Altın ve dolar
fiyatlarındaki hareketlere ilişkin olarak soruları yanıtlayan Yıldırımtürk, içeride dolar fiyatının gerilemesinin, paritenin etkisiyle gerçekleştiğini belirterek, IMF-
Dünya Bankası toplantıları ve G20 toplantısında ülkelerin birlikte hareket etme kararlarının piyasalarda olumlu yansıma bulduğunu ve risk alma iştahını artırdığını kaydetti.
Yatırımcıların dolardan yerel para birimlerine geçerek karlı olan ülkelerde yatırım yapmaya başladıklarını söyleyen Yıldırımtürk, ''İyimserliklerin artmasıyla birlikte dolardan kaçış başladı'' dedi.
Bunun etkilerinin Türkiye'de de gözlendiğini, dolar/TL fiyatının dün itibariyle 1,4410 lira seviyelerine kadar gerilediğini kaydeden Yıldırımtürk, IMF ile bir
anlaşma olması durumunda doların daha da gerileyebileceği endişelerinin doğduğunu ancak
Merkez Bankasının döviz alış ihalelerine başladığını
hatırlattı.
Yıldırımtürk, şöyle devam etti:
''Dolayısıyla bir süreden beri paritedeki gerilemeye rağmen dolarda daha istikrarlı bir seyir olduğunu görüyoruz. Bu haftayı dışarıda bırakırsak, diğer haftalarda çok istikrarlı seyirler oluştu.
Döviz fiyatlarının, Merkez Bankasının döviz alış ihalelerinin sürmesi hatta miktarının biraz artırılması çerçevesinde çok fazla aşağı gideceğini düşünmüyorum. 1,45-1,44 seviyelerinde kalınabilir. Hatta bankaların döviz açık pozisyonlarını BDDK'nın öngördüğü sınırda tutabilmek için tekrar alıma geçmesiyle ay sonu itibariyle 1,50'lere kadar yükselebileceğini de düşünüyorum. Bu da
iş dünyasını çok fazla rahatsız etmeyecektir. İş dünyası fiyat oluşturabilme açısından istikrarlı fiyat seyri ve seviyelerin korunmasını istiyor. Döviz fiyatlarının IMF ile bir anlaşma yapıldığında çok fazla geri geleceğini düşünmüyorum. Hükümetin ve ekonomi yönetiminin bu yeni uygulamalarıyla beraber, Merkez Bankasının da
piyasaları çok yakından izlemesiyle birlikte piyasalarda çok fazla çalkantı beklemiyorum.''
ALTIN FİYATLARI
Altın fiyatlarına ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Yıldırımtürk, finansal krizin şiddetlendiği dönemlerde Amerikalı yatırım bankaları ellerindeki emtia ve mortgage yatırımlarından çıkıp
altına yöneldiklerini ve bu şekilde yüklü miktarda altın alarak fon oluşturduklarını belirterek, bu bankaların, enflasyonist
baskı bahanesiyle ve doların zayıflamasıyla beraber alıcı getireceklerini düşündüklerini söyledi.
Yıldırımtürk, gelişmekte olan ülkelerde yılın ilk 4 ayında
hurda altının
yastık altından çıkarak uluslararası piyasalarda satılmaya başlanmasının fon oluşturan yatırım bankalarının beklentilerini boşa çıkardığını belirterek, eylül ve ekim aylarının genelde piyasalarda yeni pozisyon alma, yatırımcıların pozisyonlarını gözden geçirme ve bu nedenle de altın fiyatlarında da bir miktar yükselme dönemi olduğunu dile getirdi.
Dolar paritesinin gerilemesi ve enflasyonist beklenti bahanesiyle altının onsunun bu hafta itibariyle 1072 dolarlara kadar yükseltildiğini ancak Türkiye'de dolar/lira fiyatının gevşek olması nedeniyle 24 ayar altının gram fiyatının ancak 49,75 liraya kadar yükselebildiğini ve bu seviyelerden de
satış geldiğini belirten Yıldırımtürk, şöyle devam etti:
''Dolar/lira fiyatı bir miktar yükselmiş olsa da, 24 ayar altının gram fiyatı şu anda 49,25 liradan işlem görüyor. Eğer 50 liraya veya üzerine gelirse, yine yastık altından satışların artacağını düşünüyorum. Bu da fiyat artışlarını bir miktar engelleyecektir. Dışarıda yatırım fonlarının spekülatif hareketleri yeni alıcı getiremediği sürece altın fiyatlarını yukarı çekme eğilimlerinin olduğunu gösteriyor. Bu çerçevede altının onsu önümüzdeki hafta 1.100 dolarlara kadar çıkabilir ancak bunun içeride çok fazla bir yansıması olmayacağı kanaatindeyim. Altın işlemlerindeki bu hareketin bu ayın sonuna kadar devam edeceğini ondan sonra daha yatay seyrin hatta bir miktar aşağı doğru seyrin görülebileceğini düşünüyorum.''
AA