Zafer İlköğretim Okulu
Öğrencileri büyük bir heyecanla
Kapadokya Bahar Gezi'ne hazırlandı... Kendilerini bekleyen acı sondan haberleri olmadan... Aksaray'da sabaha karşı içinde bulundukları
otobüsün yaptığı
kaza hayata
erken veda etmelerine neden oldu. Ama faciaya çoktan davetiye çıkarılmıştı. Aylin Turizm'e ait kazaya neden olan otobüsün "
yetki belgesi"nin olmaması
sektördeki gerçeği bir kez daha gözler önüne serdi.
500'ü aşkın işletmenin faaliyet gösterdiği otobüs
taşımacılığı sektöründe "korsan" taşımacılık had safhaya ulaşmış durumda. Bu durum, kurallara uyan işletmelerin yanı sıra
Türkiye Otobüsçüler Federasyonu'nu (
TOFED) da
isyan boyutuna getirdi.
Taşıma Kanunu ve yönetmeliklerin kağıt üzerinde uygulandığını belirten TOFED Başkanı Mustafa
Yıldırım, korsan taşımacılık konusunda İçişleri ve
Ulaştırma Bakanlıkları ile
Genelkurmay Başkanlığı'na sürekli şikayet yazıları gönderdiklerini söyledi.
Kamil Koç Yönetim Kurulu Üyesi Sema Gülez ise Karayolu Taşıma Yönetmeliği'ndeki boşlukların korsan taşımacılığa yol açtığını söyledi.
Gülez, "Arıza ve kaza gibi durumlarda filoda eksiklik olursa, yönetmelik 'belli bir süre arızi seferler' yapılmasına izin veriyor. Bunlar normal tarifeli seferler değildir. Biz de
kanun kapsamında yetki belgeli ve sigortalı arızi sefer yapıyoruz. Ama bunların tanımında yönetmelik 'belli bir süre' diyor. Bu süre 3 ay mı, 5 ay mı belli değil. Firmaların arızi seferi zaman kısıtlaması olmaksızın yapmasına imkan tanıyor. Ayrıca bazı
firmalar bunu yetki belgesi olmayan araçlarla da yapabiliyor. Bir aracı dışarıdan perona getirir, doldurup gönderir. Tüm arızi seferler elbette sigortasızdır diye bir şey yok ama çok sayıda sigortasız çalıştıran var. Denetim uygulansa, bu kadar firma olmaz" dedi.
Haksız
rekabet
Korsan seferlerin yaygın bir
uygulama olduğu belirten Gülez, "Resmi ve dini bayramlar gibi özel günlerde kurumsallaşmış zannedilen büyük firmalar da bile bu tür uygulamalar var. Hiçbir
kontrol yok. Kaza örneğini de bunu doğruluyor. Bakanlığa çok sayıda şikayet mektubu gönderdim" diye konuştu. Gülez, kurallara uyan firmaların da haksız rekabete maruz kaldığını kaydetti. Sektörde maliyetleri düşürme adına da korsana bir kayma olduğu kaydediliyor.
Bakanlığın denetim yetkisi işini sektörde kurulacak bir birliğe devretmek istediğini belirten Gülez, "Bu çok hatalı bir karar olur. Yarı resmi bir birlik olacak. Ama burada hakim gücü olanlar yetkileri istediği gibi kullanabilir. Biz daha Türkiye'de bu olgunlukta değiliz. Bizden yetki belgesi adı altında Bakanlık katrilyonlarca lira alıyor. Bu kadar bütçesi varken, bizim denetim işimizi niye başkasına bırakıyor ?" dedi.
Denetimlerin artması gerektiğini belirten
Mustafa Yıldırım da "Yola öğrenci çıkaracak kişilerin otobüs firmalarına mutlaka Ulaştırma Bakanlığı'ndan B-1 ve B-2 yetki belgesini sormaları gerekiyor. Yetki belgesi olan firmalar, Ulaştırma Bakanlığı'nın sitesinden rahatlıkla kontrol edilebilir" dedi.
Ulaştırma Bakanlığı'na 3 ay önce "fotoğraf belgeli" şikayette bulunduklarını açıklayan Yıldırım, Aksaray'daki kaza sonrasında ilgili
bakanlıklara tekrar hatırlatma yazısı göndereceklerini söyledi. Yıldırım, "Türkiye'de 10 milyon 800 bin motorlu
taşıt var ve doğru dürüst denetim yok. Böyle olursa, bunların her biri birer canlı bombaya dönüşür.
Asker sevkiyatları bile niteliği belli olmayan araçlarla yapılıyor. Belediyeler bile şehirlerarası cenaze, mevsimlik
işçi taşımacılığı yaparak suç işliyor" dedi
REFERANS