Trilyon dolarlık
kurtarma paketleri, merkez bankalarının
faizi "sıfır"a çeken müdahaleleri ve
kamulaştırma hamlelerine rağmen, dünya ekonomisini durgunluğa sokan küresel
kriz Türkiye'de de dengeleri değiştirdi.
Yurtdışından
finansman bulma imkanları daralan bankacılık sektörü, özellikle
Başbakan Erdoğan tarafından, "
kredileri geri çağırmakla" suçlanırken,
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (
BDDK) verileri de, Türk bankalarının kredide ihtiyatlı davrandığını gözler önüne seriyor. Özellikle BDDK'nın 1
Kasım'da yürürlüğe giren ve bankalara vade sonuna kadar elde tutulan
bonolardan zarar yazmama imkanı getiren kararından itibaren, kredi musluğunu kısan bankalar, menkul değerler portföyünü büyütmeye başladı.
Konutta ilk daralma
Bankaların 24
Ekim'de 83 milyar 229 milyon YTL olan
tüketici kredilerinin toplamı, 28 Kasım itibari ile 82 milyar 314 milyon YTL'ye indi. Bu dönemde bankaların menkul değerler portföyü ise 138.9 milyon YTL'den 145.4 milyar YTL'ye çıktı. Bankaların menkul değerler portföyünde ekimden başından bu yana yaşanan artış 8.6 milyar YTL'ye ulaştı. Bankaların tüketicilere kullandırdığı konut kredileri 38.3 milyar YTL'den 37.9 milyar YTL'ye inerken,
taşıt kredileri ise 5.8 milyar YTL'den 5.5 milyar YTL'ye düştü.
Konut kredilerinde son 5 yıldır ilk daralma bu yılın ekim ayında başladı. Bankaların kullandırdığı konut kredileri 2002 sonunda 460 milyon YTL iken bu rakam 2007'de 32.4 milyar YTL'ye ulaştı. Konut kredilerinde 5 yıllık
büyüme yaklaşık 70 kat oldu.
Faiz artık daha cazip
Bankaların kredilerde geçtiğimiz 5 yıldaki agresif tutumunun sona ermesinde, küresel likiditenin daralmasının yanı sıra, BDDK'nın 1 Kasım'da yürürlüğe giren kararı da etkili oldu. BDDK ekim sonunda, bankaların vade sonuna kadar elde tutulan menkul kıymetlerden zarar yazmayacağını karara bağladı. Bu karar bankaların bono alımlarını artırırken, küresel faiz indirimlerinin içeriye de yansıyacağı beklentisiyle, 25 Kasım'da yüzde 21,60 olan gösterge kağıdın faizi, dün yüzde 17,7 ile son 9 ayın en düşük seviyesine geriledi. Bankaların kredilerde frene basmasının bir diğer nedeni de, aktif kalitesi yüksek müşterilere daha fazla ağırlık verilmesi oldu.
Finansman artık zorlaştı
Bankaların hareket kabiliyetini sınırlayan bir diğer etken ise, yurtdışı finansman imkanlarının daralması oldu. Kasım ve aralık aylarında geri ödemesi gelen sendikasyon kredilerinin yenilenme oranları yüzde 80 olurken, maliyetin de arttığı gözlendi. Nitekim
Garanti Bankası, 700 milyon dolarlık krediyi 575 milyon dolar olarak yenilerken, TEB 245 milyon euronun yüzde 80'ini yeniledi.
Yapı Kredi vadesi dolan 700 milyon dolarlık sendikasyonu, uygun likidite seviyesi nedeniyle geri ödedi. Yurtdışı finansman zorlaşırken, içeride
Merkez Bankası'nın borç verme faizini düşürmesi ve
yabancı para
zorunlu karşılık oranını indirmesi bankaların likidite açısından rahattı. Önceki gün
Ankara Sanayi Odası'nın aylık
gündem toplantısına katılan
Türkiye Bankalar Birliği Başkanı ve
İş Bankası genel Müdürü ersin Özince de İş Bankası olarak konut kredilerinde "frene bastıklarını" belirterek, "Niye yaptık? Benzini yok da ondan" açıklamasında bulunmuştu. Özince ayrıca, bu şartlarda ve bugünkü ortamda hiçbir bankanın kredi vermemesi gerektiğini belirterek, mevcut mevzuatın kredilerin ödenmemesi ya da batması halinde bankacının "zimmet suçu" işlemiş şekilde yargılanması unsurlarını içerdiğini ifade etmişti.
REFERANS