Ekonomiye güven tam

Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili gelişmeler, Genelkurmay açıklamasıyla yeni bir boyut kazanırken, ortaya çıkan gerilimin ekonomiye etkisi tartışılıyor.

Ekonomiye güven tam

Açıklamanın, bugün piyasalara nasıl yansıyacağı merak ediliyor. Bankacılardan işadamlarına, borsa uzmanlarından piyasa analistlerine kadar bütün ekonomistler ortak bir noktada buluşuyor. Ekonominin 4,5 yılda önemli bir dönüşüm yaşadığına ve istikrar kazandığına dikkat çekiliyor. Hafta sonu yaşanan gerilimin piyasaların açılışına önemli oranda tesir edeceği, ancak bunun uzun sürmeyeceği vurgulanıyor. Kriz ve kara tablo senaryolarına prim vermeyen ekonomistler, sorumluluk ve sağduyu çağrısı yapıyor. Ziraat Bankası Genel Müdürü Can Akın Çağlar, Borsa'da yabancı payının yüzde 70 olduğunu, her yıl 20 milyar dolar yabancı yatırım geldiğini belirtiyor. "Artık yabancı yatırımcının da eli taşın altında. Spekülatif hareketler olabilir. Ancak bunlar piyasada derin etkiler oluşturmaz." diyen Çağlar, Amerika ve AB'den gelen demokrasi hassasiyetine yönelik açıklamaların gelişmelerin dışarıdan desteklenmediğini ortaya koyduğunu kaydediyor. Halkbank Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Cebeci de, ekonominin günlük siyasi gelişmelerden bir anda etkilenecek dönemi atlattığını düşünüyor. Cebeci'ye göre, 'artık Türkiye'nin önü açık. Yarın ve diğer günler için kara senaryo çizenler bulanık suda balık avlamak istiyor'. Erken seçime gidilse bile ciddi bir dalgalanmayı gerektirecek ortam bulunmadığının altını çizen Türkiye İşadamları ve Sanayicileri Konfederasyonu Başkanı Rızanur Meral ise kısa dalgalanmanın arkasından toparlanma geleceğine inanıyor. Yabancı yatırımcının ekonomiye güveninin tam olduğunu söyleyen Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkanı Alpaslan Korkmaz, her kesimin istikrar ortamını zedeleyecek açıklamalardan kaçınmasını istiyor. İTO Başkanı Murat Yalçıntaş da, nazik durumun krize dönüşmemesi için sağduyu çağrısı yapıyor: "Türkiye'nin krizin içine çekilmesinin hesabını kimse veremez." İş dünyasının çatı örgütü Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin (TOBB) Başkan Vekili Halim Mete, demokrasiye ve ülke istikrarına zarar vermeden bu sürecin atlatılması için bütün kesimleri sağduyulu olmaya çağırıyor. "Herkes, ülke ekonomisi zarar görmeyecek şekilde hareket etmeli." diyen Mete, Türkiye'de ekonominin güçlendiğini ve bir istikrar ortamı yakalandığını vurguluyor ve bunun sürdürülmesini istiyor. Piyasaların geçmiş yıllara göre daha fazla ekonomik temellere göre hareket ettiğine dikkat çeken Albaraka Genel Müdürü Adnan Büyükdeniz, bu sebeple çok büyük çalkantıya girmeden bu türbülansın atlatılabileceğini düşünüyor. Büyükdeniz, dövizde büyük bir hareketlilik beklemezken, serbest kur düzeninde bir tahminde bulunmanın zor olduğunu vurguluyor. Anayasa Mahkemesi'nden çıkacak kararın, yatırımcıların riskleri yeniden değerlendirmesini gerektirebileceğini vurgulayan Büyükdeniz, "Halihazırda piyasalarda şimdiye kadar görülen hareket geleceğe ilişkin beklentilerin satın alınması ile oluşuyordu." diyor. Bütün ülkelerde hukuki mekanizmaların iyi işlememesinin yatırımcıların kafasında soru işaretleri oluşturabileceğine işaret eden Büyükdeniz'e göre, Türkiye güçlü bir ülke ve gerek yatırımcı ve gerekse işadamları çok daha rasyonel hareket edecek. Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD) Başkanı Murat Saraylı, Türkiye'nin demokratik hukukun üstünlüğünü şiar etmiş bir ülke olduğunu ve bundan da taviz verilmemesi gerektiğini belirtiyor. "Bu süreçlerden demokrasinin güçlenerek çıkacağına inanıyoruz." diyen Saraylı, herkesin demokrasiden uzaklaştırabilecek mesajlardan kaçınmasını istiyor. Demokratik çerçevede her türlü risk ele alındığı için bu tür krizlerin probleme sebep olmayacağını vurgulayan Saraylı, "Yatırımcılar bütün riskleri satın almışlardır. Satın almadıkları tek şey demokrasi dışındaki müdahalelerdir." ifadelerini kullanıyor. 'Yabancılar dalgalanmaya izin vermez' Para piyasaları uzmanı Mehmet Ali Yıldırımtürk, piyasalardaki gelişmelerde yabancıların belirleyici olacağı görüşünde. İlk tepkinin İMKB'den gelmesini bekleyen Yıldırımtürk, "Cuma günü de Borsa düşüşle tamamlanmıştı. Cumartesi günü bankalar yarım gün açık olduğu için dövizde bir miktar tepki görüldü. Borsa'da yüzde 70 paya sahip olan yabancıların tavrı önemli." diyor. Yıldırımtürk'e göre, ilk etapta yerlilerin bir miktar satışlarıyla endeks gerileyecek. Bu satışlar yabancılar tarafından alınacak. Yabancı yatırımcılar cumhurbaşkanlığı ve genel seçimler konusunda uzun vadeli düşündükleri için hisse senetlerini artırmak istiyor. Bu arada hükümetten ve diğer kuruluşlardan yapılacak açıklamalar önemli. Piyasaların, cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunun yapılacağı çarşamba gününe kadar temkinli pozisyonunu sürdüreceğini vurgulayan Yıldırımtürk, şu değerlendirmeyi yapıyor: "Anayasa Mahkemesi olumlu karar verirse piyasa genel seçime soyunacak, orada da orta vadeli bir trend oluşmaya başlayacak." Hisse senetlerinde meydana gelebilecek çok büyük bir düşüşün dünya piyasalarını da olumsuz etkileyeceğine dikkat çeken Yıldırımtürk, yabancıların buna müsaade etmeyeceği görüşünde. Borsa Uzmanları Derneği Başkanı İsmail Tavlı, siyaset ve ekonomide her şeyin tabii mecrasına döneceği beklentisinde. "Açılış seanslarının biraz hareketli ve aşağı yönlü olmakla birlikte sonrasında dengeli bir seansın gelişmesini bekliyoruz." diyen Tavlı, erken seçim kararının da aynı algılamaları birlikte getireceğine işaret ediyor. Demokrasinin gereği olarak Parlamento'nun kararına saygılı olunmasını isteyen Diyarbakır Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı Kudbettin Arzu, işadamları olarak bu sürecin ekonomi ve piyasalar üzerinde büyük, olumsuz bir etki oluşturmasını beklemediklerini vurguluyor. Anadolu Aslanları İş Adamları Derneği (ASKON) Genel Başkanı Mustafa Koca da, daha ileri gitme potansiyeli bulunan Türkiye'nin ihtiyacının sağlıklı yürüyen bir sistem ve yükselen bir istikrar grafiği olduğunu belirtiyor. Türkiye İşadamları ve Sanayicileri Konfederasyonu (TUSKON) Başkanı Rıza Nur Meral: Dalgalanmaya yol açacak bir ortam yok İş dünyası Anayasa Mahkemesi'nin kararını bekleyecek. Her halükarda erken seçime gidilse dahi şu anda Türkiye'de ciddi bir dalgalanmayı gerektirecek bir ortam yok. İş dünyası zaten seçimlerdeki her olasılığı satın almıştı. Büyük bir dalgalanma beklemiyoruz, çok kısa dalgalanma olsa bile hemen arkadan kendini toparlayacaktır. Hem fertler hem de iş dünyası olarak bu gerilimi artıracak ortamlardan uzak durmamız lazım. Türkiye'nin çözümlerinin demokrasi çerçevesinde olacağını düşünüyoruz. C.Akın Çağlar (Ziraat Bnk.) Artık yabancı yatırımcının da eli taşın altında. Spekülatif hareketler olabilir. Gerilimi fırsat bilip satış yapabilirler. Ancak bunlar piyasada derin etkiler oluşturmaz. Felaket senaryoları çizmeye gerek yok. Hasan Cebeci (Halkbank) Piyasalar kesinlikle bu süreçten büyük ölçüde etkilenmez. Türk ekonomisi o eski dönemleri atlattı. Artık Türkiye'nin önü açık. Yarın ve diğer günler için kara senaryo çizenler, eski karanlık günleri özlüyor. Halim Mete (TOBB) Herkes sağduyu ile hareket etmeli. Demokrasiye ve ülke istikrarına zarar vermeden bu süreç atlatılmalı. Türk ekonomisi artık çok güçlü. Belli bir istikrar ortamı yakalandı. Bunun devam ettirilmesi gerekiyor. A.Korkmaz (Yatırım Ajansı) Son gelişmeler orta ve uzun vadede yabancı yatırımcıyı etkilemez. Ülkeye güvenleri tam. Artık istikrarı zedeleyecek açıklamalardan kaçınmak lazım. Bu kazanımlar kolay olmadı, tırnaklarımızla elde ettik. Kayseri Sanayi Odası Başkanı Mustafa Boydak: Kara senaryolardan fayda umanlar var Bazı kesimlerin son günlerde yaşanan gelişmeleri abartması doğru değil. Neticede bu bir açıklama ve Genelkurmay Başkanlığı'nın görüşü. Piyasaların yaşanan bu gelişmeleri olumsuz algılayacağını düşünmüyorum. Bu tür açıklamalar her zaman olabilir. Bu durum aynı zamanda piyasalarımız için iyi bir test olacak. Önemli olan demokrasi ve Cumhuriyet'e sahip çıkmak. İş dünyası da buna sonuna kadar zaten sahip çıkıyor. Bu tür kara senaryoların arkasında bu tarz ortamlardan faydalanmak isteyenler olabilir. Biz iş dünyası olarak işimize bakıyoruz. İstanbul Ticaret Odası Başkanı Murat Yalçıntaş: Krizin hesabını kimse veremez Ekonominin istikrara kavuştuğu ve Türkiye'nin itibarının yükseldiği bir sırada yaşadığımız bu tartışmalar, son derece tehlikeli bir gidişatın habercisidir. Türkiye'nin bir krizin içine doğru çekilmesinin hesabını hiç kimse veremez. Cumhurbaşkanlığı seçimleri anayasal çerçevede, hukuka ve hakkaniyete uygun şekilde cereyan etmelidir. Sıkıntılarımızı aşmanın her zaman bir tek yolu vardır; o da demokrasidir. Ortaya çıkan bu tatsız durumun bir an önce bertaraf edilerek, istikrar ortamının sürdürülmesi yolunda çaba sarf edilmesini beklemekteyiz. Turizm Yatırımcıları Derneği (TYD) Başkanı Oktay Varlıer: Piyasaların siyasete bağımlılığı azaldı Gerek iktidarın gerekse muhalefetin toplumu birbirine düşman edecek, gruplara bölecek yaklaşımlardan kaçınması lazım. Türkiye son 4-5 yıldır sağlıklı bir büyüme içine girdi. Merkez Bankası'nın rezervleri iyi bir noktaya geldi, ekonominin siyasete bağımlılığı belirli bir ölçüde azaldı. Son dönemdeki gelişmelerin ekonomiye etkisi olabilir; ancak bunun derecesinin çok büyük olmayacağına inanıyorum. Ekonomik açıdan istikrarın devamı için bundan sonraki süreçte sağduyunun hakim olması ve ortamın yumuşatılması lazım. ZAMAN
<< Önceki Haber Ekonomiye güven tam Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER