Doğan Holding'den yapılan açıklamada, SPK'nın
Türkiye'de faaliyet gösteren
gazetelerin, gazete kağıdı ve
baskı malzemelerini hangi
fiyatlardan satın aldıklarına ilişkin karşılaştırmalı bir çalışma yapmadığı belirtilerek, ''Buna rağmen suç duyurusunda bulunarak sübjektif bir değerlendirme yapmıştır. Bu tip sübjektif uygulamalar, ticari hayatın olağan akışı içerisinde gerçekleştirilen birçok işlemi de şüphe altında bırakabilir, böylece ticari hayatı olumsuz etkileyebilir'' denildi.
Doğan Holding'den, ''kağıt ithalatı suçlamaları hakkında'' yapılan basın açıklamasında, Doğan Grubu'nun kamuoyunu aleyhlerine açılan davalar hakkında daha önce de aydınlattığı belirtilerek, ''açıklamaları anlamazlıktan gelmekte ısrarlı gruplara ve kamuoyuna, bir kez daha açıklama yapmanın görev bilindiği'' kaydedilerek, şöyle denildi:
''Grubumuz, gazeteleri için en uygun fiyat ve koşullarla kağıt temini konusunda, dünya çapında uzman ve iddialıdır. Grubumuza ait yayın organlarında, bu fiyatlar ve rakiplerin kağıt satınalma fiyatları defaatla, tablolar halinde açıklanmıştır. Bu açıklamalardan sonra, kağıdı daha
ucuza temin edeceğini iddia eden bir kuruluş henüz ortaya çıkmamıştır.
Haberlerde sözü edildiği gibi
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, iddianamesinde emsal fiyat araştırması yapılmadığı hususunu açık-seçik belirtmiş, bu konuyu mahkemenin takdirine bırakmıştır.
Ancak yine defaatla yayınladığımız gibi
Türkiye Cumhuriyeti Maliye Bakanlığı Hesap
Uzmanları Kurulu'nun 31.05.2005 tarih ve 1009/329-4 sayılı inceleme raporu ile Grubumuzun yaptığı kağıt ve
promosyon malzemesi ithalatının yüzde 96'sının 'emsallerinden ucuz' olduğu, yüzde 4'ünün fiyatında ise 'bariz bir fark' olmadığı saptanmıştır. Buradan da görülebileceği gibi emsal fiyat araştırması yapmak süratli, basit ve mümkün bir işlemdir.
SPK, Türkiye'de faaliyet gösteren gazetelerin, gazete kağıdı ve baskı malzemelerini hangi fiyatlardan satın aldıklarına ilişkin karşılaştırmalı bir çalışma yapmamıştır. Buna rağmen suç duyurusunda bulunarak sübjektif bir değerlendirme yapmıştır. Bu tip sübjektif uygulamalar, ticari hayatın olağan akışı içerisinde gerçekleştirilen birçok işlemi de şüphe altında bırakabilir, böylece ticari hayatı olumsuz etkileyebilir.
Üsküdar Cumhuriyet Savcılığı'nın 8 Haziran 2009 tarihli kesinleşen
takipsizlik kararına rağmen, SPK şikayeti ile aynı soruşturmanın tekrar yapılması ve bunun malum basın kuruluşları tarafından -hiç tarihçesi yokmuş gibi- tekrar, yeni bir konu imiş gibi gündeme getirilmesinin etik, basın meslek ilkeleri ve iş ahlakı ile ne kadar ilgili olduğunun değerlendirmesini vicdanlarınıza bırakıyoruz.
Bağımsız yargının daha önce de olduğu gibi bu konudaki iftiralara en doğru cevabı vereceğine olan inancımız tamdır.''