Bolat,
kapatma davasının
Anayasa Mahkemesi'nde reddedilmesini beklediklerini dile getirdi.
Müstakil İşadamları ve
Sanayicileri Derneği'nin (
MÜSİAD) 17. Genel
Kurulu
Grand Cevahir Otel ve
Kongre Merkezi'nde başladı. Genel Kurula
Meclis Başkanı Köksal Toptan,
Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan,
Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Hayati Yazıcı, Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı
Mehmet Şimşek,
Çevre ve
Orman Bakanı
Veysel Eroğlu,
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Hilmi Güler, Sanayi ve
Ticaret Bakanı Zafer
Çağlayan, Dış
Ticaretten Sorumlu Devlet Bakanı Kürşat
Tüzmen,
Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı
Nimet Çubukçu,
Ulaştırma Bakanı Binali
Yıldırım,
TBMM Eski Başkanı ve
AK Parti Manisa Milletvekili
Bülent Arınç,
İstanbul Valisi
Muammer Güler, İBB Başkanı
Kadir Topbaş,
TOBB Başkanı
Rifat Hisarcıklıoğlu, MÜSİAD Genel Başkanı Ömer Bolat ve çok sayıda MÜSİAD Üyesi katıldı.
Kuran-ı Kerim okunması ile başlayan Genel Kurul daha sonra
İstiklal Marşı ve sinevizyon gösterisi ile devam etti.
Genel Kurul'un açılış konuşmasını yapan MÜSİAD Başkanı Bolat, konuşmasında
demokrasiye vurgu yaptı.
Türkiye'nin 2007 yılını siyasi çalkantılarla geçirdiğini ve ekonominin ikinci plana düştüğünü aktaran Bolat, bu durumun
ekonomik göstergelerde gerilememeye sebep olduğunu söyledi. Yapılan genel
seçimler ve
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından 2008 yılında siyasi istikrarın tekrar sağlandığını aktaran Bolat, Anayasa mahkemesi tarafından iki siyasi partiye kapatma davasının açıldığını hatırlattı. Bolat, "
Yargıtay Başsavcılığının ardı ardına iki siyasi parti hakkında kapatma ve geniş siyasi yasaklar talebiyle
Anayasa Mahkemesine dava açması ve davaya Sayın Cumhurbaşkanımızı da eklemesi Türkiye'mizi yeniden siyasi ve ekonomik alanda bir belirsizlik sürecine sokmuştur. Maalesef ülkemizde uzun yıllardır geçerli olan "istikrarsızlık
kural - istikrar istisna" anlayışını kırmaya çalışırken, bu dava iddianamesi, halkın iradesine, demokratik kazanımlara, hukuk devleti anlayışına, siyasi ve ekonomik istikrara, ülkemizin dünyadaki itibarına büyük zararlar veren bir teşebbüs olmuştur. " ifade kullandı.
Kapatma davasının hukuki değil siyasi olduğunu ifade eden Başkan Bolat, "Dava hukuki değil siyasidir. Bir gün herkese lazım olacak olan hukuk ve
adalet sistemi, siyasi
iktidar mücadelelerinin aracı yapılamaz. Halkın iradesinin yüzde 85'inin parlamentoya yansıdığı ve iktidar partisinin yüzde 47 oy aldığı bir genel seçimden sadece 7 ay sonra böyle bir teşebbüse başvurulması ve dayandığı gerekçeler çok tartışmalıdır. Parti farkı gözetmeksizin halkımızın büyük bir bölümünün vicdanlarını yaralamıştır. Ancak sadece kendilerini ülkenin, makamların, rantların sahibi gören ama her defasında halkın iradesi karşısında yenik düşen demokrasi karşıtlarını ise sevindirmiştir." diye konuştu.
Mevcut siyasi belirsizlik ortamından çıkabilmesi için
siyasi partiler yasası ve Anayasa'nın 69. maddesinde gerekli değişikliklerin yapılması gerektiğini kaydeden Bolat, şiddeti ve terörü
teşvik etmeyen hiçbir partinin kapatılmaması gerektiğini kaydetti. Ömer Bolat, "
Siyasi partilerin açılma ve kapatılma yeri halkın vicdanı ve iradesi olmalıdır. Rekabet alanı seçimler ve TBMM'dir. Başarılı olmayan, halkın beklenti ve isteklerini karşılayamayan siyasi partilere millet seçim sandığında zaten kırmızı kartı göstermektedir. Bu süreçte Anayasa değişikliklerinin acilen yapılmasını ve AB üyelik müzakerelerinin gerektirdiği reformların hızlandırılmasını MÜSİAD olarak destekliyoruz. Esasen Parlamentomuz tarafından, siyasi partiler,
sivil toplum kuruluşları ve konunun uzmanları tarafından tartışılarak bütün bu kesimlerin katkılarıyla olgunlaştırılacak katılımcı, çoğulcu, demokratik, toplumsal dengeleri gözeten, temel hak ve özgürlükleri tam olarak teminat altına alan yeni bir Anayasaya ülkemizin kavuşturulması gerektiğine inanıyoruz." ifadesini kullandı.
Siyasi partileri,
iş dünyası, sivil toplum kuruluşları ve medya kuruluşlarını sağduyuya davet eden Başkan Bolat, "Bu sağduyu ve uzlaşmanın ortak paydaları, özgürlükçü demokrasi, halkın iradesi, hukuk devleti, siyasi ve ekonomik istikrarın korunması olmalıdır. Anayasa Mahkemesi'nden de bu ortak payda zeminine uygun bir karar çıkmasını bekliyoruz ve davaların reddedilmesini bekliyoruz." şeklinde konuştu.
Başkan Bolat sözlerini şöyle sürdürdü: "Halkın kendi kendini yönetmesi sistemi olan Cumhuriyetimizi hepimiz seviyor ve benimsiyoruz. Laiklik ilkesi de
inanç ve
ibadet hürriyetinin teminatı anlamında benimsenmiş ve yerleşmiş durumdadır. Anayasamıza göre,
Türkiye Cumhuriyeti demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir. Halkımız özgürlükçü ve tam demokratik Cumhuriyete layıktır yoksa birilerinin yapmaya çalıştığı bürokratik Cumhuriyete ya da
vesayet sistemine değil. Ülkemizde bir memurun işten çıkarılması veya
soruşturma açılması 657 sayılı
kanun ve Memurin Muhakemat Kanunu gereğince çok zordur. Ama 17 milyon kişinin % 47 oyuyla iktidara gelen bir siyasi partiye kapatılma başvurusu ile kolaylıkla dava açılması traji komiktir. 1982'den bugüne ülkemizde 18 siyasi parti kapatılırken bütün
Avrupa kıtasında 1950'den beri sadece 3 parti, onlar da şiddeti övdükleri ve ilişkilendirildikleri için kapatılmışlardır. Doğu'ya bakarsak uzun süredir askeri yönetimle idare edilen Pakistan'da ve Tayland'da bile siyasi partiler kapatılmadığı gibi son seçimleri de kazanarak iktidara gelmişlerdir."