Partilerin kapatılmasının ve siyasî yasakların Türkiye'ye fayda sağlamadığını vurgulayan Satıcı, yapılması gereken değişikliklerin enine boyuna tartışılmasını istedi. AB gündemine geri dönülmesini talep eden TİM Başkanı, "Biz, geri değil, demokrasi adına ileri adım istiyoruz. Türkiye, Kuzey Kore veya Enver Hoca'nın Arnavutluk'u olamaz." ifadesini kullandı. Mart ayı ihracat rakamlarını Hopa Limanı'nda açıklayan Oğuz Satıcı, dünyadaki fırtınayla birleşen Türkiye'deki siyasî çekişmelerin ekonomiyi büyük bir sarsıntının eşiğine getirdiğini kaydetti. Ardından da önemli uyarılarda bulundu: "Perşembenin gelişi çarşambadan belli değil miydi? Dünyanın içine düştüğü durum ortadayken, istikrara çomak sokmanın anlamı nedir? Ne yazık ki, içeride ve dışarıda yönünü kaybetmiş bir Türkiye algısı oluşuyor. Bunun faturası, hiç şüphesiz sadece siyasete değil, ekonomiye de çıkıyor." Çözüm için demokrasi ve Anayasa'nın verdiği hakları adres gösteren TİM Başkanı Satıcı, Anayasa Mahkemesi üyeleri ve TBMM'nin önümüzdeki süreci 'demokrasi sınavı' olarak algılaması gerektiğini belirtti. Satıcı, "Kimseden çekinmeden değişiklikleri enine boyuna tartışarak yapmalıyız. Siyasi partileri kapatarak, kişilere siyasi yasak getirerek Türkiye'ye hiçbir fayda sağlanmadığı tecrübelerle sabittir. Siyasi parti kapatmak, fikirlerden bağımsız hale gelip eylemlere bağlı olmalı. Günübirlik kararlarla yol alamayız." dedi. Siyasi parti ve anayasa değişikliğinin geniş kesimler tarafından tartışılması gerektiğini vurgulayan ihracatçıların patronuna göre, tartışmadan sorun çıkmaz, kimse kamplara bölünmez, tüm kesimler konuyu geniş biçimde tartışarak çözüme ulaşmalı. Mart ayı ihracat rakamlarını Hopa Limanı'nda düzenlenen basın toplantısıyla açıklayan TİM Başkanı Satıcı, TOBB önderliğinde 7 sivil toplum kuruluşu tarafından geçen hafta yapılan sağduyu çağrısına neden katılmadıkları sorusu üzerine "Biz geri değil, demokrasi adına ileri adım istiyoruz. Siyasi olayların içine girmemeye çalışıyoruz. Herkes birbirinin işini yapmaya çalışıyor, oysa herkes kendi işine bakmalı." diye konuştu. "Türkiye, Kuzey Kore, Enver Hoca'nın Arnavutluk'u olamaz." ifadesini kullanan Satıcı, 21 Nisan'da AB ile katılım ortaklığı toplantısının yapılacağını hatırlatarak şunları aktardı: "AB sürecine dört elle sarılmış olsaydık, bugün duyduğumuz kaygıları duymayabilirdik. Katılım konferansının akıbeti, ilişkilerimizde yaprak oynamadığı için tehlikede. Türkiye için çıkar yol AB çıpasına sarılması ve siyasi değişiklikleri tüm kesimlerle birlikte değiştirecek adımlar atması. 2008 yılını söylemde değil, eylemde AB yılı yapalım." Bugün dünyanın gelişmiş en müreffeh ülkelerinin, demokrasi ve zenginliğin en üst seviyelerde yaşandığı ülkeler olduğunu dile getiren Satıcı, 'demokrasi ve istikrar'ın hedeflenmesi gerektiğini söyledi. Dünyada yaşanan fırtınanın, Türkiye'nin siyasi çekişmeleri ile birleşerek ekonomiyi son derece büyük bir sarsıntının eşiğine getirdiğini ifade eden TİM Başkanı, şöyle seslendi: "Perşembenin gelişi çarşambadan belli değil miydi? Dünya ekonomilerinin içerisine düştüğü durum ortadayken, Türkiye'nin zaten kırılgan bir halde bulunan ekonomisinin durumu ortadayken istikrara çomak sokmanın anlamı nedir? Bu gelişmeler, Türkiye'yi tüm kurumları ve kuralları ile eksiksiz işlemesi gereken hukuk devleti anlayışından uzaklaştırıyor. İçeride ve dışarıda yönünü kaybetmiş bir Türkiye algısı oluşturuyor. Faturası, sadece siyasete değil, ekonomiye de çıkıyor." Samsun'a otomotiv yatırımı yolda TİM, ihracat rakamlarını açıklamak için ilginç bir program hazırladı. Meclis üyeleri, toplantının yapılacağı Hopa'ya Gürcistan'a bağlı Acara Özerk Bölgesi'nin başkenti Batum üzerinden geldi. İhracat rakamlarının açıklandığı toplantıda Sarp Sınır Kapısı'nın daha çok kullanılması konusu damgasını vurdu. Hopa Limanı'nda bir hangarda yapılan toplantıda konuşan Satıcı, Türkiye'de bir otomotiv firmasının Karadeniz'de fabrika kurma çalışmalarını sürdürdüğünü, büyük ihtimalle Samsun'a yatırım yapılacağını duyurdu.