Babacan'dan rahatlatan açıklama

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, Maliye Bakanlığı'nda Bakan Unakıtan ile ortaklaşa düzenledikleri basın toplantısında önemli mesajler verdi

Babacan'dan rahatlatan açıklama

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, Dünya Bankası ile 2004 yılının ortalarında başlayan 3. Program Amaçlı Mali ve Kamu Sektörü Yapısal Uyum reformunun dün gece itibarıyla tamamlandığını, buna pakete ilişkin 500 milyon dolarlık ikinci ve son kredi diliminin ise bugün itibarıyla serbest bırakılacağını bildirdi.Babacan, Maliye Bakanlığı'nda Bakan Unakıtan ile ortaklaşa düzenledikleri basın toplantısında, yapısal reformların önemli bir ayağının, Dünya Bankası ile yürütülen ilişkiler içerisinde devam etiğini hatırlattı. Dünya Bankası İcra Direktörleri Kurulu'nun dün gece toplanarak, bu reform paketini onayladığını ve bu reform paketine ilişkin ikinci ve son kredi dilimi de bugün itibarıyla serbest bırakacağını ifade eden Babacan, 500 milyon dolarlık bu kredi diliminin, finansal büyüklüğünden öte, sembolik değerinin çok daha önemli olduğunun altını çizdi. Babacan, ''bu paket içerisinde mali sektör ve bankacılık sektörünün yeniden yapılandırılmasına ilişkin pek çok adım vardı, bunları tamamladık. BDDK ve TMSF'nin kurumsal kapasitenin güçlendirilmesine ilişkin adımlar vardı, bunlar da tamamlandı'' şeklinde konuştu. Babacan sözlerini şöyle sürdürdü: ''Kamu bankalarının yeniden yapılandırılması ve özelleştirmeye hazırlanmasına ilişkin adımlar vardı bunlar tamamlandı. İcra ve İflas rejiminin iyileştirilmesine ilişkin konular tamamlandı. Böylece yapısal reformlar alanında da bir başka eşiği geçmiş bulunmaktayız.'' YENİ YAPISAL REFORM PAKETİ Yine Dünya Bankası ile yürütülmekte olan Kamu Sektörünün Kalkınma Politikası isimli yeni bir yapısal reform paketine başladıklarına işaret eden Babacan, bu paketle kamu harcama yönetimi ve kamu yönetimi, sosyal güvenlik, sosyal dayanışma alanında pek çok reformun desteklenmekte olduğunu vurguladı. Babacan, ''Bu paketin de, 500 milyon dolar civarındaki ilk kredi diliminin, Temmuz ayı başında serbest bırakılmasını bekliyoruz. Bu gelişmeler, yapılan reformlar ve gerçekleştirilen adımların somut bir ifadesidir'' şeklinde konuştu. Babacan, Türk Bankacılık Sektörü'nün, tarihinin belki de en güçlü noktasında ve özellikle Merkez Bankası'nın açıklamış olduğu finansal istikrar raporuna göre finansal istikrar endeksi tarihinin en üst noktasında bulunduğunu anlattı. Ekonomik programın temel unsurlarının, güçlü maliye politikalarının yanında, yapısal refromların kararlılıkla, başarıyla devam etmesini de içerdiğini belirten Babacan, ''yapısal reformlar kapsamında bugüne kadar bir çok alanda köklü adımlar attık'' şeklinde konuştu. Türkiye'yi pek çok gelişmekte olan ülkeden ayırt eden, farklılaştıran adımlar atıldığını ifade eden Babacan, ''Kamu sektöründe etkinliği, şefaflığı ve hesap verilebilirliği güçlendirecek pek çok adım atıldı'' ifadesini kullandı. Babacan şöyle devam etti:''Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanunu, Kamu İhale Kanunu, Vatandaşın Bilgi Edinme Kanunu, Kamu Görevlileri için Etik Kurallar düzenlemesi, Kamu istihdamı ve yatırım programının rasyonelize edilmesi, atılan adımların başlıcalarıdır. Yeni Bankacılık Kanunu ile bankacılık sektörünün denetim ve gözetim çerçevesi, Avrupa Birliği standartlarına yükseltildi ve sektörün sağlıklı işleyişine yönelik sağlam bir altyapı da böylece oluşturulmuş oldu. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu şu anda bu yeni kanunun uygulama yönetmeliklerini hazırlama çalışmalarını hızla sürdürmektedir.'' BANKACILIK SEKTÖRÜNÜN SERMAYE YETERLİLİĞİ...- Bankacılık sektörünün geçirdiği operasyonel ve finansal yapılanma sonucunda ciddi bir güç kazandığına işaret eden Babacan, şöyle konuştu: ''Şu anda Türk Bankacılık Sektörü, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ülkeleri içerisinde, sermaye yeterlilik rasyosu açısından en yüksek değere sahip sektördür. Bankaların yurtiçi ve yurtdışı bankalarla gerçekleştirdiği, devir, birleşme ve satın alma işlemleri yine sektörü daha güçlü ve rekabetçi bir konuma taşımış oldu. Mali göstergeler, sektörün oldukça sağlam bir yapıda olduğunu göstermektedir. Güçlü ve riskini iyi yöneten bir finans sektörü, global hareketlilik ortamında Türkiye'nin en önemli avantajlarından birisini oluşturmaktadır.'' BANKACILIK SEKTÖRÜNÜN GÜCÜ...- Son bu piyasa hareketliliğinden bir yıl önce başlayan çalışmalarda, olası faiz hadlerinde ya da kurlarda olabilecek hareketlerde bankaların tek tek tüm bilançolarıın gözden geçirildiğini, simülasyonlar yapıldığını belirten Babacan, bütün bu analizlerde, bankaların, faiz hadlerine ve kur seviyesine karşı çok korunaklı bir bilanço yapısına sahip olduğunun görülmüş olduğunu ifade etti. ''Bu hareketlilikte görüyoruz ki Türk Bankacılık Sektörü, tarihinin belkide en güçlü noktasında ve özellikle Merkez Bankamız'ın açıklamış olduğu finansal istikrar raporuna bakacak olursanız, finansal istikrar endeksi tarihinin en üst noktasındadır'' ifadesini kullanan Babacan, ''yine bankacılık sektörüyle ilişki olmak üzere, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, ilk defa düzenli olarak Hazine'ye kaynak aktarır konuma gelmiştir'' şeklinde konuştu. Kamu bankalarının yeniden yapılandırılması ve özelleştirmeye hazırlanmaları konularında da önem adımların atıldığını belirten Babacan, yıllarca likidite sıkıntısı çeken kamu bankalarının, son yıllarda yüksek performans sonucu elde ettikleri karı, bütçe geliri olarak transfer ettiklerini kaydetti. Halk Bankası'nın özelleştirilmesine ilişkin olarak danışman firma seçiminin tamamlandığını hatırlatan Babacan, uygulamaya yönelik çalışmaların devam ettiğini belirtti. Babacan, Vakıfbank'ın ilk halka arz sürecinin başarıyla sonuçlandırıldığını da vurguladı. Mali sektörde kaydedilen gelişmeleri kapsamlı bir şekilde değerlendirilmek amacıyla IMF ve Dünya Bankası ile birlikte yürütülen Mali Sektörün Değerlendirilmesi programının başlatıldığının altını çizen Babacan, bu reformun, tüm finans sektörünün çok daha şeffaf bir şekilde uluslararası standartlarda revize edilmesi ve ayrıca raporlanması açısından çok önemli olduğunu ve reformun takvime uygun bir şekilde devam ettiğini belirtti. Sosyal güvenlik reformuna ilişkin yasal düzenlemelerin gerçekleştirilmekte olduğunu belirten Babacan, sosyal güvenlik reformunun orta ve uzun dönemde Türkiye'yi daha rekabetçi bir hale getireceğini ifade etti. Babacan, Sosyal güvenlik kurumlarının yeniden yapılandırılan gelirlerinin, öngörülenden daha güçlü bir performans gösterdiğini de vurguladı.Vergi reformu konusunda da adımlar atıldığını ve vergi uygulamaları açısından Avrupa Birliği'ne hergeçen ay daha uyumlu hale gelindiği kaydeden Babacan, Maliye Bakanlığı'nın, hem kurumlar vergisi, hem de gelir vergisi alanında vergi tabanını genişletecek ve vergi oranlarını düşürecek önemli adımlar attığını ifade etti Özelleştirmede tarihi adımlar atıldığını vurgulayan Babacan, yatırım ortamını iyileştirme çerçevesinde, yeni yasayla yerli-yabancı ayrımını ortadan kaldırdıklarını söyledi. YATIRIM DANIŞMA KONSEYİ TOPLANTISI...- Babacan bu arada, 3. Yatırım Danışma Konseyi toplantısının 29 Haziran'da toplanacağını, bu toplantılarda Türkiye'deki yatırım ortamının, yabancı yatırımcılar açısından değerlendirilmesini istediklerini ve öneri ile eleştirileri dinlediklerini vurguladı. Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Kanunu'nun TBMM'den geçtiğini de anlatan Babacan, özellikle orta ve büyük boyuttaki yatırımcıların Türkiye hakkında bilgi almalarına sağlayacak imkanların hazırlandığını ifade etti. Babacan, bütün bu gelişmeler sonucunda, geçen yıl 9,7 milyar dolar olan Doğrudan Yabancı Sermaye girişinin, bu yıl çok daha fazla olmasının beklendiğini kaydetti.
<< Önceki Haber Babacan'dan rahatlatan açıklama Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER