Mısır'daki
halk ayaklanmasının en az siyasi boyutu kadar önemli olan
ekonomik boyutu, bugüne kadar biraz arka planda kaldı. Tabii dünya borsalarının, Mısır'daki olaylara şimdilik olumsuz tepki vermemesi de bunda önemli bir etken.
Ancak dünya
finans piyasalarında, bugüne kadar hâkim olan sükûnet yerini yavaş yavaş tedirginliğe bırakıyor. Uluslararası yatırımcılar, kalkınmanın eşiğindeki bazı ülkelerden neden önemli miktarlarda nakit parayı geri çekiyor? Artan petrol
fiyatları, dünya ekonomisindeki
büyümeyi olumsuz etikleyecek mi? Bu ve benzeri sorular, dünyanın dörtbir yanındaki mali piyasa uzmanlarının kafasını bugünlerde fazlasıyla meşgul ediyor.
Süveyş Kanalı kapanırsa...
Kısa bir duraklama döneminin ardından
ham petrol fiyatlarının yükselişi sürüyor. WTI adıyla bilinen hafif
Amerikan ham petrolünün varil fiyatı şu sıralar 90 dolar seviyesinde. Önemli petrol üreticilerinden
Kuveyt, Mısır'daki
protesto gösterilerinin sürmesi durumunda fiyatın 110 dolara kadar çıkabileceği öngörüsünde bulunuyor. Hatta
Venezuela gibi bazı ülkeler daha da ileri gidiyor ve Mısır'ın Süveyş Kanalı'nı gemi geçişlerine kapatması durumunda ham petrolün varil fiyatının 200 doları bulabileceğini savunuyor. Bu ise fiyatların, 2008'deki
rekor artışın bile üzerine çıkması anlamına geliyor.
Assenagon
Yatırım Fonu'nun baş iktisatçısı Martin Hüfner de bu enidşeleri büyük ölçüde paylaşıyor: "
Kuzey Afrika ve
Ortadoğu ülkelerindeki son gelişmelerin ekonomik açıdan en büyük tehlikesi de burada yatıyor zaten: Yani Süveyş Kanalı'ndan yapılan petrol ve ham madde nakliyatı kesilirse, bu fiyat artışlarını da beraberinde getirecektir."
Enerji ve ham madde fiyatlarının artması, özellikle kalkınmanın eşiğindeki ülkeler açısından son derece vahim sonuçlara yol açabilir. Çünkü fiyat artışları,
faiz ödemeleri ve enflasyonun da artmasına neden olacak. Bu ise insanların alım gücünü azaltacak ve en nihayetinde ekonomik büyüme frenlenecek.
Gelişmiş ülkeler de etkilenecek
Ancak bu durum sadece gelişmekte olan ülkeleri olumsuz etkilemekle kalmayacak. Örneğin
Almanya gibi gelişmiş ülkelerdeki irili ufaklı çok sayıda
firma,
Rusya, Çin,
Hindistan ve
Brezilya gibi ülkelerin yanı sıra Mısır'a da önemli ölçüde mal ve
hizmet ihraç ediyor. Federal Alman
Ekonomi Bakanlığı'nın verilerine göre
Almanya'nın 2009 yılında Mısır'a yaptığı toplam ihracat 2 milyar 660 milyon euro. Yani bu ülkeyle ticari ilişkilerin kesintiye uğraması, Alman ekonomisine ciddi bir zarar verecek. Aynı şey, ekonomilerinde ihracat kalemlerinin geniş yer tuttuğu diğer sanayileşmiş ülkeler için de geçerli.
Yatırımcıların, başta Mısır olmak üzere gelişmenin eşiğindeki pek çok ülkeden son günlerde büyük miktarlarda nakit para çekerek, siyasi açıdan daha istikrarlı olan ülkelere yöneldikleri de dikkatlerden kaçmıyor. Macquarie Yatırım Bankası'nden Rupertus Rothenhäuser, bu durumu şöyle açıklıyor:
"Bunun en önemli nedenlerinden biri, gelişmenin eşiğindeki ülkelerdeki konjontürel dalgalanmaların, gelişmiş ülkelere göre çok daha fazla olması. Bunu Çin örneğinde de bariz bir şekilde görmek mümkün. Çinliler, enflasyon baskısını azaltmak ve konjonktür motorunun aşırı ısınmasını önlemek amacıyla faizleri birkaç kez artırdı. Yüksek faiz ise daha yüksek bir risk anlamına geliyor. Bu ise menkul kıymetler piyasası için ölümcül bir
zehir demek."
Deutsche Welle