Dev şirketler nasıl iflas eder?

Batmak üzere olan şirketleri satın aldığı için "Deli mi, değil mi?" başlığıyla dergilere kapak olan ünlü yatırım uzmanı Wilbur Ross uyardı

Dev şirketler nasıl iflas eder?

"2007'de ABD ve Avrupa'da şirketlerin borç seviyelerindeki artış nedeniyle iflaslarda ciddi bir artış görülecek". Önümüzdeki yılın sonuna kadar şirket iflaslarının yüzde 7 artacağını öngören Ross'a göre, ekonomik bir çöküş olmasa hatta faiz oranları yükselmeye devam etmese bile iflaslar kaçınılmaz olacak. Londra'da verdiği bir konferensta "Önümüzdeki yıl şirket iflasları ile trajedi yaşanacak" diye konuşan Ross, özellikle büyük satın almaları yüklü miktarda borç altına girerek gerçekleştiren şirketleri hedef gösteriyor. Avrupalı şirketlerin vergi, faiz ve amortisman dışında kalan gelirlerinin ortalama 8.2 katı borçlandıklarını belirten Ross, bu oranın 5 yıl öncesine kadar 5.2 kat olduğuna dikkat çekiyor. Deal Logic'in verilerine göre 2000 yılında gerçekleşen satın alma ve birleşmelerin yüzde 29'u nakit parayla yapılmıştı. 2006 yılında gerçekleşen satın almaların ise yarısından fazlası, yüzde 60'ı nakitle gerçekleştirildi. Şirketlerin nakit ödeme kabiliyetini artıran ise aldıkları düşük maliyetli borçlar oldu. Ross, kimsenin yatırım yapmaya cesaret edemeyeceği iflas etmek üzere olan şirketlere, özellikle de demir-çelik, kömür ve telekomünikasyon sektörlerine yaptığı yatırımlarla tanınıyor. Yılbaşında ya da gecenin bir yarısı yatırım uzmanlarını toplantıya çağırmasıyla ünlü olan Ross, özellikle de borçla satın almalar konusunda duayen kabul ediliyor. ABD'nin en iyi iflas danışmanlarından biri olan Ross, Forbes dergisinde de yılın milyarderleri listesine girmişti. 3.46 trilyon dolarlık satın almanın çoğu borç para ile yapıldı Borç altına giren şirketlerin genellikle 3'üncü ya da 4'üncü yıllarında iflasa sürüklendiklerini söyleyen Ross, 2002-2003 döneminde yüklü borçların altına giren bu şirketler için iflas bayrağı çekecekleri yılın da 2007 yılı olduğuna dikkat çekti. Ross'a göre şirketlerin mali sorunlarını çözmesi artık hedge fonların piyasaya girmesi ile daha da zorlaştı. 2000'li yıllarda görülen satın alma çılgınlığı 2006'da katlanıp yeni bir rekor kırmış durumda. Ocak ayından bu yana gerçekleşen şirket birleşme ve satın almalarının boyutu bu sene 3.46 trilyon doları buldu. Bu rakam geçtiğimiz sene 3.33 trilyon dolardı. En son 2000 yılında 3.38 trilyon dolarlık şirket evliliği gerçekleşmişti. Ancak 2007 yılı yeni rekorlara imza atmaktan ziyade, yaşanan şirket içi yolsuzluklarla birlikte ödeyemediği borçlar altında ezilen ABD'li enerji devi Enron'un çöküşü gibi trajik iflas hikayelerine sahne olabilir. Avrupa'da ise özellikle altyapı sektörü tehdit altında. Hafta içinde S&P tarafından yayınlanan bir rapora göre, küresel altyapı sektörü şu anda 2000'li yıllarda yaşanan ve teknoloji hisselerinin aşırı değerlendikten sonra aniden çöküşe geçtiği "dotcom patlaması" dönemine benzer bir zamandan geçiyor. "Aşırı değerlenme ile yüksek borç/sermaye oranı"nı "çifte lanet" olarak niteleyen S&P, altyapı sektöründe bu nedenle benzer bir çöküş görülebileceğine dikkat çekiyor. Bu sektörde en büyük anlaşmalara imza atan şirketlerin çoğu ise Avrupalı. Ucuza borçlanma ve düşük hisse fiyatları satın almaları tetikliyor 2000'deki satın alma çılgınlığının yaşandığı döneme oranla daha düşük seyreden faiz oranları, halen ucuza satılan şirket hisseleri ve satın alma esnasında ödenen prim oranının daha düşük olması şirket satın almalarındaki çılgınlığın halen devam etmesinin başlıca sebepleri arasında. Satın alma ve birleşmeleri en fazla tetikleyenlerden biri de elindeki nakit fazlası ile potansiyel gördükleri şirketlere göz diken girişim sermayesi şirketleri oldu. Morgan Stanley'in tahminlerine göre girişim sermayesi şirketlerinin elindeki satın alma gücü şu anda 2 trilyon doları buluyor. Şirket hisselerinin değeri 2000'li yıllarda yaşanan patlamaya bakıldığında halen düşük. Bu da satın alma ve birleşmeleri tetikleyen sebeplerden biri. En iyi 500 şirketin izlendiği S&P 500 endeksindeki şirketlerin hisseleri kendi değerlerinin sadece 17 katı üzerinden işlem görüyor. 2000 yılında bu şirketlerin değerlerinin yüzde 26.4'ü üzerinden işlem gördüğü düşünüldüğünde, şirketler hâlâ yeni satın almalar gerçekleştirebilmek için boş alan olduğunu düşünüyor. Üstelik 6 yıl öncesine göre satın alan şirketler çok daha düşük prim ödüyor. 2000 yılında 10 milyarın üzerindeki satın almalarda yüzde 30 olan prim oranı şimdi yüzde 25. Bu da şirketleri daha fazla satın almaya iten faktörler arasında. REFERANS
<< Önceki Haber Dev şirketler nasıl iflas eder? Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER