Enerjide geçmişte yaşanan arz sıkıntısına geri dönülürken hem tedarik hem de
fiyat açısından, gelecek kış vatandaşları ve sanayiciyi zor günler bekliyor.
Yaşanan elektrik sıkıntısında, hükümetin
maliyetler artmasına rağmen gerekli zamları yapmamasının etkisi ortadayken Ortadoğu’da giderek genişleyen savaş ve dünya enerji fiyatlarındaki yükselme eğilimi, ileriye dönük olarak maliyet
baskısının daha da artacağını gösteriyor.
Enerjide ortaya çıkan fiyat baskısını etkileyen 2 ayrı faktör mevcut. Bunlardan ilki artan petrol fiyatları, ikincisi ise
Türkiye'nin doğalgaz ithalat ettiği
İran'ı da etkilemesi muhtemel olan
İsrail-
Lübnan arasındaki savaş. Hem elektrik hem de doğalgaz arzında sorun yaratabilecek bu iki temel etkenin karşısında ise alınabilecek önlemler için gün geçtikçe geç kalınıyor. Özellikle bu kış ortaya çıkması muhtemel olan doğalgaz arz sıkıntısına karşı bugünden alınabilecek bir önlem kalmadığı yorumu yapılıyor.
Hükümetin mevcut koşullarda, önümüzdeki aydan itibaren doğalgaz ve elektrik fiyatlarına zam yapması zaten kaçınılmaz hale gelirken dış gelişmeler bu zam oranlarının daha da büyümesine neden olabilir. Bu yüksek oranlı zamlar ise hem zaten frene basılan
üretim, yani sanayi işletmeleri için hem de hedeften sapan enflasyonla mücadele için büyük bir tehdit olarak ortaya çıkıyor.
Petrol fiyatlarının varil başına 78 doları görmesi ve petrol kaynaklarına yakın Ortadoğu'daki sıcak çatışma, doğalgaz ithalatçısı olan Türkiye'yi olumsuz etkiliyor.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, artan fiyat baskısı nedeniyle 3.5 yıldır zam yapmadığı elektrik fiyatları ile doğalgaza zam yapmaya hazırlanıyor. Gelecek kış, savaşın yaygınlaşması halinde, doğalgaz arzında sıkıntı yaşanması durumunda sanayi üretiminin olumsuz etkilenmesi kaçınılmaz olacak.
Doğalgaz tüketiminin azaltılması yatırımları olumsuz etkileyecek.
Zam kaçınılmaz oldu
Elektrikte otoprodüktör ve serbest elektrik üreticileriyle yaşanan sıkıntılar hem arz güvenliğini tehdit ediyor hem de özel sektörün zarara uğramasına neden oluyor. Hükümet acil olarak bu soruna çözüm bulmaya çalışıyor. Bunun yanı sıra kamu elindeki üretim santrallarının rehabilitasyon ihtiyacı
bütçe kısıtlaması nedeniyle giderilemediği için kamu üretimi de istenen düzeyde artırılamıyor. Doğalgaz santrallarından elektrik üretimini yaz aylarında artıran Elektrik Üretim A.Ş.'nin (EÜAŞ) üretim maliyeti de artan doğalgaz maliyeti ile paralel olarak yükseliyor.
Bunun yanı sıra kamu üzerinde yap-işlet (Yİ) ve yap-işlet-devret (YİD) santrallarının artan maliyetleri de baskı yapıyor. Çünkü bu santrallar da doğalgazdan elektrik üretiyor. Elektrikte hem özel sektörün zararının önüne geçilmesi hem de üretim maliyetinin artması nedeniyle konut ve sanayi kesiminin tükettiği elektriğe zam yapılması gündeme geldi.
Enerji Bakanlığı, şimdiye kadar siyasi bir
tercih olarak yapmadığı zamlar için artık kendini mecbur hissetmeye başladı. Petrol fiyatlarının artması nedeniyle doğalgaz ithalat faturası kabaran BOTAŞ ise ağustos ayında yüzde 5-10 arasında zam yapmaya hazırlanıyor. Doğalgaz zammının eylül-ekim döneminde de devam etmesi yani yılın kalan kısmında toplam yüzde 20'yi aşan oranda zam yapılması gerekiyor. BOTAŞ'ın bu zamları yapmaması durumunda, yıl sonunda zararı büyüyecek.
Yatırımlar durabilir
Savaşın yaygınlaşması ve uzun sürmesi halinde olası bir gaz arzı sıkıntına karşı alınabilecek tek önlem ise doğalgaz tüketimini olabildiğince azaltmak olarak ortaya çıkıyor. Uzmanlar, bu durumda yatırımların da duracağına dikkat çekiyorlar.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (
EPDK) ise doğalgaz dağıtım lisansı
ihalelerini oldukça yavaşlattı. En son şubat ayında bir ihale gerçekleştiren EPDK, son ihaleden 5 ay geçtikten sonra yeni ihaleyi 21 Temmuz'da
Elazığ için yapacak. Ancak gaz arzında
kriz yaşanması durumunda doğalgazın illere yayılımında da yavaşlama olacak. Doğalgaz arz krizinin ise en çok
gübre sanayiinde hissedilmesi bekleniyor. Çünkü gübre sanayiinde doğalgaz tüketiminin kesintiye uğratılmasına imkân yok. Bunun yanı sıra bu sene içinde doğalgazdan elektrik tüketimine geçecek olan Petkim'in de olası bir arz krizi karşısında bir süre daha gazdan daha pahalı olan fuel-oil kullanımına devam etmesi beklentisi mevcut. Bu durumda petrokimya sanayiinin de maliyetleri olumsuz etkilenecek.
AB'ye bağlanan projeler de risk altında
Türkiye'nin
Avrupa Birliği (AB) için enerji koridoru rolünü pekiştiren
Nabucco ile Türkiye-
Yunanistan-
İtalya doğalgaz hattı projeleri, Ortadoğu'daki karmaşanın Türkiye'nin komşusu İran ve Suriye'ye yayılması durumunda olumsuz etkilenebilecek. Bu projeler çerçevesinde İran gazının Avrupa'ya ulaştırılması üzerinde duruluyor. Ancak İran'da güven ortamının bulunması bu projeleri riske sokacak. Öte yandan,
Mısır gazının Türkiye üzerinden Avrupa'ya aktarılması için güzergâhın Suriye'den geçmesi gerekecek. Karmaşanın İran'a yayılması durumunda Türkiye'nin doğalgaz arzı da tehlikeye girecek.
Türkiye petrole yatırımı artırmalı
Enerji Politikaları Uzmanı Necdet Pamir, petrol fiyatlarını ABD, Çin,
Hindistan gibi ülkelerin talep artışı, milli ve uluslararası şirketlerin 4-5 yıldır
arama yatırımlarını aksatması, yedek kapasitenin azalması ve
Irak Savaşı'nın etkilediğini belirtti. Pamir, yakın dönemde ise petrol fiyatlarının İran'a müdahale, ABD-Venezüella çekişmesi gibi sorunların yaratacağı arz sıkıntısından etkileneceğini belirtti. Pamir, Türkiye'nin artan petrol fiyatları karşısında kendi üretimini artırma ve arama yatırımlarına yönelmesi gerektiğini ifade etti. Günlük 5-6 milyon varil olması gereken ek kapasite 1.5 milyon varile geriledi.
Irak savaşı nedeniyle 2.6 milyon varillik üretim ise 1.9 milyon varile geriledi
REFERANS GAZETESİ