Mayıs ayı içinde
İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nda (
İMKB) hisseleri işlem görmesi beklenen
Bank Asya'nın halka açıklık oranı da yüzde 23 olacak. Son zamanlarda özellikle
Körfez sermayesinin Türkiye'deki
katılım bankalarıyla yakından ilgilendiği haberleri basında da yer alırken,
Albaraka Türk ve
Kuveyt Türk'ün
yabancı sermayeli kuruluşlar olduğu dikkate alındığında gözler de sektördeki diğer iki kuruluştan biri olan
Bank Asya'ya çevrilmiş durumda.
Bank Asya Genel Müdürü
Ünal Kabaca bu konuda açık ve net konuşuyor: "Ortakların almış olduğu karara göre, bankanın çoğunluk hissesinin satılmayacak. Bank Asya
yerli bir sermaye olarak kalmaya devam edecek." Bank Asya için öncelikli konunun halka arz olduğunu ifade eden Kabaca, yabancılara hisse
satışı ile ilgili konunun gündemde olmadığını söyledi.
Kendisine son günlerde, neden blok satış yapmıyorsunuz da halka arza gidiyorsunuz? şeklinde sorular yöneltildiğini ifade eden Kabaca, "Blok satışı çok rahat yapabilirdik. Birilerine
yetki verilse çok rahat talip çıkar. Sözgelimi, bir yatırımcı piyasaya girer yüzde 20'nizi alır. Ancak, biz bütünüyle paylaşmaktan yanayız. Zaten halka açık şirket statüsünde olan Bank Asya'nın halkımızla birlikte daha geniş bir
ortaklık yapısı oluşturmak istiyoruz" dedi.
12 Mayıs'ta borsada
Halka arzla ilgili bilgiler veren Kabaca, talep toplama ile ilgili hedeflenen tarihlerin 3-4-5 Mayıs olduğunu, 12 Mayıs'ta da borsada işlem görmeyi hedeflediklerini vurguladı. Halka arzla birlikte Bank Asya'nın sermayesi 240 milyon YTL'den, ortakların rüçhan hakları kısıtlanarak 60 milyon YTL artırılarak 300 milyon YTL'ye çıkıyor.
Halka açıklık oranının yüzde 23 olacağını ifade eden Kabaca, "Yüzde 20'lik kısım doğrudan bankanın bünyesine sermaye ve emisyon primi olarak girmiş olacak. Yüzde 3'lük kısmı ise ortak satışı olarak gerçekleşecek" dedi. Ortak satışı ile ilgili olarak Kabaca, "Ortak satışı
küçük yatırımcıyı korumaya yönelik. Türkiye'de olumsuz şartlardan dolayı fiyatlar düşecek olursa küçük yatırımcının
mağdur olmaması için hisselerin geri alımıyla ilgili yüzde 3'lük
rezerv oluşturulmuş olunuyor" dedi. Kabaca halka arzın tahsisatını, ağırlıklı olarak yabancı yatırımcılara, yerli bireysel yatırımcılara, personele, Bank Asya müşterilerine olacağını ifade etti.
ilk
tanıtım Dubai'de
Bank Asya halka arzla ilgili tanıtımlar için de düğmeye bastı. Kabaca'nın verdiği bilgilere göre, yurtdışında hafta sonu ilk olarak Dubai'de başlayacak olan road-show'lar,
Londra, Newyork, ABD,
Birleşik Arap Emirlikleri,
Almanya ve İngiltere'de gerçekleştirilecek. Kabaca, eş anlı olarak tanıtımların yurtiçindeki yerli yatırımcılara da yapılacağını dile getirdi.
Kabaca halka arzdan sağlanan gelirin nasıl değerlendirileceği ile ilgili olarak, Özkaynaklar takviye olacak. Sermayenin güçlenmesiyle faaliyet alanları da güçlenecek. Küçük ve orta büyüklükteki şirketlere krediler artacak" dedi.
Türk bankacılık sektörünün 2008'den itibaren uygulamaya başlanacak olan Basel II, bankaların sermaye gereksinimini de artıracak. Ünal Kabaca, sermaye artışının Bank Asya'nın 2005 yılı sonu itibari ile yüzde 12.5 düzeyindeki sermaye yeterlilik rasyosunun daha yukarıda tutulması için açısından da önem taşıdığını da vurguladı. KOBİ'lerin de Basel II sürecine hazır olmadıklarını belirten Kabaca, Bank Asya olarak Basel II'nun KOBİ'leri nasıl etkileyeceği ve bankaların değerlendirmelerinin nasıl olacağı, şirketlerin kendilerini bu sürece nasıl adapte etmeleri gerektiği ile ilgili sunumlar hazırladıklarını talep eden KOBİ birlikleri, iş adamları dernekleri gibi kuruluşlarla ya da müşterilerle birebir bunları paylaştıklarını dile getirdi.
İhlas Finans olayı bizi etkilemez
Geçmişte o zamanki ismiyle özel
finans kurumları arasında
İhlas Finans halka açılmıştı. Daha sonra tasfiyesine karar verilen İhlas Finans'da yaşananların Bank Asya'yı etkileyemeyeceğini belirten Bank Asya Genel Müdürü Ünal Kabaca, "Köprünün altından çok sular geçti. O yıllardaki bankacılık ile günümüzdeki bankacılık çok farklı. Sistemde, çok ciddi bir denetim mekanizması var. Bankaların mali yapıları farklı. Geçmişte kâr/zarar hesaplarının güvencesi yoktu; şu anda güvencesi var. Geçmişte de denetim vardı. Ancak icraat yoktu; yani denetim sonuçlarını uygulamaya sokacak irade yoktu. Bu olsaydı, İhlas Finans olayı, çok daha düşük maliyetle atlatılabilirdi" dedi
REFERANS GAZETESİ