirliği istikrarı açısından önemli.”
“SİYASİLERE GÖRE KANUN OLMAZ”
Topbaş, bu nedenle yapılacak yasal düzenlemenin de doğru olması gerektiğini ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“(Taslağı gizli yapıp, bir madde koyup, birine
rant sağlamak) asla bunu düşünmedik. Bir kanun çıkarılacaksa, doğru bir şey çıkarılmalı. Herkes fikrini doğru bir şekilde ortaya koymalı ve bir konsensüs sağlanmalı. Bunu ben çevre düzeni planında yaptım, oy birliği ile geçti. İmar Yönetmeliğinde yaptım, oy birliği ile geçti. Herkese dağıttım. Gizli kapaklı yapmıyoruz ki... Bunu da herkes görmeli, fikrini, katkısını, çekincelerini söylemeli. Düzeltmeler yapılmalı. Bu
ülke için. Bugün biz varız, yarın başkaları olacak bu yerlerde. Yarın başkaları bir daha değiştirme ihtiyacı duymasın.
Bir kere yapılsın. Siyasilere göre yasalar kanunlar olmaz. Olmaması lazım. Ülkenin devamlılık esasına göre ve geleceğe yönelik olarak kanunlar yapılır. Dönemsel ve birileri için, bir
takım çıkarlar için düzenlenecek yasalar, sıkıntıları getirir ve birilerine rant sağlar. Bunun karşısındayım. Ben böyle bir fırsatı vermem, vermek istemem.”
“UYUM VİLLALARI”
Topbaş,
Sarıyer sırtlarında yapılan Uyum villalarının da çözülmesi gereken sıkıntılardan bir tanesi olduğunu, bu villaların şu anda ciddi sıkıntı ve kötü görüntü oluşturduğunu söyledi.
Bu villaları belli bir düzen içinde, belli bir boyutta değerlendirmek gerektiğini ifade eden Topbaş, “İstanbul Boğazı'nda Uyum villalarından sonra her iki yakada çok daha yoğun, çok daha abartılı yapılar yapılmış. Uyum villaları da biraz daha düzenli, o sıkıntıyı oradan kaldıracak belli bir boyuta getirilebilir. Değerlendirmek lazım” dedi.