Ancak
Merkez Bankası'nın son açıklamaları henüz ilave parasal sıkılaştırmaya gitme noktasında olmadığını gösteriyor. Cari açığı ve enflasyonu
kontrol altına alma amaçları doğrultusunda
zorunlu karşılık oranlarını ve
politika faizini kullanan
Merkez Bankası mayıs ayı toplantısında politika faizinde ve zorunlu karşılık oranlarında değişime gitmezken, yılın ikinci yarısında zorunlu karşılık oranlarında ilave artışa daha az ihtiyaç duyabileceğini açıkladı. Merkez Bankası art arda yaptığı açıklamalarda, kredilerdeki büyümede görülen yavaşlamadan memnun olduğunu ve kredilerdeki artışa mevsimsellikten ve kur etkisinden arındırarak baktığını vurguluyor. MB Başkanı
Erdem Başçı dün yaptığı açıklamada, son verilerin kredilerin mevsimsel ortalamalarla uyumlu düzeylerde arttığını ifade ederek, "Bu durum yıl sonuna kadar devam ederse kredilerin yıllık artış hızı yüzde 25 seviyesine ulaşabilecektir." dedi. Başçı, 12 aylık kümülatif cari açıktaki iyileşmenin yılın son çeyreğinden itibaren görüleceğini bildirdi.
Mayıs ayı enflasyonunun da yüzde 5,5'in bir miktar üzerinde gerçekleşmesini beklediklerini ifade eden Başçı, enflasyonun yılın kalan kısmında ise 'enflasyon raporu'nda öngördükleri seviyelerde dalgalı bir seyir izleyeceğini tahmin ettiklerini belirtti.
HSBC Başekonomisti Murat Ülgen, MB'nin son açıklamalarının ardından yayımladığı raporda, "TCMB'nin kendine güvenen tavrına rağmen, piyasalar politika bileşiminin etkinliğine şüpheci yaklaşıyor. Biz, ekonominin yumuşak inişi için konvansiyonel para ve malî sıkılaştırma taraftarı olmaya devam ediyoruz." ifadesini kullandı.
Para Politikası Kurulu son açıklamasında, "Alınan sıkılaştırıcı tedbirlerin krediler ve iç talep üzerindeki etkileri yılın ikinci çeyreğinden itibaren görülmeye başlamıştır. Ancak, gerek enerji ve diğer emtia fiyatlarının bulunduğu yüksek seviyeler gerekse dış talebi zayıflatan gelişmeler, cari dengedeki iyileşmeyi yılın son çeyreğine ertelemiştir." dedi.