Avrupa Birliği (AB)'nin Türkiye'den
ihraç edilen domates, biber,
kabak gibi ürünleri
Bulgaristan gümrüklerinde kalıntı
analizine tabi tutmasına rağmen bakanlığın böyle bir
uygulama getirmesi ihracatçıların tepkisine yol açtı.
Yurt içinde de yapılan denetimlerin ihracatçıları ilave zaman ve kalite kaybı ile
maliyet artışıyla karşı karşıya bıraktığını belirten
Antalya İhracatçılar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Satıcı, "Bakanlık uygulamanın gerekçesi olarak ürünlerimizin AB ülkelerinden aldığı hızlı
alarm bildirimlerini gösteriyor.
Ancak, artan ihracatımız göz önüne alındığında bildirim alan ürünler yüzde 1'in bile altında." dedi. Satıcı, uygulamadan dolayı 50'ye yakın biber ihracatı yapan firmanın Avrupa'ya sevkiyatı askıya aldığını bildirdi.
Antalya
İhracatçılar Birliği Başkanı Mustafa Satıcı, düzenlediği basın toplantısında 2011 yılının ilk yedi ayında gerçekleştirilen ihracat rakamlarını açıkladı.
Satıcı, yedi aylık dönemde Antalya'dan yapılan ihracatın yüzde 5 artış göstererek 655 milyon 61 bin dolara ulaştığını bildirdi.
Bölgeden yapılan ihracatta
Rusya Federasyonu'nun açık ara ilk sırada yer aldığını kaydeden Satıcı, "Rusya Federasyonu'nu sırasıyla
Almanya,
İtalya, Bulgaristan ve
Ukrayna izledi. Kriz beklentisine rağmen
Avrupa Birliği ülkeleri bölgemiz ihracatının vazgeçilmez unsurlarından biri olmaya devam ediyor.
Avrupa'da bazı ülkeler ciddi bir
krizin eşiğindeler. Buna rağmen Avrupa Birliği ülkelerine ihracatımız artış gösteriyor." diye konuştu.
BİLDİRİMLER GIDA GÜVENLİĞİNİ SIKINTIYA SOKACAK SEVİYEDE DEĞİL
Mustafa Satıcı, konuşmasında biber ihracatında yaşanan sıkıntılara dikkat çekti.
Satıcı, Gıda,
Tarım ve
Hayvancılık Bakanlığı'nın yaklaşık bir ay önce Avrupa Birliği'ne ihraç edilen taze bibere kalıntı analizi zorunluluğu getirdiği bilgisini verdi.
AB, son bir yıldan beri Türkiye'den
ithal edilen yaş
meyve sebzeyi, Bulgaristan gümrüklerinde yüzde 10 sıklıkla analize tabi tutuyordu. Bu denetimler neticesinde de ürünlerden numune alınıyor, sonuçlara göre herhangi bir ürünlerde AB mevzuatına uygun olmayan bir etken maddeye rastlanmaması halinde
meyve sebze yüklü TIR'lar yoluna devam ediyordu. Bu süreçte araçlar 2–3 gün, hafta sonları 4-5 gün gümrük kapılarında beklemek zorunda kalıyordu.
Yaklaşık bir yıldır bu sıkıntıyı yaşadıklarını aktaran Birlik Başkanı Satıcı, şöyle devam etti: "Avrupalı yetkililerle yaptığımız bir dizi toplantılarda analiz şartının kaldırılmasına yönelik kısmen ilerleme sağladık.
AB'den olumlu bir haberle döndüğümüz bir zamanda, Bakanlığın getirdiği yeni uygulamayla hayal kırıklığına uğradık. Bakanlık yetkilileri, AB ülkelerine biber ihracatında alınan hızlı alarm bildirim sayısı arttığı için söz konusu uygulamayı başlattıklarını ifade ediyor.
Ancak, 8 bin 600 Ortak Giriş Belgesi (CED) ve yaklaşık 2 bin TIR'da sadece 68 bildirim alındı. Bu rakam
gıda güvenliği konusunda sıkıntıya sokmayacak bir oran değil. Buna rağmen karşımıza böyle bir uygulama çıktı."
UYGULAMA ZAMAN VE KALİTE KAYBINA YOL AÇAR
Konuyu Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'na iletmelerine rağmen herhangi bir netice alamadıklarını anlatan Satıcı, uygulamanın ihracatta ciddi bir zaman kaybına ve ekstra maliyet oluşturacağına dikkat çekti.
Ayrıca Türkiye'de yapılan analizlerin AB'de geçerliliğinin olmadığı bilgisini verdi.
Bakanlığın ihracat partilerinden numune alma yerine daha kalıcı bir çözüm bulması gerektiğini vurgulayan Satıcı, "Paketlenmiş ürünlerinden numune alarak araçların bekletilmesi ihracatı sekteye uğratıyor.
Bunun yanında bir diğer sıkıntı analiz ücretlerinin pahalı olması.
Laboratuvar ve ihracatçının anlaştığı bir
fiyat üzerine kamu otoritesinin bir yorum yapması ve bağlayıcı bir karar alması hem etik değil, hem de
rekabet kurallarına aykırı.
Eğer en kısa zamanda bir düzletme yapılmazsa bunu Rekabet Kurumu'na taşıyacağız." diye konuştu.
CİHAN