Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (
BDDK) Başkanı
Tevfik Bilgin,
bankalarını büyütmek veya durumlarını korumak için
sermayeye ihtiyacı olan Türk bankacıların ya da banka sahiplerinin, diğer alternatifleri zorlamadan en kestirme çözümü bankalarını satmakta bulduklarını söyledi.
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun (
TMSF) ev sahipliğinde düzenlenen Birinci Uluslararası Mevduat Sigortacıları Birliği (IADI) Bölgelerarası Konferansı'nın açılışında konuşan Bilgin, Türk bankacılık sisteminin son 6 yılda önemli aşamalar kaydettiğini, ancak gidilecek daha çok yol ve yapılacak çok iş olduğunu söyledi.
Bilgin, kaydedilen aşamanın ve sisteme duyulan güvenin bir göstergesinin de bankacılığa olan küresel sermayeye ilgisi olduğunu vurgulayarak, "Her geçen gün yeni haberlere, mutlu gülümseyen yüzler ve törenle atılan imzalar bu ara sıklıkla gördüğümüz manzaralardır" dedi.
Bu kadar gelişme ve ilerleme sonrası
yabancı sermayenin bu
ülkeyi,
genç nüfusunu, nispeten yüksek kar marjını ve bankacılığın gelişme potansiyelini göz ardı edemeyeceğini belirten Bilgin, Türk bankacılığının
personel kalitesi, bilgisayar ve IT teknolojisindeki seviyesi, bankacılık ürünlerinin gelişmişliği ve yaratıcılığı ile AB'ye uyumlu mevzuatının tüm komşu ülkelerden ve birçok
Avrupa ülkesinden daha geliştiğini anlattı.
Bilgin, "Birikimli yapısı ülkenin potansiyeli, tüketen, üreten ve yenilikleri kapan bir nüfus yapısına sahip olması ve krizlerden geçe geçe kazanılan tecrübesi, bizim bankacılığımızın üstün yönleridir. Biz de sadece bir şey yok, o da sermaye..." diye konuştu.
Bilgin, bankaları daha fazla büyütmek için ya da yerini korumak için sermayeye ihtiyacı olan Türk bankacıların ya da banka sahiplerinin, patronların diğer alternatifleri zorlamadan en kestirme çözümü bankalarını satmakta bulduğunu, son 3-4 yıldır bu
satış eğilimimin devam ettiğini söyledi. Bilgin, şunları kaydetti:
'Fiyatlar yükseldi'
"Geçmişle karşılaştırıldığında fiyatlar yükselmiştir. Bir örnek vermek istiyorum; 2001 yılında Vakıflar Bankası'nın alımı için bir yabancı Avrupa bankası, para ödemek değil üstüne para istemiştir. Aynı bankamız 2005'te 5,5 milyar değer üzerinden yüzde 25'ini halka arz etmiştir.
İsim vermek istemiyorum, ama 2001-2002 yılında 20 milyon dolara bankasını satmaya hazır olan bir grup bugün aynı bankayı 130 katı fiyatla satabilmektedir, satmıştır."
Bu dönemdeki en temel unsurun istikrar olduğunu vurgulayan BDDK Başkanı Bilgin, bankacılığın geldiği noktada istikrar başta olmak üzere tüm parametrelerin hayati öneme sahip olduğunu, bunların hepsinin üstüne başrolde Türk halkını koymak istediğini ifade etti.
'Bankasını yüksek fiyatla satanlar halkı unutmasın'
BDDK Başkanı Bilgin, yüksek olduğu söylenen fiyatlara bankaları satarken gülümseyen, merasimler yapan, gazetelere röportajlar veren eski banka sahibi ve bankacıların, başroldeki oyuncuyu unutmamaları gerektiğini vurgulayarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"
2001 krizi gibi tarihimizin en derin krizinde bugüne gelmemizde halkın sağduyusu, ödediği vergiler, kullandığı kredilerin bankalara katkısını hiç kimse göz ardı edemez. O katkılarla
ekonomik istikrar ve dengeler yerine oturmuş bankalarımızın cazibesi artmıştır. Dolayısıyla banka satışları sonucunda çok iyi meblağlara sahip oldukları yorumu yapan değerli eski bankacılarımızın, bu ülke insanına borcu da elde ettikleri bu parayı yine ülkede yatırıma dönüştürmeleridir. Sanıyorum en büyük teşekkürü de ülke halkına bu olacaktır"
RADİKAL