Yüksek artış, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu petrol
ithal eden ülkelerin ekonomilerini zorluyor. Son zamlarla birlikte 95 oktan kurşunsuz benzinin
fiyatı 2,97 YTL’yi buldu. Bu durum, enerji
maliyetleri zaten çok yüksek olan sanayicinin uluslararası pazarda
rekabet marjını daraltırken vatandaşların da bütçelerine olumsuz yansıyor. Bir aracın 60 litrelik deposunu doldurmak için 180 YTL ödemek gerekiyor. Bu rakam ABD’li bir vatandaşın ödediğinin yaklaşık üç katı. Fiyatlardaki artış akaryakıt ürünleri üzerindeki
vergileri de yeniden gündeme getirdi. Resmi verilere göre benzine ödenen 100 yeni liranın 75 yeni lirası vergi olarak devlete gidiyor.
Akaryakıt Bayileri
İşveren Sendikası Başkan Vekili Rasih Arbay, pompaya yansıyan fiyatların yüksek çıkmasını vergilere bağlıyor. Uzmanlar,
İran ile ABD arasındaki krizin yanı sıra Nijerya’daki
boru hatlarına yapılan sabotajlar dolayısıyla fiyatların kısa vadede düşmeyeceği tahmininde bulunuyor.
Fiyat artışlarının suçlusu olarak vatandaşın kendilerini görmesinden dert yanan
sektör temsilcileri, akaryakıt üzerindeki vergi yüküne dikkat çekiyor. Uluslararası şartlar dolayısıyla petrol fiyatlarının kısa vadede düşmeyeceğinin ortaya çıktığını vurgulayan Akaryakıt Bayileri
Petrol ve Gaz Şirketleri İşveren Sendikası,
Maliye Bakanlığı'na akaryakıt vergilerini düşürerek, fiyatları dengede tutma çağrısında bulunuyor. Sendikanın Başkan Vekili Rasih Arbay, alınan yüksek vergiler yüzünden fiyat artışlarının benzin ve motorinde ‘yüksek' oranda yansıdığını belirtiyor.
Piyasanın serbestleşmesiyle birlikte şirketler yurtdışından da işlenmiş petrol (benzin, motorin, fuel oil vb.) getirebiliyor. Ancak piyasada faaliyet gösteren firmaların önemli kısmı ihtiyacını halen Türkiye'nin tek rafinerisi Tüpraş'tan karşılıyor. Dolayısıyla akaryakıttaki fiyat artışları ilk olarak Tüpraş'ta yansıtılıyor. Tüpraş'ın fiyatını
Akdeniz çanağındaki
ham petrol fiyatları ile dolar hareketini izleyerek belirlediği bilgisini veren Arbay, “Fiyatlar dalgalanmalara göre ayarlanıyor. Bu kimi zaman zam, kimi zaman
indirim olarak yansıyor. Buradan Tüpraş'ın ya da şirketlerin büyük paralar kazandığı zannedilmesin." diye konuştu. Sektör verilerine göre Tüpraş yüzde 3'lük kâr marjıyla çalışıyor. Ana dağıtım şirketlerinin bayileriyle birlikte kâr marjı da yüzde 7-8 arasında değişiyor. Akaryakıtın Tüpraş'tan çıkış fiyatı 73
kuruş civarında. Bayideki
satış rakamı 3 YTL'ye dayandı. Tüpraş ve dağıtım şirketi, bayii payı toplamı satış fiyatına yüzde 11-12 etki ediyor. Bu durumda kalan 2 yeni lirayı aşkın fark vergi olarak devlete gidiyor. Ham petrol fiyatlarındaki artışın devam etmesi durumunda Türkiye'nin petrol maliyetini 3-4 milyar dolar daha artıracağı tahmin ediliyor. 2005'te petrole 8,6 milyar dolar ödenmişti. Sendika Başkan Vekili Rasih Arbay, İran'ın barışçıl bir tavır sergilemesi durumunda, ham petrol varilinin 60 dolar seviyelerine gerileyebileceği öngörüsünde bulunuyor. Yapılan hesaplamalar, petroldeki 10 dolarlık artışın Türkiye'ye yıllık 1,6 milyar dolar ek maliyet getirdiğini ortaya koyuyor. Uluslarararası konjonktürün bu şekilde devam etmesi durumunda fiyatın 80 dolara çıkmasının Hazine'ye getireceği ek yük ise 3 milyar doları bulacak. Bu durumda Türkiye'nin petrole ödediği döviz miktarı 14 milyar doları bulacak.
Uluslararası Para Fonu (IMF) ve
Dünya Bankası toplantıları için ABD'de bulunan Hazine'den sorumlu
Devlet Bakanı Ali
Babacan, fiyatlardaki artışın, ‘endişelerin aksine' Türkiye'nin
ekonomik büyüme ve enflasyonuna etkisinin son derece sınırlı olacağını açıklamıştı.
ZAMAN