Özellikle mayıs ayında
döviz kuru ve
faiz oranları hareketlendi.
Japonya ve
Almanya gibi gelişmiş
ülkelerin yanı sıra
Meksika,
Rusya,
Polonya,
Arjantin ve Brezilya'da da benzer dalgalanmalar görüldü. Ancak
Türkiye dışında hiçbir ülkede ‘
kriz' söylentileri dolaşmadı.
Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili tartışmalara
Danıştay'a yönelik
hain saldırı da eklenince siyasi ve
ekonomik tansiyon yükseldi. Sadece son bir ayda Yeni
Türk Lirası, dolar ve
Euro karşısında yüzde 25'e yakın değer kaybetti. İstikrar ortamını bozmaya yönelik hareketlere en büyük tepki iş dünyasından geliyor.
TOBB Başkanı
Rifat Hisarcıklıoğlu, herkesin kullandığı kelimelere dikkat etmesini istiyor. Ekonominin gündemin ‘birinci maddesi' olması gerektiğini vurgulayan Hisarcıklıoğlu, Türkiye'nin 2001 yılına göre çok daha güçlü olduğunu kaydediyor.
Zaman'ın sorularını cevaplayan Alarko Holding Yönetim Kurulu Başkanı
İshak Alaton da son 40 yıldaki en istikrarlı dönemin 3
Kasım 2002 seçimlerinden sonra yaşandığına dikkat çekiyor.
Danıştay saldırısı gibi gelişmeleri, ‘siyasi gerilimi tırmandıracak yapay gündemler' olarak nitelendiren Alaton, istikrarın bozulmaması için herkese görev düştüğünü belirtiyor. Bir süredir oluşturulmaya çalışılan ‘sinirlilik havası'nın, politik istikrarı
hedef aldığını anlatan Alaton, “Daha önce fabrikasyon usulü haberlerin gerçekmiş gibi medyaya yansıdığını gördük.
Medya bu dönemde hissederek ya da fark ederek dezenformasyona alet olmamalı. Medya ciddiyetini ispat etmeli.” diyor. Konferanslar için bir süredir
yabancı ülkeleri dolaşan Alarko Holding'in patronu, dünyanın, Türkiye'ye Türklerden daha olumlu baktığını dile getiriyor.