Bankacılık gibi çok sıkı ve detaylı denetimlerin yapıldığı bir sektörde ortaklıklarıyla ilgili eksiklik ya da sorun olduğuna dair bugüne kadar kendilerine herhangi bir devlet kurumundan resmi bildirim yapılmadığını vurgulayan hissedarlar, ilgili otoritelerde bulunan belgelerin kendilerinden yeniden istendiğini, iki kez istenen süre uzatımı talebinin de reddedildiğini belirtti. Hissedarlar, "...devlet kurumlarında mevcut olan belgelerin ortaklarımızdan tekrar istenmesi, yeterli süre verilmemesi, iki kez ek süre talebinin reddedilmesi gerçek niyetleri açıkça ortaya koymaktadır. Bütün bu olumsuz şartlara rağmen 3 Şubat tarihi itibariyle yüzde 58’lik payın sahibi olan hissedarlarımız belgelerini tamamlamış ancak BDDK gün içerisinde kendisine ulaştırılan yüzde 21’lik kısmı dikkate almadan karar vermeyi tercih etmiştir. Hızla bütün hissedarlarımıza ait belgelerin tamamlanıyor olmasına rağmen ortaklık yapısının belirsiz olduğu ve kurucu ortak vasfının kaybedildiği yönünde karar verilmesi hukuken ve mantıken kabul edilemez bir gerekçedir." ifadelerini kullandı.
Bank Asya'nın hissedarları tarafından konuyla ilgili yapılan yeni açıklama şöyle:
"Hissedarı bulunduğumuz Bank Asya’yı hedef alan ve uzunca bir süredir kamuoyunun da gözleri önünde devam eden hukuksuz ve pervasız saldırıların yeni bir perdesinin 3 Şubat 2015 akşamı sahneye konulduğunu üzüntü ve hayret ile müşahede etmekteyiz.
Ortaklar genel kurulu tarafından yasalar çerçevesinde atanan Banka Yönetim Kurulumuz hukuki hiçbir temele dayanmaksızın BDDK tarafından alınan karara istinaden TMSF marifetiyle görevden alınmış yerlerine yeni üyeler atanmıştır. Gerekçe olarak ise Bankacılık Kanunu’nun 18. maddesinin 5. fıkrası gösterilmiş ve ortaklarımızın bir kısmının banka ortağı olabilmek için gerekli şartları taşımadığı belirtilmiştir. İlginç olan ise bankacılık gibi çok sıkı ve detaylı denetimlerin yapıldığı bir sektörde ortaklığımızla ilgili eksiklik ya da sorun olduğuna dair bugüne kadar tarafımıza herhangi bir devlet kurumundan resmi bildirim yapılmamış olmasıdır.
Kuruluş aşamasında, halka arz esnasında ve hisse devirleri yapılırken defalarca ibraz edilen ve her defasında onaylanan dolayısıyla BDDK, SPK ve Merkezi Kayıt Kuruluşu gibi devlet kurumlarında mevcut olan belgelerin ortaklarımızdan tekrar istenmesi, yeterli süre verilmemesi, iki kez ek süre talebinin reddedilmesi gerçek niyetleri açıkça ortaya koymaktadır. Bütün bu olumsuz şartlara rağmen 3 Şubat tarihi itibariyle yüzde 58’lik payın sahibi olan hissedarlarımız belgelerini tamamlamış ancak BDDK gün içerisinde kendisine ulaştırılan yüzde 21’lik kısmı dikkate almadan karar vermeyi tercih etmiştir. Hızla bütün hissedarlarımıza ait belgelerin tamamlanıyor olmasına rağmen ortaklık yapısının belirsiz olduğu ve kurucu ortak vasfının kaybedildiği yönünde karar verilmesi hukuken ve mantıken kabul edilemez bir gerekçedir.
Üzülerek müşahede ettiğimiz diğer bir gerçek ise ekonominin önemli sacayaklarından biri olan bankacılık sisteminin kirli havuzlardan beslenen sözde medya kuruluşları tarafından yalan haberlerle baltalanmasıdır. Bu hukuk dışı saldırılara ve baştan aşağı iftiraya dayalı haberlere, BDDK ve TMSF tarafından hukuksuz bir biçimde yapılan işlemlerin eklemlenmesi ise bizi sadece kendi Bankamız adına değil ülkemiz adına da derin bir endişeye sevk etmiştir.
Bizler bütün olumsuzluklara rağmen hukukun üstünlüğüne ve temiz vicdanların sesine olan inancımızı kaybetmedik. Öncelikle Bank Asya hissedarları olarak yapılan işlemlerin sonlandırılarak yönetim hakkının geri verilmesini beklemekteyiz. Aksi halde hukuk dışı ve dolayısıyla suç teşkil eden bu işlemin sorumluları BDDK, TMSF ve onlar tarafından bankaya atanan yönetim olacaktır. Ortaklar olarak yaşanabilecek her türlü maddi ve manevi zararın sorumlusu olacak bu yetkililer hakkında her türlü kanuni takibin yapılacağını tüm kamuoyunun bilgisine sunuyoruz.
Kurulduğu günden bu yana hukuka saygılı, yenilikçi, güvenilir ve Türk ekonomisine farklı ürün ve hizmetleriyle katma değer üretmeye çalışan kurumumuz kendisine güvenen halkımızın samimi destekleriyle bugünlere kadar gelmiş ve bundan sonra da bu istikametten ayrılmadan yoluna devam etmeye kararlıdır. Ayrıca Kurumumuza yönelik bir süredir devam eden hukuk dışı saldırılar sırasında daha önce olduğu gibi bir kez daha civanmertliğini esirgemeyen fedakar halkımıza ve Bank Asya çalışanlarına şükranlarımızı sunmayı borç biliriz.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur."