Financial
Times gazetesinin yaptığı röportajda önemli birtakım konulara değinen Soros'un röportajının tam metni…
Soru : Dünya ekonomisinin genel durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce 2007-2008
krizi aşıldı mı?
G. Soros: Piyasaların eski durumlarına tekrar geri döndüğünü söyleyebiliriz ki global marketlerin fonksiyonlarını tekrar yerine getirmeye başlaması bunun bir kanıtı. Diğer taraftan, ekonomi araçlarının tekrar piyasada dolaşıma katılması da, küresel ekonominin krizin üstesinden geldiğinin başka bir göstergesi. Fakat, krizin gerçek etkilerini gösterdiği yer ABD, çünkü 25 yıl boyunca kazandıklarından daha fazla harcadılar.
Borçları yüzde 6.5’u geçmesi ve ekonominin buna rağmen ayakta durmasının nedeniyse Çin ve
Asya kaplanlarının halen ticaret fazlası vermesi ve ekonomiyi finanse etmesi. Bu yüzden
ABD ekonomisinin yüzde 70’inden fazlası harcamalarını kesinceye kadar krizden çıkış zaman alacaktır.
Diğer taraftan
bankacılığın iflasını gördük. Bankalar dipte ve herhangi bir risk olmadan 10 yıllık hazine bonolarıyla yüzde 3,5 kazanacaklar. Bu yüzden bankacılık sektöründe kendi yoluna girecektir fakat bu da biraz zaman istiyor. Sonuç itibariyle küresel ekonominin zayıf noktaları, esas olarak ABD
tüketim oranları ve bankacılık sektörü.
Soru : Peki bu zayıflıklar sonrasında ‘W
tipi’ bir iyileşmenin nedeni olabilir mi? Yani başka dipler de görecek miyiz?
G.Soros: Açıkçası, piyasalarda başka bir dip görebiliriz, çünkü şu anda çıkışa geçen oranlara güveniliyor ve bu krizin de diğerleri gibi ‘V şeklinde’ olacağını umut ediyoruz. Fakat umutlar tükendiğinde neler olacağını göreceğiz..
Soru : ABD ekonomisinin bu zayıflığı neticesinde, insanların dolar hakkında endişelenmesi doğru mu?
G. Soros: Elbette.
Doların diğer kurların arasında zayıf olduğu bir gerçek. Bu yüzden kurlara genel bir güvensizlik olmakla beraber insanlar döviz yerine reel varlıklara doğru yön değiştirmekteler.
Merkez Bankaları tarafından tutulan reel varlıklardan daha çeşitli diğer varlıklara geçiş yaşanmakta, özellikle petrole ve altına hücum kurdan kaçısın bir başka göstergesi.
Soru: Peki doların bir dip noktası var mı ya da bu şekilde devam etmeyi sürdürecek mi?
G.Soros:
Yuan, dolara bağlı olduğu sürece dolarda daha fazla düşüş gerçekleşeceğini düşünmüyorum. Diğer taraftan doların düşüşü, ABD ekonomisi için pozitif sonuçlar doğuracak, çünkü harcama azalırken tasarruf artacak ve ihracat oranları yükselmiş olacak. Bu yüzden açıkçası doların düşüşü, arzu ediliyor.
Soru: Önümüzdeki ay, Obama’nın Çin ziyareti sırasında ne gibi
ekonomik ilişkiler ortaya çıkabilir?
G.Soros: Yeni dünya düzeni ya da yeni dünya ekonomisi için, Çin’e ihtiyacınız var. IMF için de Çin önemsizleşiyor, çünkü kendi kurumu değil. Bu yüzden Çin’i oyunun içine katmak son derece önemli.
Ekonomik kararların G20 zirvesinde ele alınmasının zorunluluğu ve verimliliği de burada yatıyor.
Soru: Peki ABD’nin global krizde rol almaması ne gibi sonuçlar doğurur? En kötü senaryonuz nedir?
G.Soros: Çinliler iki yönlü ilişkilere devam edeceklerdir.
Arjantin ve
Brezilya ile antlaşmalara hız veriyorlar. Bu yüzden dolar uluslararası kurlarda kalmaya devam edecek fakat kullanım oranı düşecek. Bu bence ikili ilişkiler yerine, çoklu ilişkilerin önem kazanmasına neden olacaktır.
Soru: Bütçe açıkları ve enflasyon hakkında düşünceleriniz?
G.Soros: Doların düşüşü, ABD ekonomisinin güçsüz kalmasına neden olacaktır. Çin, ABD tüketimin yerine geçerken, daha
küçük motor olacaktır çünkü ekonomisi ABD’ye göre daha küçük. Bu yüzden büyümede son 25 yıla göre daha düşük seviyede devam edecek. Doların kademeli düşüşü, Çin’i daha fazla merkeze yerleştirecek. Borç verme tekrar başlar ve merkez bankası bilançosunda bir daralma yaşanmazsa sanırım doların değerinde bir düşüş olabilir. Diğer taraftan piyasadaki enflasyon korkusu enflasyonu tetikleyen diğer önemli bir olgu olacaktır. Bu yüzden olası bir
faiz artırımı enflasyonu önleyecek olsa da, ekonomiyi tekrar resesyona sokacaktır. Bu yüzden 70’lerdeki gibi bir ekonomi yönetimine devam etmemek gerekiyor.
Soru: Reformlar hakkında ki ne düşünüyorsunuz?
G.Soros:
Bankacılık sektöründe ciddi bir reforma ihtiyaç var. Bankaların büyüklüğü nedeniyle batmayacağını düşünüyorsunuz ve sonrasında regülasyonları gerçekleştiriyorsunuz. Öncesinde bankalara kendi regülasyonlarını yapma fırsatı veriliyordu fakat bankalar kâr güdüsüyle kendilerini tekrar riskli girişimlerin arasında buluyor. Bu yüzden bu görev düzenleyicilere düşüyor.
Soru: Peki iyileşme sonucunda bu yaptırımların devam edeceğine kanaat getiriyor musunuz?
G.Soros: Kesinlikle hayır. Çünkü bankalara politik
arena da çok etkili ve krizi sonrası düşündüğümüzde, ABD bankacılık sektöründe 3 veya 4 güçlü banka olacaktır. Bu yüzden reformlar için çok büyük ve ciddi politik güce ihtiyacımız var.
Soru: Obama bu konuda başarılı olacak mıdır?
G.Soros: Endişeliyim ki gerekenleri halen yapmamaktalar. Daha fazlasını yapmalarını
ümit ediyorum ve kişisel olarak da bu süreci destekleyeceğim.
BİGPARA