TBMM alt komisyonunda görüşülen tasarıyla kurul yönetimine Yargıtay ve Danıştay temsilcileri yerine bakanlıkların belirlediği kişilerin atanması öngörülüyor. Hukukçular, değişikliğin, kurulun tarafsızlığını zedeleyeceği görüşünde.
Zaman'da yer alan habere göre, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nu (HSYK) adalet bakanına bağlayan kanun değişikliğinin yankıları sürerken, Rekabet Kurumu’nun üye yapısında da köklü değişikliğe gidiliyor. Verdiği milyarlık cezalarla gündeme gelen kurum, şirketlerin satış, birleşme ve devir işlemlerinin kanuna uygunluğunu da denetliyor. Görüşmeleri TBMM alt komisyonunda devam eden kanun taslağına göre Yargıtay ve Danıştay kurula üye atayamayacak. Bunun yerine adalet bakanı ve Hazine Müsteşarlığı’nın üye ataması öngörülüyor. Taslak yasalaştığında kurulun 7 üyesinden üçü Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, biri Adalet Bakanlığı, biri Kalkınma Bakanlığı, biri Hazine Müsteşarlığı’nın bağlı olduğu bakanlık, bir üye de Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği tarafından belirlenecek. Eleştirilerini komisyon çalışmalarında da gündeme getiren Rekabet Derneği Başkanı İbrahim Gül, “Söz konusu madde, kurul atamalarında hükümetin etkisini artırıyor. Yarı yargısal işlev gören kurulun kararları doğru olsa bile tartışmalı hale gelmesinden endişe ediyoruz.” dedi. Komisyonun CHP’li üyesi Ümit Özgümüş, kurulun tamamen hükümetçi bir yapıya dönüşeceğini söyledi. Rekabet Kurumu, en son Tüpraş’a kestiği 412 milyon liralık cezayla gündeme gelmişti.
Rekabetin Korunması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı Meclis Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu’nda görüşülüyor. Değişiklikte öngörülen kurulun teşekkülü ile ilgili 22. maddede Rekabet Kurulu’nun, Rekabet Kurumu’nun karar organı olduğuna işaret ediliyor ve biri başkan biri ikinci başkan olmak üzere toplam yedi üyeden oluştuğu ifade ediliyor. Mevcut uygulamada Bakanlar Kurulu, üç üyeyi bakanlığın, bir üyeyi Kalkınma Bakanlığı’nın, bir üyeyi Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) her boş üyelik için kendi kurumları içinden veya dışından göstereceği ikişer aday arasından atamasını yapıyor. Birer üyeyi ise Yargıtay ve Danıştay’ın kendi kurumları içinden göstereceği ikişer aday arasından atamak suretiyle kurulu oluşturuyor.
Yeni tasarının 10. maddesinde ise “Üyeler, 23’üncü maddedeki şartları taşıyanlar arasından Bakanlar Kurulu’nca atanır. Bakanlar Kurulu; üç üyeyi bakanlığın, bir üyeyi Adalet Bakanlığı’nın, bir üyeyi Kalkınma Bakanlığı’nın, bir üyeyi Hazine Müsteşarlığı’nın bağlı olduğu bakanlığın ve bir üyeyi Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin her boş üyelik için kendi kurumları içinden veya dışından göstereceği ikişer aday arasından atar. Adalet Bakanlığı kontenjanından atanacak üyenin hukuk fakültesi mezunu olması, Hazine Müsteşarlığı’nın bağlı olduğu bakanlık kontenjanından atanacak üyenin sermaye piyasaları, bankacılık veya finans alanında deneyim sahibi olması, bakanlık kontenjanından atanacak üyelerden birisinin ise kurumda başkan yardımcısı, hizmet birimi yöneticisi veya meslek personeli olarak çalışmış olması şarttır.” ifadeleri yer alıyor.
Mal ve hizmet piyasalarının serbest ve sağlıklı bir rekabet ortamı içinde teşekkülünü ve gelişmesini sağlamak için kurulan Rekabet Kurumu, piyasada rekabetçi sürecin tehdit edilmesini engellemek için faaliyette bulunuyor. Kurumun başlıca görevi, teşebbüsler arasındaki rekabeti sınırlayıcı anlaşma ve hakim durumun kötüye kullanılmasına yönelik şikayetleri değerlendirip Rekabet Kanunu’na aykırı hallerde idari para cezası kesmek. Kurul bu amaçla, inceleme ve soruşturma yaparak piyasadaki rekabeti bozan, engelleyen ya da kısıtlayan şirket ve kuruluşlara ceza veriyor. Piyasada tekleşmenin önüne geçmek için, belirli bir büyüklüğün üzerindeki birleşme, devralma ve ortak girişimleri inceleme altına alıyor. Özelleştirme aşamasında kamu teşebbüslerinin özel sektöre devrini de inceliyor. Özelleştirme yoluyla devletin ekonomideki etkinliği azaltılırken kamunun terk ettiği alanlarda tekelleşmeye engel oluyor.
‘Değişiklik, kurul kararlarını tartışmalı hale getirir’
Düzenlemeyi sıkıntılı bulan Rekabet Derneği taslağın 22. maddesinin 2. fıkrasının “Üyeler, 23’üncü maddedeki şartları taşıyanlar arasından Bakanlar Kurulu’nca atanır. Bakanlar Kurulu; iki üyeyi bakanlığın, bir üyeyi Kalkınma Bakanlığı’nın, bir üyeyi Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin, bir üyeyi Üniversiteler Arası Kurul, birer üyeyi ise Yargıtay ve Danıştay’ın her boş üyelik için kendi kurumları içinden veya dışından göstereceği ikişer aday arasından atar.” şeklinde değiştirilmesini öneriyor. Atanacakların bu alanla ilgili tecrübeleri bulunması yahut bilimsel çalışma yapması gerektiğinin de altını çiziyor. Dernek, kurulun tarafsız karar almasının, üyelerin atanma usulü ile yakından ilişkili olduğunu kaydediyor ve bu durum gözetilerek değişik kurumlardan üyelerin atanması gerektiğini savunuyor. Rekabet Derneği, çalışmasında, “Taslak, kurul atamalarında hükümetin etkisini artırmaktadır. Bu etkinin sonucu yarı yargısal işlev gören kurulun kararları doğru olsa bile tartışmalı hale gelmesinden endişe edilmektedir.” görüşünü ifade ediyor.
Rekabet Kurumu ile düzenlemenin görüşüldüğü alt komisyonun CHPli üyesi Ümit Özgümüş, Yargıtay ve Danıştay’ın özerk bir kurum olan Rekabet Kurulu’ndan çıkarılıp bakanlık bürokratlarının atanması durumunda kurulun tamamıyla hükümetçi bir yapıya dönüşeceğine dikkat çekti. Bu durumun sakıncalarını komisyon görüşmelerine katılan Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’ya da ilettiklerini belirten Özgümüş, kurulun üye yapısının değiştirilmemesi için önerge vereceklerini söyledi. Rekabet Kanunu içinde Yargıtay ve Danıştay’ı ilgilendiren birçok konu olduğunu ifade eden Özgümüş, “Yargıtay ve Danıştay temsilcilerinin kurulda yer alması, daha sağlıklı kararlar alınmasını sağlıyor. Özerk bir kurum olmasına rağmen mevcut haliyle hükümetin kurulda belli bir ağırlığı var. Eğer bu yapıyla daha fazla oynanırsa kurumun özerkliği de görece olarak azalır.” dedi.