Uzun görüşmelerin ardından anlaşmayla sonuçlanan toplu
sözleşme, 1
Marttan geçerli olacak. Sözleşme ile
ücretlere birinci yıl yüzde 12, ikinci yıl ise enflasyon oranında zam yapılacak. Sosyal haklarda da ücret zammı oranında artış sağlanacak.
Kadir Topbaş,
imza töreninde, belki sessiz sakin geçtiği zannedilen, ancak uzun bir uğraşı, ciddi bir pazarlıkla bugüne gelen toplu sözleşmenin, Hak-İş ile imzalandığını söyledi.
Tüm çalışanların, emeklerinin karşılığını almasını istediklerini ifade eden Topbaş,
Türkiye'de bazı şeylerin değişmesi gerektiğini belirterek ''Bazı kurumlar, bazı
sivil toplum kuruluşları ve
sendikalar,
siyaset yapmamalı, kendi kulvarında ve işini yapmalı. Kendi sorumlulukları dışına çıkmamalı.
Gönül dünyalarıyla işlerini asla birbiriyle karıştırmamalı. Türkiye, ne kaybettiyse bundan kaybetti'' dedi.
''Yandaş istemediklerini'', herkesin kendi kulvarında kendi işini bilmesi gerektiğini belirten Topbaş, ''Herkes aklı selimin ön gördüğü şekilde adım atsın. Bunu Hak-İş ile başardığımızı özellikle ifade etmek istiyorum'' diye konuştu.
Taşeronda çalışan bütün birimleri de sendikalaştırmak, hatta itfaiye ve zabıtada çalışanlarını da kadroya almak arzusunda olduklarını vurgulayan Topbaş, bu konuda adımlarını attıklarını, ancak her şeyin imkan dahilinde yapıldığını dile getirdi.
Göreve geldiğimden bu yana dördüncü toplu iş sözleşmesine imza attığını söyleyen Topbaş, bu dönemde yaptıkları toplu iş sözleşmelerinde enflasyonun hep üzerinde gitmeye çalıştıklarının altını çizdi.
Kadir Topbaş, 6 yıl boyunca zamları, enflasyon kadar vermiş olsalar toplam zam oranının yüzde 67.6'ı olacağını, ancak verdikleri zamların yüzde 113.28'e çıktığını, bunun da yüzde 45,66 iyileştirme anlamına geldiğini belirtti.
Hak-iş
yetkililerinin, görüşmelerde kendilerinden iyi niyet beklediğini ifade eden Topbaş, son noktaya geldiklerinde, yüzde 2 civarında artışı da ilave olarak verdiklerini anlattı. Sendika yetkililerinin, bundan doğan farkları da almak istediğini bildiren Topbaş, ''Ben de 'Tamam' dedim, bundan dolayı da mutlu olduğumuzu burada özellikle ifade etmek isterim. İşçimizin alın teri kurumadan haklarını vermeyi bir prensip ediniyoruz'' dedi.
Anayasa değişikliği ile başka statüdeki çalışanların da sendikalaşma, toplu sözleşme fırsatını yakalayacağını dile getiren Topbaş, ''Bizler, yetki alan sendikaların hepsiyle aynı şartlarda anlaştık. Şu anda Hak-İş'le bu şartları yeniledik. Bekliyoruz ve arzu ediyoruz ki;
Türk-İş de gelsin. Burada beraberce getirdiğimiz huzurlu çalışma ortamını yeniden sağlayalım. Bizler bu ülkede
hizmet etme sorumluluğunu üzerimize alan kişiler olarak doğru adımları kol kola girerek atalım'' şeklinde konuştu.
-''BAŞKASINA TAŞERONLUK YAPMAK BİZE DÜŞMEZ''-
Hak-İş Genel Başkanı Salim
Uslu da zorlu bir müzakere döneminden sonra bu güzel güne ulaştıklarını belirterek, Hizmet-İş, Özgıda-İş ve MİKSEN'in yöneticileri ile Büyükşehir Belediye Başkanı Topbaş'a teşekkür etti.
''Bugün gelinen noktada sizlerin kıvancını, sevincini görünce ne kadar doğru yaptığımızı görüyorum'' diyen Uslu, sendika üyesi çalışanlara, ''Bu sizin ananızın ak sütü kadar
helal paranızdır, emeğinizin karşılığıdır. Daha iyisi var mı? Elbette var. Onlara da ulaşmak durumundayız'' dedi.
Daha iyisine ulaşmak için her şeyden önce Türkiye'nin içinde bulunduğu koşulları dikkate alıyor ve sorumlulukla, aklı selim ile hareket ediyor olmak gerektiğini dile getiren Uslu, şunları söyledi:
''Sendikacılar olarak bizim üzerimize düşenler var. Ne yapıyorsak, kendimiz için yapıyoruz, başkasına
taşeronluk yapmak, başkasının ideolojisine, değirmenine su taşımak bize düşmez. Hele hele yaptığımız toplu iş sözleşmesiyle emeğin hakkını almak ve mümkün mertebe gecikmeden maaşları, ücretleri, alacakları zamanında ödemek gibi öncelikli görevimiz varsa; bu görevimiz ve sorumluluklarımızı yerine getirmek yerine, sorunlar üzerinden siyaset üretmek, bunlar üzerinden siyasi pozisyon üretmek ve hatta mümkün mertebe 'uyuşmazlık olsa da siyasi mesajlar versek' diye beklemek, sorumlu bir sendikacılık anlayışı değildir.''
Taşeron
işçiliği uygulamasını ortadan kaldırmaya yönelik geçen yıl Halk
Ekmek'te başlatılan ve
Hamidiye'de devam eden bir çalışma yaptıklarına işaret eden Uslu, ''Taşeron işçiliği gibi bir uygulamayı ortadan kaldırıp arkadaşlarımızın çalışma statülerini, haklarını birbirleriyle yakınlaştıran ve hatta hukuk ve
adalet anlayışına uygun sonuçlar getiren düzenlemelere de imza atıyoruz'' diye konuştu.
-''12 EYLÜLDE SİVİL ANAYASAYA EVET''-
Daha ileri haklar elde edebilmeleri için ülkelerdeki koşulların da iyileşmesi gerektiğine dikkati çeken
Salim Uslu, sürekli darbelerin, muhtıraların tartışıldığı bir ortamda kendi meselelerini konuşamadıklarını belirtti.
Türkiye'nin bir an önce normalleşmesi gerektiğini, bunun da siyasetin inisiyatif kullanabilmesine bağlı olduğunu söyleyen Uslu, ''Bunun da yolu demokratik ve sivil bir anayasadan geçiyor'' diye konuştu.
Hak ve özgürlüklerini ''yüz karası bir anayasadan kurtulmak suretiyle'' güvence altına alabileceklerini vurgulayan Uslu, ''Biz Hak-İş olarak, daha güçlü daha ileri toplu sözleşmeler için sendikal özgürlüklerin sağlandığı sivil anayasaya 'Evet' diyoruz'' dedi.
Hayatında darbesiz, muhtırasız bir dönem yaşamadığını dile getiren Uslu, ''Çocuklarımız yaşasın diye bu yeni anayasaya biz 'Evet' diyoruz'' şeklinde konuştu.
Sendikal haklarının gelişmesi açısından, güçlü demokratik hukuk devletinden yana oy kullanacaklarını ifade eden Hak-İş Genel Başkanı Uslu,
demokrasi katsayısının düşük olduğu ülkelerde sendikal hakları kullanmanın son derece zor olduğuna işaret etti.
12
Eylül ihtilalinde kıdem tazminatlarına gün sayı sınırlaması getirildiğini, ikramiyelerin sınırlandırıldığını anımsatan Uslu, darbecilerin işe, işçi haklarından başladıklarını söyledi.
''Bu 12 eylül,
12 Eylül 1980 ihtilaliyle işçilerin kaybettiklerini alacakları için bir hesaplaşmadır ve biz bu hesaplaşmayı, 12 Eylül mantığını, anayasasını sandığa gömerek yapmış olacağız'' diye konuşan Uslu, imza atılan toplu görüşmenin hayırlı ve uğurlu olmasını diledi.
-1 MART İTİBARİYLE YÜZDE 12 ZAM ALDILAR-
Konuşmaların ardından
İETT, KİPTAŞ, Halk Ekmek ve
Hamidiye A.Ş'deki 7 bin 800 işçiyi kapsayan toplu iş sözleşmesi,
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve Hak İş Konfederasyonu Başkanı Salim Uslu arasında imzalandı.
Saraçhane Belediye Sarayı'nda gerçekleşen imza töreninde
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Prof. Dr. Adem Baştürk, Genel Sekreter Yardımcısı Sabri Dereli, İETT Genel Müdürü
Hayri Baraçlı ve Hizmet İş Sendikası Genel Başkanı Mahmut
Arslan ile çok sayıda çalışan yer aldı.
İmzaların ardından Kadir Topbaş ve beraberindekiler törene katılan belediye çalışanları ile davul zurna eşliğinde
halay çekti.
İmzalanan 2 yıllık toplu sözleşmeyle, birinci yıl işçilerin çıplak ücretlerine, yüzde 12 oranında zam yapıldı. İkinci yılda ise enflasyon oranında zam yapılması kararlaştırıldı. 1 Marttan itibaren geçerli olan sözleşme kapsamında, sosyal
yardım, yemek yardımı, öğrenim yardımı,
giyim yardımı,
evlenme yardımı,
doğum ve
ölüm yardımı ile
iş kazası yardımı gibi diğer ödemelerde de çıplak ücrete yapılan kadar zam yapılacak.
Buna göre, aylık 247,78 TL olan sosyal yardım, zamla 278 TL, günlük 7,54 TL olan yemek yardımı da 8,45 TL olacak. İETT Genel Müdürlüğündeki şoförlerin aylık net ortalama giydirilmiş ücretleri, 2 bin 454,70 TL'den 2 bin 750,17 TL'ye yükseldi. Bir işçinin İETT'ye aylık maliyeti ise 4 bin 793,68 TL'den 5 bin 368,92 TL'ye çıktı.
CİHAN