Devlet Bakanı ve Baş
bakan Yardımcısı Nazım Ekren uluslararası piyasalarda yaşanan dalgalanmalarla ilgili olarak, ''Böyle dalgalanmalarda yatırımcılar güvenli bir
liman arar ve
Türkiye hala bu durumda birinci sırada'' dedi.
GAP illerini
teker teker ziyaret ederek sorunları yerinde tespit eden Bakan Ekren, son
durak olarak gittiği Adıyaman'da gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Türkiye'nin AB ile ilişkisi bulunduğunu, IMF raporunda krize dayanıklı olarak gösterildiği, Maastrich kriterlerine uyduğunu anlatan Ekren, geriye enflasyon ve
faiz kriterlerinin kaldığını, bu konuda da hedefleri koyduklarını, reformları kararlılıkla sürdürdüklerini ve
ekonomik-siyasi istikrarın sürdüğünü anlattı.
''Türkiye bu ortamda bile fonların
tercih ettiği bir ortam olarak görülüyor'' diyen Ekren, şöyle devam etti:
''
Küresel finansal sistemin mimarisinde aksaklıklar olduğunu görüyoruz. Özellikle mortgage'e dayalı
kredilerin,
sigorta şirketlerine, emeklilik fonlarına satılması. Böyle bir sürecin olduğunu gösteriyor. Paketlenmiş ve satılmış. Mimaride hata var mı tartışmak lazım. Finansal sistemin zaaflarına bakmak lazım. Kredi verme sürecindeki dokümantasyonlara da biraz daha bakmak lazım. Bulaşma etkisi kaçınılmaz. Çünkü bu süreçte o menkul kıymetler bir şekilde paketlenip, bütün dünya yatırımcılarına dağıtılmış durumda. Herkesin elinde bundan bir miktar var. Bazısında çok var, bazısında az var.
O boyutu bilmeden bulaşmanın derinliğini bilemeyiz. Ama bulaşma yoktur da diyemeyiz. Ana sorun bu enstrümanlar kimdedir ve boyutu nedir. Önemli finans şirketleri zarar açıklıyorlar. Bunların boyutu da standart olmayacaktır. Ülkelere göre değişiyor yaklaşım şekli. 2004, 2006'da da oldu. Bulaşmama etkisi yok. Uluslararası finans ilişkilerinin çok yoğun ve karmaşık olmasından dolayı. En aza indirecek
model de çok net söylenemez. Onu yapacağım, şunu yapacağım diyemeyiz, dememiz lazım en azından şu aşamada.
Merkez Bankası,
Hazine, SPK,
Maliye gibi kurumlarımız
piyasaları yakından izliyor.