Kriz döneminde Türk
bankalarının olgun davrandığını ve önemli bir performans sergilediklerini dile getiren
Tevfik Bilgin, "
Güven ve beklenti
krizi aşıldığında, bankacılarımızın ellerindeki fonları piyasaya kullandırmak için her türlü gayreti göstereceklerini biliyoruz." dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda BBDK'nın
bütçesiyle ilgili bir sunum yapan Tevfik Bilgin,
Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan tarafından, 'Kriz sürecinde
faiz oranlarıyla oynamak, reel
sektöre
kredi vermemek'le suçlanan bankalara sahip çıktı.
Bankacılık sisteminin küresel mali krize hazırlıklı yakalandığını ifade eden Tevfik Bilgin, "Esasen Bankacılıkta son yıllarda kredilendirmenin hakim olduğu mevduatın banka büyümelerine veya ihtiyaçlarına yetmediği ve açığın
yurt dışı borçlanmalar vasıtasıyla karşılandığını ve sermayenin güçlü bir vaziyette bulunduğunu görmekteyiz. Kısacası sistem, global krize hazırlıklı yakalanmıştır." dedi.
Bankaların global kriz sırasında dışşal ve içsel gelişmelerden etkilenmeye bir süre devam edeceğini dile getiren Tevfik Bilgin, krizin baş gösterdiği 15
Eylül tarihinden itibaren Türk bankalarının önemli bir performans sergilediğini kaydetti.
Bu süreçte Türk bankalarının birçok gelişmiş
ülke bankalarından daha olgun davrandığını ifade eden Tevfik Bilgin, şöyle konuştu:
"Bu tabloya baktığımızda bankacılığımızda geçmiş yıllarda gördüğümüz, her ay ortalama yüzde 2-3 oranlarında görülen kredi artışının durağanlaştığı görülmektedir. Ancak dünyadaki bu çalkantılı dönemde yine de şu ana kadar gösterilen performans önemlidir. Bankalarımız pek çok gelişmiş ülkeye göre çok daha olgun davranmışlardır. Unutulmamalıdır ki ülkemizde en çok denetlenen, sorgulanan, izlenen ve en ağır cezai sorumluluklara sahip sektör bankacılık sektörüdür. Piyasalarda yaşanan güven ve beklenti krizi aşıldığında, bankacılarımızın ellerindeki fonları piyasaya kullandırmak için her türlü gayreti göstereceklerini biliyoruz.
Ekonomi ve bankacılık sistemi için kesinlikle kredi kanalları kapatılmamalıdır. Kredi kanallarının açık olması bankacılarımız ve
BDDK kadar ekonomideki diğer aktörlerin de gayretine doğrudan, belki bu dönemde çok daha kuvetli biçimde bağlıdır. Bize göre, bu anlamda finansal istikrar olmadan
fiyat istikrarının gerçekleştirilmesi olasılığı düşüktür."
CİHAN