Enerji Bakanlığı,
davayı Aydın Coşar başkanlığında 300 kişilik ekiple takip etti. Uzanların
mahkemeye sunduğu 40 milyon sayfa
delil yıllarca büyük bir titizlikle inceledi. Ses uzmanları ses kayıtlarını, kaşe ve yazı uzmanları ise kağıtlardaki tahrifata büyüteç tuttu. Elde edilen deliller İstanbul'da çok gizli odada korundu. Belgeler 3 defa çalınmak istendi. Davada,
Cem Uzan'ın tezlerini '
Köpekbalığı' lakaplı dünyaca ünlü
avukat Stuart Neilberger savundu.
Enerji Bakanlığı'nın avukatı Aydın Coşar, Cem Uzan'ın
Türkiye aleyhine açtığı 243 milyar dolarlık dava sürecinde yaşananları Cihan'a anlattı. Bu süreçte
ölüm tehditlerinin yanısıra delillerin çalınmaya da teşebbüe edildiğini aktaran Coşar, "Hayatımda birçok davada tehdit aldım, ama tamamında haklı tarafın yanında olduğum için önemsemedim. Libenenco davasında da sadece belgelerin korunması için sıkı
tedbir uyguladık. Belgeleri kozmik odada değil ama çok gizli odalarda koruduk. 3 defa emniyete yansımış
hırsızlık teşebbüsü oldu. İstanbul'daki büromuzda belgeleri koruduk. Delilleri ve Uzanların tahrif ettiklerini tespit ettiğimiz belgeleri 24 saat güvenlik altında olan tel örgülü bir ofiste koruduk." diye konuştu.
Davada bakanlığı, 15 Türk avukat, ABD'den 15
yabancı avukat, İngiltere'den 1 avukat takip etti. Delillerin incelenmesinde; ses,
telefon,
mürekkep, kağıt,
kalem, bilgisayar, sahtecilik, yazı,
faks, disket (o dönemden kalma olduğu iddia olunan disketleri inceledi) cd, fotokopi, printer, kaşe, internet, hava trafiği, hava nakliye,
hisse senedi,
hasar, zarar uzmanı olmak üzere 200'ün üzerinde kişi çalıştı.
Araştırmacılarla birlikte kadronun 300 kişiye ulaştığını aktaran Aydın Coşar, 20 bin
dosya incelediklerini, 40 milyon sayfa belgeye büyüteç tuttuklarını söyledi. Coşar, "Bunların delil olabilecekler ayrıldı. İngilizceye tercüme edildi. Tercümelerin tamamı
hukukçu tercümanlar tarafından yapıldı. Türk ve ABD'li avukatlar grubu tarafından değerlendirilip davada kullanıldı." dedi. Davada,
savunma için geç kaldıklarına yönelik eleştirilerin gerçeği yansıtmadığını belirten Coşar, hiçbir dilekçenin geç verilmediğini, hiçbir yanlış yapılmadığını kaydetti. Coşar, "Hata yapılsa zaten dava kazanılmazdı." diye konuştu.
Uzanlarla devam eden 5 davayı kazanan Türkiye'nin 243 milyar dolar ve ayrıca 250 milyon euroluk yükten kurtulduğunu aktaran Coşar, bu sonucun en çok kendilerini sevindirdiğinin altını çizdi. Coşar, "2005 yılından bu yana Danıştay'da açtıkları 650 davanın savunmasını biz hazırladık. Çok fazla çalıştık ve haklıydık. Kazandık." ifadelerini kullandı.
UZANLARIN VİLLALARINDA İNCELEME YAPILDI MI?
Uzanların villalarında inceleme yapılıp yapılmadığı sorusuna Coşar, villalarda inceleme yapmadıklarını, karşı tarafın delil diye dayandığı bütün belgeleri uzmanların ve avukatların incelediğini aktardı. Uzanların delillerini tekrar tekrar mercek altına altına aldıklarını belirten Coşar, "Bizim dayandığımız ses kayıtlarını onlar inceledi. Neticede onların dayandığı delillerin neredeyse tamamının inanılır ve güvenilir olmadığı mahkeme kararıyla subut etti." dedi.
COŞAR DA ÇEAŞ VE KEPEZ'İN HİSSEDARIYDI
"Davaya motive olmak için bir zamanlar Uzanların olan ve devletin el koyduğu ÇEAŞ ve KEPEZ'e gittiniz mi?" sorusuna Aydın Coşar'ın verdiği
cevap ilginç bir durumu daha ortaya çıkardı. Coşar, ÇEAŞ ve Kepez'in 1990'larda hissedarı olduğunu, 1993 yılındaki Genel
Kurulu'nda Uzanlarla karşı karşıya geldiğini açıkladı. 30
Mart 1993 tarihindeki Genel Kurul'da Uzanlar'a söylediği sözün
genel kurul zaptına geçtiğini ve hala durduğunu söyleyen Coşar o gün, "Bugün bu genel kurulda verilecek yanlış bir karar hem genel kurulu hem de bu şirketi şaibeli hale getirir." dediğini aktardı.
CİHAN