Terör denince akla ilk bu iki ilin adı geliyor. Ancak son zamanlarda
Hakkâri ile
Şırnak'ın yüzleri farklı yönlere bakmaya başladı. Hakkârililer, hızla doğup büyüdükleri topraklardan kaçıyor. Bir
Ramazan günü sabah namazına giderken
PKK kurşunlarına
hedef olan
İmam Aziz Tan'ın yakınları da dahil olmak üzere son bir ayda 87
aile Hakkâri'yi terk etti. Çünkü dağlarla çevrili şehirde
terör kol geziyor. Can güvenliği yok.
Esnaf kepenk kapatmaktan bıkıp usanmış vaziyette. Teröre karşı etkili güvenlik önlemlerinin alındığı Şırnak'ta ise hızlı bir değişim yaşanıyor. Gökdelenler yükseliyor, 5 yıldızlı
otel ve havaalanı yapılıyor. 10 yıl önce sadece 5 hekimin görev yaptığı şehirde şimdi 160 uzman doktor
hizmet veriyor. Daireler 140 bin TL'nin üzerinde alıcı buluyor. Özetle
Hakkari yalnızlığa, Şırnak umuda koşuyor.
Coğrafyası, yapısı, kültürel ve etnik karakteri birbirine çok yakın olan bu iki şehir, farklı trendler yaşıyor.
Güvenlik sendromunu aşmaya çalışan Şırnak, komşu olduğu
Suriye ve Irak'la ticareti geliştirmeye çalışıyor.
Ticaretin artması sebebiyle özellikle
Cizre ve
Silopi yoğun bir trafiğe sahne oluyor.
Vali Vahdettin Özkan, Şırnak'ın
ekonomik olarak Ortadoğu'ya açılan bir kapı haline geleceğini vurguluyor. Şehrin gündeminin değişmeye başladığına işaret eden Özkan, halkın artık terörü değil, ekonomiyi, işsizliği konuşmaya başladığını vurguluyor.
Hakkâri'nin gündeminde ise sürekli güvenlik konuları ve terör var. İki
tugay ve 1 tümende yaklaşık 40 bin askerin bulunduğu şehirde huzur ortamı bir türlü oluşturulamıyor.
Okul ve öğretmen ihtiyacı had safhada. Şehirde çocukların oynayacağı, gençlerin gidip oturacağı bir park bile yok. Şehirde huzur kalmadığını belirten vatandaşlar, her gün
ölüm haberi duymaktan bıktıklarını kaydediyor. Silahların bir türlü susmadığını vurgulayan Hakkârililer, "Hemen her gün bir ev taşınıyor. Böyle giderse yakında kimse kalmayacak." diyor. İşsizliğin had safhaya ulaştığı şehirde, terör örgütünün sık sık uyguladığı
kepenk kapatma eylemleri de esnafı canından bezdirmiş durumda.
Güvenlik endişesi giderilemediği için işadamları Hakkâri'ye yatırım yapmak istemiyor. Maddi durumu iyi olanlar başka şehirlere giderek ticarete burada devam ediyor. Doksanlı yıllarda köylerini boşaltmak zorunda kalanlar da, şimdi terörden doğan zararların karşılanması çerçevesinde aldıkları tazminatlarla başka şehirlere gidiyor, oralarda ev alıyor, yeni bir hayat kuruyor.
SİVİL HAVAALANI 2011'DE AÇILACAK
Şırnak
sivil havaalanı, Cizre ilçesine bağlı Düzova köyünde,
Gabar Dağı eteklerinde inşa ediliyor.
Ulaştırma Bakanı Binali
Yıldırım ve
Tarım Bakanı
Mehdi Eker'in katılımıyla 19 Temmuz'da temeli atılan havaalanının 2011 yılının Temmuz ayında pistin bitirilmesi ve 2012 yılının
Mayıs ayında hizmete açılması planlanıyor. Yıllık 500 bin yolcu kapasiteli
modern havaalanı yaklaşık 80 milyon TL'ye mal olacak. Şırnak'a 79 yılda yapılan duble yol sadece 25 kilometre. Son 7 yılda ise 110 kilometre bölünmüş yol yapıldı. Şırnak-Cizre yolunun yarısı bölünmüş yol yapıldı, 2011 yılı içerisinde tamamı bölünmüş yol olacak. Yol vermeyen
Cudi Dağı tünellerle geçiliyor. Şırnak kabuğunu kırıyor; gökdelenler yükseliyor, havaalanı ve 5 yıldızlı otel yapılıyor.
Artık işsizlik konuşuluyor
Şırnak Valisi Vahdettin Özkan, 10 yıl önce 5 doktoru bulunan Şırnak'ta şimdilerde 160 uzman hekimin görev yaptığına dikkat çekiyor. Kent merkezinin inşaat alanına dönüştüğünü belirtirken,
kiralık ev bulmanın ciddi bir sorun haline geldiğini belirtiyor. İlçe ve köylerin altyapı sorunlarını hızla çözdüklerini anlatan Vali, Şırnak'ın ekonomik olarak da Ortadoğu'ya açılan bir kapı haline geleceğini vurguluyor. Halkın artık terörü değil, ekonomiyi, işsizliği konuşmaya başladığını vurguluyor. Bir yandan
terörle mücadele sürerken diğer yandan şehirdeki gençler ve aileleriyle bire bir temas kuruluyor. Vali Vahdettin Özkan, vatandaşın gelir seviyesini yükseltmek için önemli projeler hazırladıklarını ifade ediyor. Eğitim alanındaki sıkıntıların giderilmesi için
bakanlık düzeyinde çalışma yürütüldüğünü söyleyen Özkan, "Norm kadro olarak 3 bin öğretmen açığımız var. Eğitimle sorunların üstesinden geleceğiz. Gençlerin sportif faaliyetlere yönelmesini sağlıyoruz.
Öğretmen sıkıntısının aşılması durumunda Şırnaklı öğrenciler, başarılarına başarı katacak." diyor.
Huzur ve güven istiyoruz
Hakkarili sivil
toplum örgütleri ve
iş dünyası da bölgede huzur ve güven istiyor. İşte o görüşler: Hakkâri Ticaret ve
Sanayi Odası
Meclis Başkanı
Cemal Erip: "Hakkâri'deki göçün engellenebilmesi için huzurun, güvenin sağlanması lazım. Bunu yapacak olan da devlettir ve buradaki yerel
yönetimlerdir. İnsanları yeniden üretici duruma geçirmek için istihdamı sağlayacak yatırımlar gerekir. Özellikle sınır ticareti geliştirilmeli.
Kürt sorununun çözülmemesinden kaynaklanan olayların en fazla yaşandığı il Hakkâri'dir. Toplumsal olaylar, kepenk kapatmalar, hayatın normalleşmesini engellemektedir.
Kürt sorununun barışçıl yöntemlerle çözülmesi lazım." Eski Hakkâri Belediye Başkanı
Abdurrahman Keskin: "Hakkâri halkı, huzur ve güven istiyor. Yaşanan olaylar bütün vatandaşları rahatsız ediyor, huzursuz ediyor.
Yatırım yapabilecek işadamları olaylar sebebiyle buraya gelmiyor, yatırım yapmıyor. Devletin bu sorunu çözmesi lazım." Şırnak Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Osman Geliş: "Şırnak'ta son dönemde yaşanan olumlu gelişmeler hepimize umut veriyor. Artık tersine göç bekliyoruz. Huzur ortamı sağlanırsa hızlı bir gelişme sağlanır. Herkesi sorumluluğa davet ediyorum. Birbirimizi rencide etmeden, konuşarak sorunları çözebiliriz. Komşu ülkelerle vizelerin kaldırılması, Erbil'de
konsolosluk açılması gibi adımlar bizi mutlu etti. Her şey huzur ortamına bağlı. Huzur ve güven sağlandıkça ekonomik gelişme söz konusu olur."
Bölgedeki şiddet sarmalı, barış ve demokrasi ortamını zedeliyor
Güneydoğu Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı Şah İsmail Bedirhanoğlu: "Kürt sorunun demokratik bir zeminde konuşulabilmesinin önünün açılması için gerçekten şiddet sarmalından kurtulmamız gerekiyor. Demokratik kanalların açılması gerektiğini defalarca dile getirdik. Bu barış ortamının sağlanması için sivil toplum örgütleri siyasi ve hükümetin bir çaba sarf etmesi gerekir. Bu anlamda bazı illerde huzur ortamının bozulması, farklı görüşlerin düşüncelere tahammül gösterme geleneğinin bozulması sorunlara neden oluyor. Herkesin birbirine tahammül göstermesi gerekir. Barış ortamı bunun için önemli. Kürt sorunu demokratik ortamla ancak çözülebilir.
Şiddetle değil. Tabii bugün insanların bir yerden başka bir yere göç etmesi doğru değil, geçmiş dönemlerde de bunlar yaşandı. Köyler de boşaltıldı. Göçün bugün farklı bir şekilde yaşanıyor olmasından da sıkıntı duyuyoruz. Herkesin toplumun barış kültürü için çaba sarf etmesi gerekiyor.
Hakkarili vatandaşların göç etme gerekçeleri ortadan kaldırılmalı
Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı
Galip Ensarioğlu: "Devlet Türkiye'nin her yerinde güvenliği sağlamak zorunda. Bu anlamda eğer bir sıkıntı Hakkari'de varsa, bunun ülkenin sınır noktasında olması devletin oraya ihtiyaç olan mekanizmalarını işletmemesi bir yönetim zafiyetidir. Mutlaka oradaki insanlarla temas kurulup, onların bir şekilde gerekçesi neys
e devletin bir an önce göç etme gerekçeleri ortadan kaldırılmalıdır. Bu ekonomikse ekonomik, siyasi ise siyasi, insanları bulunduğu yerden göç etme mecburiyetinde bırakan çok ciddi gerekçeler olmalı. Bu gerekçeleri devlet telafi etmekle mükelleftir. Hakkari'nin ayrı bir konumu var. Ülkede feodalizmin hüküm sürdüğü siyasal oluşumların da tamamen bölgeye hakim olduğu bir yer. Burada devlet otoritesinin zayıflaması, yani devlet orada ihtiyacı karşılamıyor anlamına geliyor ki devlet oradaki ihtiyacını mutlaka karşılamalıdır. Devlet orada varlığını şefkatle göstermelidir."