Dünya borsaları nereye gidiyor - Analiz

6 Mayıs günü borsalar seans içinde yüzde 9’lara varan sert bir panik düşüşe tanık olmuştu.

Dünya borsaları nereye gidiyor - Analiz

İşlem hatası yada teknik bir sorun olarak dile getirilmeye çalışıldı. Gerçi Sermaye Piyasaları Kurulu SEC, bu olayı tekrar görüşmek için bugün toplanıyor. Geçen hafta piyasalar, o düşüşün bir teknik nedene dayanmadığını çok net ortaya koydu. O gün görülen dib seviyelere çok yakınlaştık. Açıkçası piyasalar,temkinli ve korku icinde beklenen hatta olması gereken düzeltmeyi yaşıyor. Geçen hafta endeksler yüzde 5’lere varan kayıplar içindeydi. Güvensizlik ve korku suan piyasalara yön vermektedir. Piyasaların takip ettiği korku endeksi son 14 ayın en yüksek seviyesine çıktı. Siyasiler sorunlari çözeceklerine, piyasaya devamlı mantıksız müdahelelerde bulunuyorlar. Avrupa’nın borç sorununun yanında global ekonomilerin borç sorunuda çok bilinmeyenli denkleme bir bilinmeyen katıyor. Bu borç sorunlarına para basarak müdahalede bulunmak, işi dahada belirsiz hale getiriyor. Yapısal reformlar oluşturarak, üretimi aktif hale getirip sorunları çözme yerine piyasanın ateşini alacak para basmak. Ey dev ülkeleri yöneten siyasetçiler !!! Bulabileceğiniz tek çözüm politikası bu mudur? Piyasalar bu çözüme sert satışlarla cevap veriyor. Avrupa’daki borç krizi, global ekonomilerin toparlanma sürecini kesinlikle etkilyecektir. İster Avrupa ile iş yapın ister yapmayın bu yangından kaçmanız imkansiz. Gecen hafta açıklanan Merkez Bankası FED’in tutunaklarinda bunun altı özellikle çizildi. Piyasaların gözü kulağı nasil Avrupada ise, aynı şekilde FED’inde.Almanya Başkanı Merkel’in çıplak açığa satış yasağını uygulamaya koyması Euronun düşüşünü engellemiş olabilir ama piyasaların değil. Piyasalar bu karar ile işlerin düşünüldüğünden daha kötü olduğunun kanısında. Bir trilyon dolarlık yardım paketi, alev içinde olan piyasalara dökülen su mu yoksa benzin mi, zaman gösterecek. Gelen makro ekonomi datalar beklentiler çerçevesinde gelsede toparlanma sürecini hızlandıracak bir büyüklükte değil. Toparlanma sürecinin uzaması halinde aşağı yönlü kırılmalar yaşanabilir. Amerika’daki enflasyon rakamaları şuan için büyük bir risk oluşturmamaktadır. Nisan ayında üretici ve tüketici fiyat endeksleri yüzde 0.1 geriledi. Petrol fiyatlarındaki gerileme bunun ana nedeni olarak görülüyor.Merkez Bankası FED, düşük faiz politikasını 2010 yılı boyunca sürdüreceğe benziyor. Mortagage faiz oranları bu süre içinde düşük seyirde olması kaçınılmaz. ABD Hazine Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada geçen ay federal bütçe açığının 82,7 milyar dolara yükseldiği belirtildi. Geçen yıl Nisan ayında bütçe açığı 20 milyar dolar olmustu. ABD'de 1930'lardan bu yana yaşanan en sert resesyonun etkileri nedeniyle 8.4 milyon kişi işsiz kaldı. Buna paralel olarak, ülkenin vergi gelirlerinde ciddi miktarda azaldı. Nisan ayında toplam gelirler bir önceki yıla göre yüzde 7,9 düştü.Baskan Obama, bu yıl bütçe açığının 1,56 trilyon doları bularak rekor kıracağını tahmin ettiğini açıklamıştı.Geçen yıl genelinde ABD'de bütçe açığı 1,4 trilyon dolara ulaşarak rekor kırmıştı. Böyle giderse rekorlar devamlı yenilenecektir. Bütçe açıklarını indirmek, toparlanma sürecinde bir engel oluşturabilir. Özellikle, Avrupa ülkelerinde resesyonların tekrar yaşanması soz konusu olacaktır. Yaşanan tedirginlik, önümüzdeki aylarda gelecek olan makro ekonomi dataları olumsuz yönde etkilyecektir. Yatırımcılar pozisyonlarını belli bir süre daha nakide çevirecektir. Geçen hafta büyük bir şekilde pozisyonların güvenli limanalara kaydırıldığını gördük. ABD on yllık hazine tahvillerinin faiz oranları kriz dönemindeki eski seviyelerine geriledi. G20 ülkelerinin borsa endeksleri, 2010 yılında çift haneli kayıplarla telafuz ediliyor. 2010 yılında endeksleri ayılar mı yoksa bogalar mı kontrol edecek bilinmiyor. Bilinen bir gerçek varsa, o da kara bulutlar dağılmıyor çoğalıyor..... Geçen haftalarda yaptığımız altın alım tavsiyemiz uzun vadede devam etsede nakit şuan için an mantıklı yatırım arac olacaktir.Belirsizliğin azalmasıyla tekrardan emtialarda hareketlilik yukarı olacaktır. 2010 yılında kesinlikle borsalardan uzak durmakta fayda var. ABD senatosunda kabul edilen Wall Street Mali Reform tasarısı, büyük tepkilere rağmen ülkede 1930’lardan bu yana en sert ve kapsamlı finansal düzenlemeleri içermektedir. Başkan Obama için sağlık reformundan sonraki diğer büyük bir zafer.Reform, piyasalardaki sert dalgalanmaların ve risklerin izlenmesi için birçok seçenek sunarken,sadece büyük bankalara değil küçük bankalarada rahatça ulaşabilmeyi ve likitide sıkıntısı çekilmemesini sağlayacaktır. Türev piyasasında bankalar üstünde büyük kısıtlamalar getirilecek. Bankaların daha çok bankacılık işlerinde yoğunlaşmasını destekleyen bu reform, yatırım bankalarınında piyasalarda büyük riskler altına girerek yeni krizler olusturmalarına engel olacaktır. Büyük bankaların küçülmesine zemin oluşturmak isteniyor.Reformun onaylanması, bugüne kadar Washington’da çok etkili lobbycilik yapan finansal kuruluşlar için bir yenilgi olarak görlüyor. Reformun benzeri şekilleri diğer global ülkelerdede uygulanmaya başlayacaktır. Uluslararası bankacılık sektörunde yeni vergi düzenlemeleri ve hedge fonaların sıkı denetim altına alınması gibi önemli maddelerin kollektif bir şekilde uygulanmasına, G20 ülkeleri destek olacaktır.Serbest piyasa bu şekilde devletin gölgesi altında kalmış olacaktır... 2008’deki krizin ana nedeni olarak gosterilen finansal piyasaların yeni arayışlara gireceği kesin... Ekonominin yaptırım etkinliği siyasilerin üstünde bir hayli ezici. Japonya’da 54 yıllık Liberal Demokratların saltanatına son veren kriz, ABD’de son iki dönemin sahibi Cumhuriyetcilerin ve İngiltere’de 13 yıldır görevde bulunanan işçi partisinin yenilmesine neden olmuştu. Almanya’da oldukça zor günler yaşayan Başkan Merkel, halkın desteğini önemli ölçüde kaybetti. Fransa Başkani Sarkozy bunun farkında olsa gerek ki, Almanya’nın son hafta yaptığı çıplak açığa satış işlemlerini yasaklamasına destek vermedi. Yatırımcıların elindeki listenin başında Almanya Başkanı Merkel bulunuyor. Kendini bir kahraman olarak gören ABD Hazine Bakanı Timothy Geithner’ın bu hafta Berlin, Londra ve Çin’e yapacağı ziyaretler dikkatle izlenecek.Ekonomi mi siyasete yoksa siyaset mi ekonomiye yön veriyor? Yaşananlar ortada siz karar verin. SEDAT KORKMAZ / NEW YORK
<< Önceki Haber Dünya borsaları nereye gidiyor - Analiz Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER