İnceleme, açılış ve çeşitli ziyaretlerde bulunmak üzere
Aksaray'a gelen
Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz, Ağaçlı Tesisleri'nde Aksaray Valisi Orhan Alimoğlu, Belediye Başkanı
Nevzat Palta, Aksaray Milletvekilleri ve
Aksaray Üniversitesi Rektörü Necdet Sağlam tarafından karşılandı.
Ardından, programının ilk durağı olan
Sütaş'ın Aksaray
Organize Sanayi Bölgesi'ndeki entegre tesisine hareket eden Yılmaz, burada Sütaş hakkında bilgi aldı.
Kalkınmanın sadece büyümeden ibaret olmadığını belirterek, sürdürülebilir bölgesel gelişimin önemine değinen Bakan Yılmaz, ''Gerçek anlamda bir
kalkınma için bölgeler arasında adil bir dağıtım olmalıdır. Kalkınmanın önemli bir boyutu kalkınmanın sürdürülebilirliğidir. Bugün için her türde büyüyebilirsiniz. Çevreye dikkat etmezsiniz gelecek nesilleri fazla düşünmezsiniz, hızlı bir şekilde şu an için büyüyebilirsiniz ancak bunun bedeli gelecekte ödenecektir'' dedi.
Sürdürülebilirlik anlamında kalkınmayı Sütaş'ın başardığını, tüm bunları Sütaş'ın başarı hikayesinde görebilmenin mümkün olduğunu ifade eden Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bir diğer konu tarım
sektörüne bakış açımız, bunu çok önemsemekteyim. Bizim
modernleşme sürecimizde tarım sektörüne bakışımız çarpık olmuştur. Biz tarımı geri kalmış
ülkelerin uğraştığı bir faaliyet dalı olarak algılamışız, bunu mutlaka değiştirmeliyiz.
Tarım sektörü stratejik bir sektör olmaya devam edecek. Bizim tarımı köylülük kavramıyla götürmemiz mümkün değil. Tarımımızın modern bir şekle girmesi gerekiyor. Dünya ile
rekabet etme gücünün çok daha iyi okunması lazım. Gelecek dönemde tarım sektörümüzün hızlı bir dönüşüm göstermesi gerekiyor ve buna hep birlikte yatırım yapmalıyız. Özellikle
özel sektör işletmeciliğinin, profesyonel tarım işletmeciliğinin yaygınlaşması gerekiyor. Bu açıdan da Sütaş'ın öncü olduğunu görmekten memnuniyet duydum.''
-''SÜTTEN KAZANDIĞIMIZI SÜTE YATIRDIK''-
Sütaş Yönetim Kurulu Başkanı
Muharrem Yılmaz ise sütün
toplum sağlığı için önemine işaret ederek, yaptıkları işin önemini iyi bildiklerini, bu nedenle sütten kazandıklarını süte yatırmaya devam ettiklerini anlattı.
''35 yılda bir
bağımlılık ve bir tutku oluşturmayı başardık'' diyen
Muharrem Yılmaz, şöyle konuştu:
''Güvenilir bir markayız ve son 5 yılda sektörümüzünü lideri konumunda bulunmaktayız. İnşallah önümüzdeki bir ay içinde Karacabey'deki fabrikamızda gübreden ilk ampulümüzü yakacağız. İneklerimizin ısınmasında yine ineklerimizin gübresinden yararlanarak üreteceğimiz enerjimizi, kendi enerjimizi kullanacağız.
Türkiye damızlık diye 300 bin
hayvan ithal etti. Bu hayvanlar,
faizlerin faiz olduğu zaman yüzde 9 ile kredilendirilmesi yapıldı. '300 bin damızlığı bu şekilde yüzde 9 faizle dağıtan bir ülke, dünyada bu alanda lider olmak için bir proje yapmış' diye düşünürsünüz. Oysa bugün Türkiye'nin damızlığı yok, halen ithal etmekteyiz. Maalesef bilmeden, öğrenmeden bir sistemin içinde bunu yapmadan bunun olması mümkün değil. Bu bakımdan rekabet gücünü sütten, bunun hammaddesinden, sütün üretilmesinden, tarım kesiminden alan bir tarıma dayalı sanayi oluşturmak zorundayız. Sorumlulukları da özel söktürün sırtına yüklemeliyiz. Devletin bugün yüklendiği bütün sorumlulukları özel sektörün sırtına yüklemeliyiz. Çünkü o rekabet edecek, o maçı kazanacak, o para kazanacak. Eğitimi o yapsın, projeyi o yapsın. Ancak bugüne kadar biz hep bunu kamu olarak yapmaya çalıştık. Halbuki bu kamunun devretmesi gereken bir iş. Biz bunun güzel bir örneğini ortaya koymaya çalışıyoruz.''
Yılmaz, Sütaş olarak toplam 110 bin metrekarelik kapalı alanda bulunan süt tesislerinde 2 bin 700 çalışanla faaliyetlerine devam ettiklerini, son 5 yılda yüzde 112 büyüdüklerini, büyümeye devam ettiklerini bildirdi.
AA