Türkiye, 1 Ocak 2005'ten bu yana
rekabet ortamı sağlanamadığı için litresi 4 TL'yi bulan
fiyatıyla dünyanın en pahalı benzinini kullanan
ülke unvanını kazandı.
Taraflar, ortaya çıkan tablonun sorumlusu olarak topu birbirine atıyor. Tüpraş, dağıtım şirketleri ve bayiler, fahiş fiyata gerekçe olarak yüksek
vergileri gösterirken,
Maliye, şirketlerin kâr payını artırdığını savunuyor. Resmi veriler ise Maliye,
rafineri ve dağıtım şirketlerinin gelirinde ciddi artışlar olduğunu ortaya koyuyor.
Kasasını en çok dolduran kesim ise Maliye. Ürün fiyatının yaklaşık 1,5 katı vergi alan Maliye, akaryakıttan sabit vergi aldığından
ham petrol fiyatlarında yaşanan dalgalanmalardan şirketlerin aksine hiçbir şekilde etkilenmiyor. Maliye'nin 1 litre benzinden aldığı vergi beş yılda 1,71 liradan 2,49'a tırmandı.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (
EPDK), önceki yıl akaryakıt fiyatlarındaki anormal artış üzerine benzin ve
motorin fiyatlarına
tavan fiyat sınırı getirdi. Dağıtım şirketleri ve bayiler uygulamaya dahil edilirken rafineri şirketi Tüpraş kapsam dışı tutuldu. EPDK, tavan fiyat uygulamasıyla benzin ve motorin fiyatlarında 20 kuruşluk bir
indirim sağladı. Ancak Maliye'nin, tavan fiyatın sona ermesinin ardından akaryakıttan alınan vergilerde artışa gitmesi, yapılan indirimi vatandaşın kursağında bıraktı. Geçen ay uluslararası piyasalarda ham petrol fiyatlarının 90 doları aşması ve doların TL karşısında değer kazanması, pompaya zam olarak yansıyor.
Petrol ve dolarda artışın sürmesi halinde akaryakıta yeniden zam gündeme gelecek. Rafineri, dağıtım şirketleri, Maliye, EPDK ve
Enerji Bakanlığı indirim için "karşılıklı fedakârlık" talebinde bulunurken tüketiciler henüz
ucuz benzin ve motorine kavuşamadı. Sebebi ise,
sektörde faaliyet gösteren aktörlerin henüz kârlılıklarından fedakârlığa yanaşmamaları. Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (PİGM),
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) ve Tüpraş (Türkiye Petrol Rafinerileri AŞ) verilerine göre Türkiye'de son beş yıllık dönemde akaryakıt fiyatları hızlı bir artış gösterdi.
Kamuoyu bu artışta kimin payının ne kadar olduğunu merak ederken Zaman'ın ulaştığı resmî veriler, 1 Ocak 2005-31
Aralık 2010 tarihleri arasındaki
serbest piyasa döneminde ham petrol artışları bir kenara konulduğunda rafineri, dağıtım şirketi, bayi kârlarıyla Maliye'nin aldığı vergilerde hızlı bir artış yaşandığını ortaya koyuyor. Söz konusu dönemde uluslararası piyasalarda petrolün litre fiyatı 0,38'den 1,01'e yükselirken rafineri payı 0,02'den 0,04'e, dağıtım payı 0,08'den 0,19'a, bayi payı ise 0,11'den 0,19'a yükseldi.
Benzindeki vergiler ise 1,71 liradan 2,49 liraya çıktı. Maliye, maktu (sabit) vergi aldığından geliri en çok ve garanti olan kurum. PİGM'nin fiyatları son kez belirlediği 31 Aralık 2004'ten bu yana akaryakıttan alınan vergiler oransal olarak yaklaşık 10 puan düşmesine rağmen Maliye'nin aldığı vergi tutar olarak arttı.
TÜPRAŞ: DIŞ KAYNAKLI ARTIŞLARI DAHA DÜŞÜK ORANDA YANSITTIK
Benzinin litresi 4 liraya yaklaşınca kamuoyunda oluşan tepkiler, kamu-
özel sektör yetkililerini harekete geçirdi. Üst üste yapılan resmi-özel toplantılarda "benzin fiyatları nasıl düşürülür?" sorusuna
cevap arandı. Bütün bu tartışmalar içerisinde en çok
eleştiri alan taraf ise Tüpraş. Rafineri devi, "çok kazanıyor ve indirime yanaşmıyor" diye eleştiriliyor. EPDK'nın geçen yıl akaryakıt şirketini kapsam dışı tutması bu eleştirileri güçlendirdi. Sorularımızı cevaplandıran Tüpraş ise eleştirilerin haksız olduğu görüşünde. Verilen bilgiye göre şirket benzin ve motorin rafineri
satış fiyatlarını (RSF), Petrol Piyasası Kanunu'nda ifade edilen "en yakın erişilebilir uluslararası serbest piyasa oluşumunu" dikkate alarak belirliyor. En yakın erişilebilir piyasa olarak da
Akdeniz piyasasında oluşan günlük benzin ve motorin fiyatları ile
Merkez Bankası tarafından belirlenen günlük dolar kuru dikkate alınıyor. Tüpraş, fiyat belirlemesini örnekle açıklık getiriyor: "4 Ocak 2005-4 Ocak 2011 tarihlerinde uluslararası serbest
ürün piyasasında kurşunsuz benzin fiyatı (TL bazında) yüzde 167, motorin fiyatı yüzde 135 arttı. Aynı dönemde rafineri satış fiyatları ise kurşunsuz benzinde yüzde 160, motorinde yüzde 123 oranında oldu. Diğer bir ifadeyle, uluslararası piyasalardaki artışlar Tüpraş tarafından fiyatlara daha düşük oranda yansıtıldı."