'Türk bankacılık sektöründe emsali görülmemiş karalama kampanyası bir Kurul’un itibarını, tarafsızlığını tartışmaya açtı' diyen Barış Bekar, 22 Aralık tarihinden itibaren Bank Asya'ya karşı başlatılan çirkin karalama kampanyasında kurum ve kişilerin işledikleri hatalara tek tek değindi.
5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun “İtibarın Korunması” başlıklı maddesini kaynak gösteren Bekar, BBDK'nın bu asılsız iddialar karşısında bilinçli olarak sessiz kalmasının fiilen işlevini yitirdiği anlamına geleceğini belirtti. Bekar, yine Kanun’un 158. Maddesi’ne göre “İtibarın Korunması” konusunu ihlal edenlerin aleyhine hapis cezası verileceğinin belirtildiğini vurgulayarak, 'hiçbir organ, makam, merci veya kişi BBDK'nın kararlarını etkilemek amacıyla emir ve talimat veremez” hükmü de ayaklar altına alınmaktadır.' şeklinde konuştu
22 Aralık 2013 tarihinden itibaren Bank Asya aleyhine Türk Bankacılık tarihinde emsali görülmemiş bir karalama kampanyası başlatıldı. Belirli bir kaynaktan beslenerek yapıldığı ve yayıldığı aşikar olan bu kampanya ile banka müşterilerinin tedirgin edilerek mali bünyesinin zarar görülmesinin amaçlandığı objektif bir gözle bakıldığında açıkça görülüyor.
Dönem itibarıyla, en temel finans ve bankacılık bilgisine sahip kişilerce dahi gerçeğe aykırılığı anlaşılabilecek nitelikte haberler yapılmıştır. Ekonomi piyasasında yıllardır varlığı ile duayen olan birçok ekonomi yazarının da gerçeğe aykırı olduğunu ispatladığı bu haberler ise ısrarla yayımlanmaya ve yayılmaya devam etmektedir. Bugün yayınlanan asılsız haberlerde ise, açıkça Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’ndan alındığı ifade edilen bilgilere dayandırılan iddialar ile Bank Asya aleyhine asılsız ve gerçek dışı haberlerin yayımlanmasına ve yayılmasına başlanmıştır.
Bu madde süs mü?
5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun “İtibarın Korunması” başlıklı 74. Maddesi'nde, “5187 sayılı Basın Kanunu'nda belirtilen araçlarla ya da radyo, televizyon, video, internet, kablolu yayın veya elektronik bilgi iletişim araçları ve benzeri yayın araçlarından biri vasıtasıyla; bir bankanın itibarını kırabilecek veya şöhretine ya da servetine zarar verebilecek bir hususa kasten sebep olunamaz ya da bu yolla asılsız haber yayılamaz” hükmü yer almakta ve yine Kanun’un 158. Maddesi’nde bu fiili işleyenler aleyhine hapis cezası verileceği düzenlenmektedir.
Peki, bu madde neden var burada? Süs niyetine konuldu sanırım bu?!! Bana bir örnek gösterin de itibar zedelenmemiş olsun. Zaten bu son yaşananlardan başka itibarı sarsan başka ne olabilir ki!! Asılsız iddiaların bini bir para!!! Zamanında BDDK Başkanı, Sakıp Sabancı hakkında suç duyurusunda bulunmuştu; ne hakkında biliyor musunuz? “Ufukta yirmi banka daha var” dediği için. (http://arsiv.sabah.com.tr/2001/01/03/g01.html) Ne tuhaftır ki bu haber de Sabah gazetesinde çıktı!! Mevcut Başkan ne yapıyor? Bence göz göre göre suç işliyor!!!
Bu fiilen kendini tasfiye etmek değil mi?
Kanun'un 82. Maddesi'nde yer alan “Kurul, bu Kanunla ve mevzuatla kendisine verilen düzenleme ve denetlemeyle ilgili görev ve yetkileri kendi sorumluluğu altında bağımsız olarak yerine getirir ve kullanır. Kurul'un kararları yerindelik denetimine tâbi tutulamaz. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi Kurul’un kararlarını etkilemek amacıyla emir ve talimat veremez” hükmü de ayaklar altına alınmaktadır. Kurul bağımsızlığını kaybetmiştir. Bu asılsız iddialar karşısında bilinçli olarak sessiz kalması, BDDK’nın fiilen işlevini yitirdiği anlamına gelmektedir. Ve bankacılık sektörü oyuncuları nezdinde Kurul'un inandırıcılığı, bağımsızlığı ve tarafsızlığının kalmadığı güçlü şekilde dillendirilmektedir. BDDK bu ataleti ile fiilen kendini tasfiye etmektedir. Öyle ki artık yeni bir bağımsız kurul (!) tartışılmaya başlandı bile.
Bakalım yeminlerine sadık olacaklar mı?
Kanun’un 84’üncü maddesinde ise tarafsızlık vurgulanmış. Bu maddede “Kurul Başkan ve üyeleri, görevlerinin devamı süresince görevlerini tam bir dikkat, dürüstlük ve tarafsızlık ile yürüteceklerine, Kanun hükümlerine aykırı hareket etmeyeceklerine ve ettirmeyeceklerine dair Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu huzurunda yemin ederler. Yemin için yapılan başvuru Yargıtay tarafından acele işlerden sayılır. Kurul üyeleri, yemin etmedikçe göreve başlayamazlar” denilmektedir. BDDK Başkan ve üyelerinden bu yeminlerine sadık olmalarını beklemek çok saflık mı olur acaba? Devlet ciddiyeti ayaklar altıdayken bunu beklemeye sektör oyuncularının hakkı olmadığını biliyoruz da…
BDDK Başkanı, içeriden bilgi sızdırma için ne yapacak?
Kanun’un “Kurul Başkan ve üyeleri ve diğer personel, Kurul'la ilgili gizlilik taşıyan bilgileri ve ticari sırları, görevlerinden ayrılmış olsalar bile kanunen yetkili kılınan mercilerden başkasına açıklayamazlar, kendilerinin veya başkalarının menfaatine kullanamazlar” diyor. Heyhat!!! Gazetede çıkan haberde “BDDK kaynak gösterilliyor” deniyor. Sayın BDDK Başkanı, BDDK içinden bilgi sızdıranlar için suç duyurusunda bulunacak mı acaba? BDDK Başkanı bunu yapmazsa suç işlemiş olmaz mı? Görevi suistimal moda oldu ve Hükümet nezdinde prim yapar oldu artık!!! Bir de 75’inci maddesi var: “Bankalar ile bunların mensupları; bu Kanuna, ilgili düzenlemelere, kuruluş amaç ve politikalarına uygun olarak faaliyetlerin icra edilmesini temin etmeye ve yönetimde adalet, doğruluk, dürüstlük ve sosyal sorumluluğu esas almaya yönelik etik ilkelere uymakla yükümlüdürler.” Sayın BDDK Başkanı ne kadar etik davranıyor, tartışmak gerekmez mi? Sanırım onurlu ve yeminine sadık kalamayan BDDK Başkanı artık istifa etmeli değil mi?
İddia o ki, sonuna kadar politize olmuş bir kurum
Aaa, bir de “Sırların Saklanması” maddesi varmış: 73’üncü madde : “Kurul Başkan ve üyeleri ile Kurul personeli, Fon Kurulu Başkan ve üyeleri ile Fon personeli görevleri sırasında öğrendikleri bankalara ve bunların bağlı ortaklık, iştirak, birlikte kontrol edilen ortaklıkları ve müşterilerine ait sırları bu Kanuna ve özel kanunlarına göre yetkili olanlardan başkasına açıklayamaz ve kendilerinin veya başkalarının yararlarına kullanamazlar.” Şimdi şunu sorma zamanı gelmedi mi? BDDK dan alınan verilerle nokta atışı bir banka hakkında bilgiler veriliyor, inanabiliyor musunuz bankanın sırlarını BDDK doğrudan veriyor, basın da bunu kaynak gösteriyor. BDDK Başkanı’ndan “Sorumlular hakkında soruşturma açıldı” açıklamasını bekleyelim mi? Ya da “Böyle bir şey yok, ilgili gazeteye tekzip gönderdik” demesini bekleyelim mi? Bence cevap ‘Hayır’, çünkü bağımsız olması beklenen bir kurum sonuna kadar politize oldu, BDDK’nın itibarı Başkan tarafından yerle bir edildi. BDDK’nın basın açıklaması yaparak “İtibarı sarsan kişiler hakkında gerekli işlemler yapılacaktır” efelenmesini artık yemiyor sektör oyuncuları, “Biz sonuç görmek istiyoruz” diyorlar!