Baş
bakan Recep
Tayyip Erdoğan,
Türkiye'ye gelen uluslararası yatırımın
Eylül 2007 itibarıyla 15.3 milyar dolar olduğunu belirterek, ''Görünen o ki yıl sonu itibarıyla inşallah 25 milyar doları yakalayacağız'' dedi.
''Düşüncesine inanmayanın düşünce hürriyetinden, inancına inanmayanın
inanç hürriyetinden,
sermaye noktasında gücünü kabul etmeyenin de uluslararası sermayeden korkacağını'' ifade eden Erdoğan, ''Bizim işverenimiz
yurt dışında yatırım yaparken, bununla da haklı olarak övünürken, biz sınırlarımızı kimseye kapatamayız. Böyle bir lüksümüz ve seçeneğimiz yok. istihdamı artırmak için yatırımları artırmaya mecburuz'' diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, Uluslararası
Yatırımcılar Derneğinin (YASED)
Hilton Oteli'ndeki ''
Sonbahar Resepsiyonu''na katıldı.
Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, Türkiye'ye uluslararası yatırımın gelmesi konusunda YASED'in
sivil toplum örgütü olarak çok başarılı bir performans sergilediğini belirti.
YASED ile AK Parti'yi kurmadan önce bir araya geldiğini ve o günden itibaren bu süreci uluslararası platformda hep birlikte devam ettirdiklerini anlatan Erdoğan, katkı,
destek ve çabaları dolayısıyla YASED'e teşekkür etti.
Türkiye ekonomisinin 2002 sonundan itibaren hızlı bir toparlanma sürecine girdiğini ifade eden Erdoğan, ''bu iyileşmenin gelip geçici olduğunun, küresel şartların Türkiye'yi etkilediğinin, işlerin bu nedenle iyiye gittiğinin'' söylendiğini kaydetti. ''Türkiye'nin
ekonomik başarısının Türkiye dışındaki birçok faktöre bağlandığını'' dile getiren Erdoğan, ''Bu başarının Türkiye'nin kendi başarısı olduğunu maalesef görmekte zorluk çektiler'' dedi.
Hükümet'in, sadece yatırım ortamını iyileştirme konusunda yaptıklarının bile samimiyetle incelenmesi durumunda ekonominin bu noktaya nasıl geldiğinin anlaşılacağını söyleyen Erdoğan, Hükümet'i devraldıkları andan itibaren her alanda olduğu gibi Türkiye'ye yatırımları çekme konusunda da kılı kırk yaran bir hassasiyet içinde çaba sarf ettiklerini kaydetti.
Bunu yaparken ilgili tüm kesimleri, özellikle de sivil toplum kuruluşlarını sürece dahil ettiklerini vurgulayan Erdoğan,
işbirliği içinde bugün elde edilen güzel sonuçlara ulaşıldığını belirtti.
-''İNŞALLAH 25 MİLYAR DOLARI YAKALAYACAĞIZ''-
Uluslararası sermaye konusunda Türkiye'nin attığı ilk adımın 1953'te çıkarılan bir yasayla olduğunu anlatan Erdoğan, 2003'e kadar Türkiye'ye giren yıllık ortalama uluslararası yatırım miktarının, bazı istisnalar dışında 1 milyar doları aşamadığına işaret etti. Erdoğan, 2003'te yasanın yeniden ele alındığını, yeni
düzenlemeler yapıldığını ve buna paralel olarak yoğun bir yatırım çekme mücadelesi yürüttüklerini ifade ederek, şunları kaydetti:''O sıralar, hatırlarsanız, 'Ben
ülkemi pazarlıyorum' gibi ifadeler kullandım. Bu ifadelerden dolayı bazı siyasiler çok çirkin yaklaşımlarda bulundular. 'Ülke pazarlanır mı?' dediler. Evet... Çünkü bunlar siyasetin de bir marketing'inin olduğundan, aynı şekilde ülkelerin de böyle bir marketing piyasasının olduğundan bihaberdiler. Bunu bilmedikleri için sıkıntı içindeydiler. Ama biz bunu aştık. Sivil toplumu işin içine dahil ettik.
Kamu kurumlarımızı, bürokrasimizi motive ettik. İstişare toplantıları düzenledik. Tıkanan noktaları aşmak için gayret gösterdik.
Her yıl uluslararası dünya devlerinin
yönetim kurulu başkanlarını İstanbul'da topluyoruz. Onlarla beraber ciddi bir
alışveriş yapıyoruz. Bunlarla bir yılı check ediyoruz ve bir sonraki yıl ne yapacağız, yasal düzenleme gerekiyorsa neler yapmamız gerekir, bunları konuşuyoruz. Sonuç; 2006'da 20 milyar doları aşan uluslararası bir doğrudan yatırım Türkiye'ye girmiştir. 2007'de ne oldu? Eylüle ulaştığımızda rakam 15.3 milyar dolar... Görünen o ki yıl sonu itibarıyla inşallah 25 milyar doları yakalayacağız. Bu yıl içinde başlatılan büyük ölçekli satın alma ve
birleşme işlemlerinin yıl sonuna kadar tamamlanmasıyla bu da gerçekleşecektir diye düşünüyorum.''
-''BUNLARDA SERMAYE DÜŞMANLIĞI VAR''-
Bu başarının tesadüfi olamayacağını, sadece harici faktörlere bağlanamayacağını ifade eden Erdoğan, bunun bir zihniyet dönüşümünün, inancın ve kararlılığın sonucu olduğunu söyledi.
Türkiye'nin, uluslararası sermayeye inanmayan, ters bakan anlayışlar nedeniyle ağır bedel ödediğini kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti:''Bunlarda sermaye düşmanlığı var, küresel sermayeye farklı bakış var. '
Küresel sermaye' dedin mi, kaçıyor. 'Küresel sermaye Türkiye'ye geliyor' dediğin zaman, 'Eyvah, bunlar gelip Türkiye'de bir yeri işgal edecekler' diyor. Hemen, damga hazır, '
İşgal kuvvetleri' diyor. Kendine inanmıyor. Kendine güvenmeyen, kendine inanmayan insanlar bu ülkeye bir şey katabilir mi? Katamaz. Her zaman söylüyorum, düşüncesine inanmayan, düşünce hürriyetinden korkar. İnancına inanmayan, inanç hürriyetinden korkar. Sermaye noktasında gücünü kabul etmeyen de uluslararası sermayeden korkar.''
-''EN ELVERİŞLİ ÜLKELER ARASINDA...''-
Dünya Bankası'nın Eylül 2007'de yayınladığı ''İş Ortamı 2008'' raporunda Türkiye'nin geçen yıla oranla 34 basamak yükselerek 57'nci sıraya geldiğine işaret eden Başbakan Erdoğan,
Birleşmiş Milletler
Ticaret ve Kalkınma Örgütünce yayınlanan ''2007 Dünya Yatırım Raporu''na göre Türkiye'nin yaklaşık 20 milyar dolar uluslararası doğrudan sermaye girişiyle dünyada 16'ıncı,
gelişmekte olan ülkeler içinde ise 5'inci sırada yer aldığını bildirdi.
Dünya Ekonomik Forumu Küresel Rekabet Gücü raporunda Türkiye'nin 2005'te 117 ülke içinde 71'inci sırada bulunduğuna dikkati çeken Erdoğan, Türkiye'nin geçen yıl Türkiye'nin 125 ülke içinde 59'uncu, bu yıl ise 131 ülke içinde 53'üncü sıraya yükseldiğini anlattı.
OECD tarafından yayınlanan Uluslararası Yatırım Perspektifleri 2007 raporunda Türkiye'nin OECD ülkeleri arasında son 10 yılda en çok doğrudan uluslararası sermaye çeken 7 ülke arasında yer aldığını belirten Başbakan Erdoğan, ''Çok
şükür Türkiye, uluslararası yatırımlar konusunda bugün dünyanın en ilgi çeken, en cazip, en elverişli ülkeleri arasındadır'' dedi.
-''İSTİKRAR ORTAMI, GÜVEN ORTAMI''-
YASED'in geçen yıl ''Fırsatlar Ülkesi Türkiye'' adlı bir sempozyum düzenlediğini ve bunun kendisi için çok anlamlı olduğunu dile getiren Erdoğan, Türkiye'nin gerçekten bir fırsatlar ülkesi olduğunu söyledi.
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:''Bakınız bu nasıl oldu... İstikrar ortamı, güven ortamı, Türkiye'nin bugün bu noktaya ulaşmış olmasında en belirgin unsurlardır. Siyasi çalkantıların yaşandığı,
demokrasi konusunda tereddütlerin olduğu, belirsizliğin hüküm sürdüğü bir ortamda hiç kimse gelip de bu ülkeye yatırım yapmaz. Hatırlayınız, Türkiye'de yıllık enflasyon oranları bir zamanlar yüzde 100'leri aşmıştı.
Enflasyon hem yüksek, hem belirsiz... Faizler yine öyleydi. Büyüme derseniz, bir ileri gitse, iki geri geliyordu. Bırakın uzun vadeli
hedefleri, bir ay sonrası için, bir hafta sonrası için hedef belirlemek mümkün değildi. Bu ve benzeri belirsizliklerin olduğu bir ülkede kimse risk almak istemez, kimse yatırım yapmak istemez.
Biz bu noktadan hareketle bütün çabamızı öncelikle Türkiye'de siyasi istikrarın yanı sıra ekonomik istikrarı tesis etmeye yönelttik ve çok şükür bunda da başarı sağladık. Türkiye bugün sağlıklı ve istikrarlı şekilde büyüyen, sağlam bir zeminde ilerleyen, kırılganlıklarını büyük ölçüde gidermiş, güçlü bir ekonomik yapıya sahiptir. Bunun gelip geçici olduğunu hala iddia edenler varsa, buyursunlar uluslararası yatırımlara baksınlar. Uluslararası şirketler, özellikle de bankalar bir ülkeye yatırım yapacakları zaman 10, 15, hatta 30 yıl sonrasını görmek isterler. Eğer orta ya da uzun vadede bir risk, bir belirsizlik varsa, yatırımdan kesinlikle kaçınırlar. Türkiye bu belirsizlikleri giderdiği, güven telkin ettiği için bugün dünyanın en dikkat
çekici yatırım merkezlerinden biri haline gelmiştir.''
-''UZUN SOLUKLU BİR SÜREÇ''-
Yatırım ortamını iyileştirmenin uzun soluklu bir süreç olduğunu belirten Erdoğan, bugün ulaşılan seviyeyi muhafaza etmenin önemli olduğunu vurguladı. Erdoğan, çaba ve mücadelenin bunun için süreceğini söyledi.
Daha kat edilecek uzun bir mesafe, yapılması gereken reformlar olduğunu dile getiren Erdoğan, ''İnşallah bugün yakaladığımız seviyenin daha ötesini de hep birlikte göreceğiz'' dedi.
Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulunun çalışmalarını sürdüreceğini bildiren Erdoğan, yakın zaman içinde kurulun toplanarak istişarelerde bulunacağını söyledi. ''Yatırım Danışma Konseyi'' adı altında her yıl dünyanın en büyük şirketlerinin en üst düzey yöneticilerini topladıklarını hatırlatan Erdoğan, bir diğer önemli adımın da Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı olduğunu ifade etti.
Uzun soluklu olan yatırım ortamını iyileştirmede sorun yaşanmasının normal olduğunu kaydeden Erdoğan, ''Bu sorunları çözmekte kararlı olan bir Hükümet iş başında. Bunu da bilesiniz'' dedi.
Önümüzdeki dönemde de mevcut sorunların aşılarak Türkiye'nin daha iyi noktalara taşınacağını dile getiren Erdoğan,
kayıt dışı,
vergi, eğitim sistemi, fikri ve sınai haklar, araştırma geliştirme çalışmaları gibi konularda önemli adımlar atıldığını anlattı.
Türkiye'nin AB'ye katılımı konusundaki kararlılığının tavizsiz devam edeceğini vurgulayan Erdoğan, ''Biz Türkiye'nin potansiyeline, zenginliklerine inanıyoruz. Türkiye'nin işçisine, girişimcisine, iş gücüne inanıyoruz. Bu inancımızla Türkiye'yi arzu ettiğimiz konuma ulaştırma konusunda da son derece kararlıyız'' diye konuştu.
Bu konudaki olası eleştirileri
doğal karşıladığını söyleyen Erdoğan, uluslararası yatırım çeken her ülkede benzeri eleştirilerin olduğunu bildirdi.
-''SINIRLARIMIZI KİMSEYE KAPATAMAYIZ''-
Türkiye'nin, uluslararası müteahhitlik konusunda ABD ve Çin'den sonra 3'üncü sırada yer aldığının altını çizen Erdoğan, Türk işveren ve girişimcilerin, ellerinde çanta, ülke ülke gezerek, yatırım fırsatı aradıklarını ifade etti.
Girişimcilerin hem yatırım yaptıkları ülkeye hem de Türkiye'ye katkı sağladıklarını belirten Erdoğan, ''Bizim işverenimiz yurt dışında yatırım yaparken, bununla da haklı olarak övünürken, biz sınırlarımızı kimseye kapatamayız. Böyle bir lüksümüz ve seçeneğimiz yok. İstihdamı artırmak için yatırımları artırmaya mecburuz. Bunu görmek zorundayız. 'Uluslararası yatırım gelmesin' diyenler şunu bilmelidir ki bu milletin ekmeğiyle, işiyle, aşıyla oynamanın hiç kimsenin hakkı yoktur'' dedi.
Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin başarısına katkı sağlayan herkese teşekkür etti.
YASED Yönetim Kurulu Başkanı Tahir
Uysal ve öteki davetlilerle bir süre sohbet eden Erdoğan, YASED Yönetim Kurulu üyeleriyle de kısa bir toplantı yaptı.
Toplantıda, üyelerin, Başbakan Erdoğan'a, ''
yabancı sermaye konusundaki sorunlarını'' aktardıkları öğrenildi.