Hisseleri sürekli olarak el değiştiren
finans kuruluşları yakından takip edilecek. Hedef;
bankaların hisselerini elinde bulunduran görünmeyen gizli ortakların kimler olduğunu takip edebilmek. Yüzde 10'un altında olan paylardaki hisse değişimlerinde
BDDK'dan onay alınmadığı için sıkıntılı dönemde kimin kapısının çalınacağı bilinemiyor. Hisselerin kimin elinde olduğu tam olarak bilinemediği için de bankanın kötüleşmesi halinde
sermaye artırımı başta olmak üzere malî durumlarda sorunu çözebilecek muhatap bulmak zorlaşabiliyor. Basel'in temel prensipleri arasında yer alan banka sahipliği konusunun tam olarak bilinememesi, dünya bankacılık sektörünün en büyük riskleri arasında gösteriliyor. Bu kapsamda Türkiye'de herhangi bir sıkıntı olmamasına rağmen, bankacılık otoritesi
tedbir amaçlı olarak farklı fonlara hisse satışını yakından takip ediyor. Hisse değişim oranlarına herhangi bir sınırlama getirmeyen Üst
Kurul, gelişmeleri izleyerek, tüm bankaların
ortaklık yapısını yakından takip ediyor.
Küresel kriz sonrasında finans kesiminin sıkıntı yaşamasının temelinde kuruluşların hisselerinin yüzde 70'inden fazlasının ülkelerin bankacılık otoritesinin izni olmadan alınıp satılabilen hisselerden oluşması olduğu belirtiliyor. Bu oranın bazı bankalarda yüzde 100'ü bulabildiğini aktaran BDDK'ya yakın kaynaklar, "Banka hissedarlığına ilişkin kriterler yerine getirilmediği için küresel krizin bitişine dair soru işareti de devam ediyor. Çünkü bankacılık otoritesi, bankaların malî durumunda kötüleşme olması halinde muhatap bulacakları bir ortak bulunamıyor. Türkiye'de böyle bir risk yok ancak yakından takip edilmesinde fayda var." diyor. Halka açıklıkta belli bir sınır olması gerektiğini aktaran bir ekonomi yetkilisi ise banka hissedarlarının finans kuruluşlarına etkisinin takip edilmesinin zorunluluğuna dikkat çekiyor.
ZAMAN