TUSKON Başkanı
Rızanur Meral, Türk işadamının moralinin iyi olduğunu belirterek, "Bu yüksek moral istihdam artırır" dedi. Meral,
Merkez Bankası'na da enflasyonist
baskı oluşur endişesiyle
faizi indirmeme
politikası içine girmemesi konusunda
mesaj verdi
Türkiye İşadamları ve Sanayicileri Konfederasyonu (TUSKON) Başkanı
Rızanur Meral 2011'e ilişkin olumlu mesajlar verdi. Türk işadamının moralinin iyi olduğunu belirten Meral, "Bu moralle istihdam da artar" dedi.
Merkez Bankası'na 'Faizi indir, enflasyondan korkma' diye seslenen Meral, "Faizlerde halen geri gidilecek bir nokta var. Düşük faiz piyasayı canlandıracak, tüketimi ve
üretimi ama enflasyonu hortlatmayacak" değerlendirmesinde bulundu. "Türkiye güvenli bir
liman" diyen Meral, Türkiye'de yüksek faiz olmasa da
yabancı yatırımcıların döviz getireceğini belirtti. Meral, kısa vadeli
sermaye girişleri için de Tobin vergisi önerdi. Bu yıl Türkiye'nin yüzde 5'ten daha fazla büyüyeceği öngörüsünde bulunan Meral, ihracatta da
kriz öncesi rakamı olan 132 milyar dolara ulaşılabileceğini kaydetti.
Kredi derecelendirme kurumları dünyada sorgulanır hale geldi
Dünyada özellikle
Avrupa'da hâlâ kriz konuşuluyor. Türkiye dünyayla entegre olmasına rağmen krizde sıyrıldı demek mümkün mü?
Türkiye, dünya ekonomileriyle ilintili olsa da gerçek anlamda bir ayrışma oldu. Bugün bakıyorsunuz dünya ekonomileri 2007-2008'deki
ekonomik parametrelerini 2014'te yakalamayı
hedefliyor. Bizdeyse birçok ekonomik parametrede krizi hissetmedik.
İhracatta sıkıntılar yaşadık ama bu da dünyanın daralmasından kaynaklandı. Bu yıl ihracat parametresinde de istediğimiz seviyeyi yakalarsak krizi dünyadan 3 yıl önce aşmış olacağız. Türkiye ekonomisi ayrışma sağlasa da küreselleşme nedeniyle dünya ekonomilerinden bağımsız düşünmemek de gerekir. Çünkü üretim ve ihracata dönük politika izliyoruz. O nedenle bu yıl Avrupa,
Afrika,
Rusya, ABD,
Ortadoğu ülkelerindeki gelişmeleri iyi
analiz etmek gerekir. Avrupa'da bir
takım sıkıntılar. Borçlu ülkeler kurtarılmaya çalışılıyor. Dolayısıyla Avrupa'da olumlu bir hareket yok ama menfi yönde bizi etkileyecek bir noktaya gelineceğini de düşünmüyoruz. Ortadoğu ve
Kuzey Afrika'da belli bir istikrar oluşmuş durumda. Oradan bizi direkt etkileyecek bir sıkıntı beklemiyoruz. Rusya'da ciddi toparlanma var ve bu
büyümemize katkıda bulunacak.
Peki, hâlâ notumuzu artırmıyorlar, bu neden sizce?
Türkiye'nin notu hâlâ olması gereken seviyenin çok çok altında. Şimdi artırabileceklerine dair açıklamalar yapıyorlar. Ama bizim
kredi derecelendirme kuruluşlarının samimiyet ve kapasitelerine ilişkin ciddi anlamda endişelerimiz var. Sadece Türkiye'de değil bu kurumlar dünyada da sorgulanır hale geldi.
Üye sayımız üç ayda yüzde 25 arttı
Şu anda TUSKON'un üye sayısı ne kadar?
Üye sayımız 15 binden 18 bin 600'e çıktı. 3 ayda yüzde 25 arttı. Üye alırken seçici davranıyoruz. Türk
iş dünyasını iyi temsil edecek firmaları alıp bunları yurtdışına taşımayı istiyoruz.
Dünya Dış
Ticaret Köprüsü programları bu yıl da devam edecek mi?
Bu programlara devam edeceğiz ama verimliliği artırmak için ülke bazlı uygulamalarda yapıyoruz. Bundan sonra sektörel çalıştaylar düzenleyeceğiz. Fikir alışverişleri yapılacak. Sivil
toplum kuruluşu know how'ımızı Anadolu'daki derneklerimizle paylaşıyoruz. Şimdi o dernekler yurtdışı gezileri organize etmeye başladı. Yaptığımız programlarla iş dünyası bugüne kadar uzak olduğu coğrafyaları tanıdı. Odaklanacağı alanları seçti. Şimdi buralara odaklanıyorlar. Biz sadece ticareti artırmaya çalışmıyoruz. Aynı zamanda uluslararası yatırım işbirliklerini de
teşvik ediyoruz.
Yurtdışında gittiğimiz ülkelerde Türkiye'deki potansiyeli anlatıyoruz.
Yüksek faiz getirisi olmasa da Türkiye'ye para gelir
Faizler olması gereken seviyede mi?
Bizim kanaatimiz faizlerde hâlâ geri gidecek bir nokta var. Enflasyondan çok korkuluyor Bu kadar korkulmaması gerekiyor. TL'nin değerinin artmasına rağmen enflasyonist bir gelişme gözlemlenmiyor. Bunun gerekçesini de arzın ve rekabetin fazla olmasına bağlıyoruz. Türkiye'de gerek
yerli üretim gerekse
ithal malı arzı oldukça fazla. Dolayısıyla fazla
ürün olunca üretici fiyatı da artıramıyor. Bu nedenle düşük faiz piyasayı canlandıracak, tüketimi ve üretimi artıracak ama enflasyonu hortlatmayacak. Bunun Merkez Bankası tarafından iyi okunması gerekir. Ayrıca şunu da belirtmekte fayda var.
Yabancı sermaye Türkiye'ye para kazanmak için gelmiyor birikimlerini de muhafaza etmek istiyor. Yüksek faiz politikası olmasa da Türkiye'nin ihtiyacı olan döviz gelir. Çünkü Türkiye'yi güvenli liman olarak görüyor.
Sizce Türk işadamlarında moraller nasıl?
Yaptığımız toplantılarda hissettiğimiz atmosfer işadamlarının morali iyi. Bu nedenle de işlerini büyütmeye, yatırım yapmaya niyetliler. Bu da istihdama yansıyacaktır. Biz bu yıl istihdamın artacağını düşünüyoruz. Biz kendi üyelerimizi cesaretlendirip, yatırım, üretim ve ihracata yönlendiriyoruz.
Dünya bizim oyun alanımız 135 ülkeye iş ziyareti yapacağız
TUSKON Genel Sekreteri Mustafa
Günay da konfederasyonun 2011'de yapacağı faaliyetlerle ilgili bilgi verdi. Bu yıl 135 ülkeyi ziyaret edeceklerini kaydeden Günay, "
Pasifik, Afrika,
Balkanlar, Çin ve Latin Amerika'ya organizasyonlar planlıyoruz. Bu ayın sonunda Fas'tan 100 işadamını ağırlayacağız. İzmir'de
Sudan Dış Ticaret Köprüsü programı yapılacak. Bunun gibi birçok organizasyon olacak yıl içinde. Dünya artık bizim oyun alanımız" dedi. Türkiye'de yanlış bir izlenim olduğunu İSO 500'e giren firmaların büyük olarak algılandığını söyleyen Günay, şöyle konuştu: "Biz hem yurtiçinde hem de yurtdışında üyelerin yatırım yapmasını özendiriyoruz. Bunun nedeni gayet açık. Türkiye'nin global
oyuncu sayısını artırmamız gerekir. Bugün İSO 500'de kimler var yerine dünyanın en büyük şirketleri içine kaç Türk firması girmiş diye konuşmamız gerekir. KOBİ'ler bugün yurtdışında yatırım yapıyorlar, şu anda
küçük çaplı olsalar da yarın o ülkelerde Türkiye'nin önemli ayakları olacaklar."
İhracatta rekoru tazeleyebiliriz
Sizce Türkiye ekonomisindeki risk faktörleri ne olabilir?
Petrol fiyatları yükselmeye başladı. Bu cari açığın artma riskini gündeme getiriyor. Cari açığı azaltmakla ilgili tedbirlerin etkinlikle uygulanması gerekiyor. Bu yıl
dış ticaret açığı ve cari açığı dikkatle izlemek gerekir. Onun dışındaki ekonomik parametreler oldukça iyi. Bu yıl büyümenin yüzde 5'in üzerine çıkacağını tahmin ediyoruz. 2011 için yüzde 3.5-5 arasında tahminler yapılıyor. Orta Vadeli Program'da da büyük bir büyüme planlanmasa da Türkiye'nin yüzde 7'leri hedeflemesi gerek. Çünkü dinamik bir ülkeyiz. İşsizliği önlemek için büyümeyi de yüzde 7'ler civarında tutmamız gerekir. Önümüzdeki sene genelde iyi olacak ihracatçılar açısından canlı bir sene geçecek. Bu yıl ihracatta 120 milyar dolar gibi hedef var ama biz kriz öncesi olan 132 milyar dolara çıkılmaması için bir sebep görmüyoruz. İhracatı yüzde 20 büyütürsek bu hedefe ulaşılabilir. Değerli TL ve krize rağmen ihracatımız geçen yıl yüzde 12 büyüdü. 2011'de de yüzde 20 büyümenin gerçekleşebilir hedef olacağına inanıyoruz.
Peki ya değerli TL. İhracat açısından risk değil mi?
Tabii ki risk. Merkez Bankası'nın son aldığı önlemlerle bir miktar kurlarda oynama oldu. Sanayicinin ve ihracatçının yüzü güldü, gözüne fer geldi adeta. Ama bunun devam etmesi lazım. Hem 23'te 500 milyar dolar ihracat hedefi koyup hem de TL'yi değerli tutmaya çalışmak Türkiye açısından bir politika çelişkisi oluşturuyor.
SABAH