Koç Holding Dayanıklı Tüketim Grubu Başkanı ve
Arçelik Genel Müdürü Aka Gündüz
Özdemir, elektro marketlere hiç bir şekilde
Beko ve Arçelik
markalı beyaz
eşya vermeyeceklerini, bu tip firmalarla
işbirliği yapmayacaklarını ve bayilik sistemini sonuna kadar
desteklediklerini belirtti.
Özdemir, düzenlediği basın toplantısında, beyaz eşya
sektörünün geçen yıl iç
pazarda yüzde 7 oranında küçülmesinin ardındaki başlıca nedenin,
seçim süreçlerinin uzun ve sıkıntılı geçmesi olduğunu belirterek, beyaz eşya ihracatının kurlara rağmen yüzde 13 oranında arttığını, bunun da olumlu etkisiyle
üretimdeki
büyümenin yüzde 10'a yaklaştığını ifade etti.
Avrupa'da 2005'de yüzde 50'nin üzerindeki pazar payı ile lider ve tüplü televizyon üretim üssü olan
Türkiye'nin, pazarda teknoloji dönüşümü ve LCD televizyona geçiş döneminde liderliğini kaybettiğini savunan Özdemir, ''Bugün
yerli üreticileri için tehdit olarak algılanan bu durumu ancak devlet ve
özel sektör işbirliği ile lehimize çevirecek stratejiler geliştirmek kaydıyla
ülke olarak bu sektördeki konumumuzu iyileştirmemiz mümkün olacaktır'' dedi.
Özdemir, geçen yıl sektörün televizyon ihracat değerlerinin 2006'ya göre yaklaşık yüzde 30 düşüş kaydettiğini ifade ederek, ''Fakat adet kaybına karşılık daha yüksek değerde satılan LCD televizyonlar sayesinde ciro bazında kayıp daha azdır. Hızla büyüyen panel pazarında uluslararası rakiplerimizin sahip olduğu devlet
teşvikleri gibi avantajlara rağmen 2006'ya göre panel televizyon ihracatımızda yüzde 29 artış yaşanması sektör açısından oldukça
ümit verici bir gelişmedir'' diye konuştu.
Arçelik'in
yurt içi pazardaki lider pozisyonunu yüzde 50'yi aşan pazar payıyla güçlendirdiğini ifade eden Özdemir, Çin'deki yatırımlarına değinirken, 2007'de yıllık 200 bin adet önden yüklemeli
çamaşır makinesi üretim kapasitesine sahip işletmenin, yeni projelerin tamamlanmasıyla 2009'da bu rakamı üçe katlayarak 600 bin adede çıkarmayı hedeflediğini, 120 noktada Beko markalı
ürünleri Çinli
tüketicilerle buluşturduklarını, hedeflerinin bu rakamı 2008'de 260'a çıkarmak olduğunu anlattı.
''Global bir şirket olma yolunda önemli atılımlar yapan şirketimiz, bundan sonra da dünyanın farklı coğrafyalarında yatırımlarına devam edecektir'' diyen Özdemir, Grundig'in portföylerine katılmasıyla doğacak sinerjinin, markanın gücüne güç katarken, özellikle global düzeyde şirketin performansına olumlu bir ivme de kazandıracağını ifade etti.
Özdemir, markanın kimliğini koruyarak Grundig'i dünya genelinde yaygınlaştırmak ve global bir marka olarak kullanımını sağlamak üzere, çalışmaları ve yatırımlarının devam edeceğini kaydederek, Grundig ile birlikte toplam 10 markaya sahip olan şirketin, bu satın almalarla sadece kendi sektörü için değil, tüm Türk sanayisi için rol modeli olduğunu söyledi.
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Özdemir, yurt dışı
satışlarının yüzde 23 arttığını belirterek, hükümetin
Güneydoğu olayları konusunda çok doğru bir
politika izlediğini, moral faktörü ve geçen yıl teslim edilemeyenlerle birlikte 2008'de devreye girecek konutların beyaz eşya sektörünü etkileyeceğini söyledi.
Özdemir, ''Bana göre 2008'de beyaz eşya pazarı beklenmedik şekilde bir büyüme yapabilir. Şahsi kanaatim, 2006'ya göre yüzde 5-6 civarında bir büyümenin... Bunun minimum olduğunu düşünüyorum'' şeklinde konuştu.
-PROFİLO TELRA HAKKINDAKİ İFLAS DAVASI-
Özdemir, ''Profilo gibi bir dev ciddi bir sarsıntı geçiriyor. Bu noktaya neden gelindi? Özel sektör-kamu işbirliği ile bu süreçten nasıl çıkılır?'' sorusu üzerine, hükümetin de bugünlerde konuyla yakından ilgilendiğini ifade ederek, elektroniğin Türkiye için son derece önemli bir sektör olduğunu ve 6 milyar dolarlık büyüklüğe sahip bulunduğunu söyledi.
Özdemir, konuşmasını şöyle sürdürdü:''
Kore hükümeti Samsung ve LG firmalarını bu hale getirene kadar muazzam destek verdi. LCD panel veya cam panel için yapılması gereken yatırım miktarı 3-3,5 milyar dolar. Özel sektörün böyle bir yatırım yapması oldukça zor. Sektördeki hızlı değişkenlik, bunun yapılmasını da gerektirmiyor. Bunun illa bir tarafından teşvik edilmesi gerektiği veya o şekilde teşvik edilerek buralara geldiği de açık. Dün Türkiye'de tüp fabrikası yoktu, bugün LCD fabrikası da yok. Bunun gereği de yok.''
İsmini vermek istemediği bir firmanın şu anda LCD'de 13. jenerasyon yatırımı yaptığını, bir başka firmanın da 8. jenerasyon yatırımı gerçekleştirdiğini anlatan Özdemir, ''
Hükümet de şu anda bu sektördeki oyuncuları
ihmal etmemektedir. Bildiğim kadarıyla Başbakan'ın
gündeminde şu anda
elektronik sektörünün sorunları vardır. İnancım, bu sektör bu sıkıntıdan kurtulur. Hükümetle çok yakın temaslarımız var. Bakanlar, en kısa zamanda bunun olmasını da arzu ediyorlar. Bu konuda çok iyi adımlar atılacaktır diye görüyorum'' şeklinde konuştu.
Özdemir, ''Hükümetle 'yakın görüşmedeyiz' dediniz. Burada somut bir yol haritası ortaya çıktı mı'' sorusu üzerine de, ''Yok. Gelişmeler devam ediyor. Bir çıkış yolu aranıyor. Bana kalırsa bu çıkış yolu da bulunacak. Ama böyle bir yatırımı yapmak mantıklı değil. Hükümet bu kadar ilgi gösteriyorsa özel sektör bundan memnunluk duyar'' diye konuştu.
''KUR TAHMİNİ YAPMAK, AT YARIŞI GİBİ....''-
Kur tahmini yapmanın, ''at yarışları gibi bir şey olduğunu'', kendisine göre bunun bir değeri bulunmadığını belirten Özdemir, ''Gündeminizde yeni satın almalar var mı?'' sorusuna da, ''Kendi stratejimize uygun bir bir şirket bulduğumuz takdirde, bütün dünyadaki sektördeki firmaları çok yakından takip etmekteyiz, buna devam edeceğiz'' dedi.
Özdemir, Whirlpool'un Türkiye pazarına girmesine ilgili, ''Bundan dolayı en ufak bir sıkıntı duymayız'' dedi.
''TÜRKİYE ÇÖPLÜK HALİNE GELMİŞTİR''-
Aka Gündem Özdemir, teknoloji marketlerinde
patlama olmadığını savunarak, bir market açıldığını, bunu açanların reklam yapmak yerine sansasyon yarattığını, medyanın da olayı abarttığını söyledi.
Özdemir, şunları kaydetti:''İşimizin yüzde 20'si elektronik, kalan kısmı beyaz eşyadır. Bundan etkilenmemek mümkün değil. Elektronik işi dolayısıyla elbette etkileneceğiz. Belki de pozitif etkileneceğiz. Şu anda bir geçiş dönemindeyiz. Ama hiçbir şekilde bir bayimizin işini tehlikeye sokacak boyutta bir yapılanma olmaz. Önemli olan elektro marketlerin ne kadar beyaz eşya satacağıdır. Biz çok açık şekilde söylüyoruz, biz hiçbir şekilde Beko ve Arçelik markalı beyaz eşyaları vermeyeceğiz. Çünkü biz bayilik sistemini sonuna kadar destekliyoruz. Türkiye'de bunların sayısı giderek artıyor, bir de
alışveriş merkezi enflasyonu... İnanılır gibi değil.''
Elektronik işlerde kar marjının son derece düşük olduğunu, para kazanabilmek için çok satmak gerektiğini vurgulayan Özdemir, tüketiciye verilen öneme dikkat etmek gerektiğini, Türkiye'de satılan bu tip ürünlerin sadece ve sadece ileride doğacak sorunları için tüketicinin korunması amacıyla yedek parçasının 10 yıl muhafaza edilmesinin
kanun gereği olduğunu söyledi.
Özdemir, ''Yıllardan beri Türkiye çöplük haline gelmiştir. Sözüm ona düşük
fiyatlarla tüketiciyi korurken Türkiye'nin kalitesiz mallar çöplüğü olması amacına
hizmet edilmektedir. Buna dikkat etmek lazım. Bu ülkede tüketici hakları korunuyorsa bunun gereği yapılması gerekir. Türkiye'de bu iş,
müzik setlerinden başlamıştır. Bu memleket müzik seti çöplüğü haline gelmiş'' diye konuştu.
''ELEKTRO MARKET-BAYİ SAVAŞLARINA DÖNDÜRÜLMEK İSTENEN SÜREÇLER VAR''
Söz konusu firmaların Türkiye'ye çok hızlı girdiğini ifade eden Özdemir, şöyle devam etti:
''Şu anda piyasadan çekilen de var, birtakım sıkıntılara düşünler... Hele hele daralan pazar şartlarında önümüzdeki yıllarda enteresan şeyler görebiliriz. Kaldı ki en büyük sıkıntı Avrupa üzerinden gelecektir. Adam
broşür basıyor, en ön tarafındaki ürün için altına
akıl almaz bir fiyat yazıyor. Milleti bir bilgisayar için getirip orada yatırıyor. 'Sonra da bundan 5 tane vardı, kalmadı' diyor. Eskiden market-
bakkal savaşları vardı. Şimdi elektro market-bayi savaşlarına döndürülmek istenen süreçler var. Dönmeyecektir. Göreceksiniz, bayilik sistemi taş gibi ayakta kalmaya devam edecektir. Bayilik sisteminin yüzde 100 arkasındayız. Bu tip firmalarla işbirliği de yapmayacağız.
-BEYLİKDÜZÜ'DEKİ ARAZİ SATIŞI-
Arçelik
Mali İşler ve Finansman Genel Müdür Yardımcısı Fatih Kemal Ebiçlioğlu da, Beko'nun Beylikdüzü'deki
arazi satışına ilişkin soru üzerine, bu konuda Yapı Krdei
Yatırım A.Ş'yi görevlendirdiklerini hatırlatarak, ''Birebir yatırımcılarla görüşülmek suretiyle sürecin tamamlanması aşamasındayız. Henüz netleşen bir satış söz konusu değil. Satıldığına dair haberler gerçeği yansıtmamaktadır'' diye konuştu.