Çırağan Sarayı Ottoman Salonu'nda saat 15.10'da başlayan Erdoğan-Putin görüşmesi, yaklaşık 45 dakika sürdü.
Dışişleri Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı
Abdullah Gül,
Devlet Bakanı ve
Başmüzakereci Ali
Babacan,
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Hilmi Güler ve
Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov'un katıldığı görüşmeden,
Anadolu Ajansı ile TRT'nin görüntü almasına izin verildi.
Başbakanlık yetkililerinin, görüşmeye ilişkin yaptıkları açıklamaya göre, Erdoğan ve Putin,
Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkileri ve ortak gündemlerindeki
bölgesel konuları ele aldılar.
Erdoğan ve Putin, iki
ülke arasındaki siyasi ve
ekonomik ilişkilerin ulaştığı düzeyden memnuniyet duyduklarını ifade ederek, başta enerji olmak üzere iki ülke ilişkilerinin her alanda daha da geliştirilmesi ve bölgesel konularda yakın iş birliğinin sürdürülmesi konusunda mutabık kaldılar.
Erdoğan'dan liderlere ortak hareket çağrısı
Başbakan Receap
Tayyip Erdoğan, ülkeler arasındaki siyasi ihtilafların
Karadeniz bölgesindeki ekonomik
işbirliği ve
kalkınmanın önünde önemli bir engel oluşturduğunu belirterek, "Söz konusu sorunların işbirliğimizi etkilememesi için her birlikte çaba göstermeliyiz. İmkan bulunması halinde ise, siyasi sorunlara bölgemizin kendi içinden de çözüm üretilmesi için ortak gayret sarf etmeliyiz" dedi.
KEİ 15.Yıl Doruk Toplantısına katılan devlet ve hükümet başkanları onuruna verilen yemekte konuşan Başbakan Erdoğan, KEİ'nin ekonomik işbirliğini geliştirerek bölge ülkeleri arasındaki
diyalogu güçlendirmek, bölgenin güvenlik ve istikrarına katkı sağlanması amacıyla oluşturulduğunu söyledi. Erdoğan, KEİ'nin planlı ekonomiye sahip üye ülkelerin
serbest piyasa ekonomisine geçişlerinin
desteklenerek küresel refahın ve istikrarın da güçlendirilmesine katkı sağlamayı
hedeflediğini vurguladı.
"KEİ ÖRGÜTSEL YAPISINI TAMAMLADI"
Gelinen noktada KEİ üyesi ülkelerin tamamının serbest piyasa ekonomisine geçişlerini tamamladıklarını ve dünya ekonomisiyle bütünleştiklerini vurgulayan Erdoğan, "KEİ de
örgütsel yapısını tamamlamış, tüm bölge ülkelerini kapsayan ve kucaklayan tam teşekküllü bir uluslararası örgüt hüviyeti kazanmıştır" dedi.
"BÖLGENİN ZENGİN POTANSİYELİNİ HAREKETE GEÇİRMELİYİZ"
Bölge ülkelerinin bundan sonra yapması gerekenin, bölgenin zengin potansiyelini harekete geçirmek konusunda KEİ'nin hak ettiği etkin yapıya kavuşturulmasını sağlamak olduğuna dikkat çeken Erdoğan, dönem başkanlığını yürüten Türkiye'nin çabalarını bu yönde yoğunlaştırdığını kaydetti. Erdoğan, Türkiye'nin KEİ, tüm üye ülkelerin istekleri doğrultusunda proje odaklı, esnek ve etkin bir örgüte döşüştürmeyi amaçladığını kaydederek, "Türkiye olarak bu çabalarımızı artırarak sürdürmekte kararlıyız. Üye ve gözlemci ülkelerin yanı sıra uluslararası kuruluşları5n da bu çabalarımıza desteklerini bekliyoruz" diye konuştu.
"KARADENİZ'E İLGİ ARTIYOR"
Erdoğan, Karadeniz Bölgesi'ne uluslararası camianın da ilgisinin giderek arttığını ifade ederek, bölgenin ekonomi ve insan potansiyeli,
enerji kaynakları ve ulaştırma koridorları üzerindeki stratejik konumu dikkate alındığını, bu ilgiyi yadırgamamak gerektiğini vurguladı.
KEİ'ne katkı sağlayacak ülke ve çeşitli uluslararası kuruluşlarla işbirliğini daha da geliştirmenin yararlı olacağını belirten Başbakan Erdoğan, bu çerçevede AB ile başlatılan diyalogun umut ve cesaret verici bulduğunu dile getirdi.
"BÖLGE İNSANI ZENGİNLİKLERDEN DAHA ÇOK FAYDALANMALIDIR"
Erdoğan, KEİ ile AB arasındaki işbirliğini somutlaştırmak için düşünülen ilk etkinliğin Türkiye'nin dönem başkanlığı sırasında Bakanlar düzeyinde ve Türkiye'nin ev sahipliğinde gerçekleştirilmesini arzu ettiklerini kaydetti. Gerçekleştirilen zirve ile KEİ'nin işbirliği anlaşması imzaladığı
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı'nın (UNDP) bölgedeki kalkınma ve işbirliğine önemli katkıları olacağını vurgulayan Erdoğan, bölge insanlarının bölgenin ekonomik ve beşeri zenginliklerinden daha fazla istifade etmelerini sağlamanın, bölgenin huzur ve istikrarı açısından da büyük önem taşıdığını kaydetti.
"SİYASİ İHTİLAFLAR İŞBİRLİĞİNİN ÖNÜNDE ENGEL"
Karadeniz bölgesinin kalkınma sorunlarına kendi içinden çözümler üretebilme potansiyeline sahip olduğuna işaret eden Erdoğan, bu potansiyelin bir an önce harekete geçirilmesi gerektiğine değindi. Erdoğan, şöyle konuştu: "Siyasi ihtilaflar, bölgemizde ekonomik işbirliği ve kalkınmanın önünde önemli bir engel oluşturmaktadır. Söz konusu sorunların işbirliğimizi etkilememesi için her birlikte çaba göstermeliyiz. İmkan bulunması halinde ise, siyasi sorunlara bölgemizin kendi içinden de çözüm üretilmesi için ortak gayret sarf etmeliyiz."
"İDEOLOJİK AYRILIKLAR YERİNİ KÜLTÜREL HOŞGÖRÜSÜZLÜĞE BIRAKTI"
Günümüzde tehdit unsurlarının geçmişe kıyasla ciddi bir değişiklik gösterdiğine dikkat çeken Erdoğan,
soğuk savaş sonrası dönemde küresel planda tehdit unsurlarının nedere ortaya çıkacağı ve kimi hedef alacağının çoğu zaman yeterince bilinemediğini ifade etti. Erdoğan, eskiden ideolojik temelde yaşanan ayrımın yerini artık kuzey-güney, zengin-
yoksul ayrımı, kültürel hoşgörüsüzlük ve
terör hareketlerine bıraktığını belirterek, "Bir ülkenin yaşadığı sorunlar küreselleşen dünyada diğer ülkeleri de etkilemekte, bu da ortak mücadeleyi zorunlu kılmaktadır. Bu gerçek, ortak bölgemiz olan Karadeniz için de fazlasıyla geçerlidir. Dolayısıyla güvenliğin bölünmezliği gerçeğinden hareketle, yeni bakış açıları geliştirmemiz gerekmektedir" diye konuştu. Erdoğan,
İstanbul Zirvesi'nin KEİ açısından bir dönüm noktası olması ve örgütün yeni ufuklara yelken açması izin gerekli rüzgarı oluşturacağını söyledi.
Erdoğan, konuşmasında BM Genel Sekreteri tarafından medeniyetler İttifakı Girişimi Yüksek temsilciliği görevine getirilen
Portekiz eski
cumhurbaşkanı Jorge Sampaio'nun KEİ Zirvesi'nde ağırlamaktan gurur duyduğunu ifade etti. Sampaio'nun liderliğiyle kültürler ve medeniyetler arasında uyum ve diyalog imkanlarını artırmaya yönelik çabalara yeni bir soluk ve görünürlük kazandıracağını dile getiren Erdoğan, Sampaio'nun çabalarının karadeniz ailesinin de en üst düzeyde destek vereceğini sözlerine ekledi.